HABERMAX. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun, CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşanan polis ablukasına yönelik yaptığı açıklama, Türkiye’deki siyasi gerilimin ve demokrasiye yönelik endişelerin bir yansıması olarak öne çıkıyor. İmamoğlu’nun, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu sırada yaptığı bu açıklama, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na mahkeme kararıyla kayyum atanması ve ardından bina önünde başlayan polis ablukasına tepki niteliğinde.
İmamoğlu, partililerin kendi il binalarına girişlerinin engellenmesini “hukuksuz” olarak nitelendirerek, güvenlik güçlerinin bir siyasi partinin ablukasına alet edilmesini sert bir şekilde eleştirdi. “Partililerimizin kendi il binalarına yani evlerine girememesini hangi hukuka dayandırıyorsunuz?” sorusuyla, bu müdahalenin hukuki meşruiyetini sorguladı. Ayrıca, ülkenin asayişiyle ilgilenmesi gereken polislerin bu şekilde kullanılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
“Hukuksuzluğa Son Verin” Çağrısı
İmamoğlu, açıklamasında iktidara net bir mesaj vererek, “Bu hukuksuzluğunuza derhal son verin” dedi. Milletin umudunu kırmaktan ve ülkeyi kaosa sürüklemekten vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, yaşananların sadece bir partiye değil, Türkiye’nin demokrasisine ve cumhuriyetine yönelik bir tehdit olduğunu ifade etti. “Artık bu mesele kişilerin ve partilerin üzerinde bir memleket meselesidir” diyerek, tüm siyasi partilere ve yöneticilere, bu hukuksuz müdahalelere karşı durma çağrısında bulundu.
Olayların Arka Planı
CHP İstanbul İl Başkanlığı’na, 2 Eylül 2025 tarihinde İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından alınan kararla, mevcut yönetimin görevden uzaklaştırılması ve Gürsel Tekin’in kayyum olarak atanması kararı verilmişti. Bu kararın ardından, 7 Eylül akşamı CHP tarafından yapılan toplanma çağrısı üzerine İstanbul Valiliği, Beşiktaş, Beyoğlu, Eyüpsultan, Kağıthane, Sarıyer ve Şişli ilçelerinde 7-10 Eylül tarihleri arasında tüm miting, yürüyüş ve etkinlikleri yasakladı. Aynı akşam, il başkanlığı binası çevik kuvvet polisleri tarafından ablukaya alındı ve giriş-çıkışlar engellendi. Gürsel Tekin’in 8 Eylül’de polis eşliğinde binaya girmesi, partililerin yoğun protestolarına neden oldu ve bu olaylar dünya basınında da geniş yankı buldu.
Sosyal Medya Kısıtlamaları ve Gözaltılar
Olaylar sırasında, sosyal medya platformlarına (X, Instagram, YouTube, WhatsApp vb.) erişimde bant genişliği daraltması yaşandığı, NetBlocks tarafından doğrulandı. Ayrıca, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, protestolar sırasında “provokatif paylaşım” yaptığı iddia edilen 24 sosyal medya kullanıcısı hakkında gözaltı kararı çıkardı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP İl Başkanlığı önündeki olaylarla ilgili adli soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Muhalefetten Tepkiler
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, il başkanlığının ablukaya alınmasını “haneye tecavüz” olarak nitelendirerek, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya tepki gösterdi. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan ise yaşananları “demokrasi meselesi” olarak değerlendirerek, muhalefete yönelik baskıların arttığına dikkat çekti. İYİ Parti, Yeniden Refah Partisi, Zafer Partisi ve Memleket Partisi gibi diğer muhalefet partileri de bu olayları “sivil darbe” ve “hukuksuzluk” olarak tanımlayarak tepki %
Sonuç
Ekrem İmamoğlu’nun bu açıklaması, CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşanan olayların, Türkiye’deki siyasi atmosferin ve yargı süreçlerinin ne kadar tartışmalı bir hale geldiğini gözler önüne seriyor. Kendisi de yolsuzluk ve diğer suçlamalarla yürütülen soruşturmalar kapsamında Mart 2025’ten beri tutuklu bulunan İmamoğlu, bu süreçte hem kendi durumuna hem de partisine yönelik müdahalelere karşı mücadelesini sürdürüyor. Yaşananlar, sadece CHP’ye değil, Türkiye’nin demokratik yapısına yönelik bir mesele olarak geniş bir yankı uyandırmış durumda.