Dolar 32,1605
Euro 35,1491
Altın 2.467,46
BİST 10.158,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Az Bulutlu
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Per 21°C
Cum 22°C
Cts 23°C
Paz 23°C

RİSK FAKTÖRLERİ ENGELLENİRSE ALZHEIMER HASTALIĞINA YAKALANMAYABİLİRSİNİZ

RİSK FAKTÖRLERİ ENGELLENİRSE ALZHEIMER HASTALIĞINA YAKALANMAYABİLİRSİNİZ
5 Ekim 2023 19:02 | Son Güncellenme: 5 Ekim 2023 19:04
100

HABERMAX.Dünyada 47 milyon Alzheimer hastası bulunuyor ve 2030 yılında bu sayının 76 milyon, 2050’de ise 135.5 milyon hasta olması bekleniyor. Türkiye’de ise 600.000 aile bu hastalıkla mücadele ediyor. Her 3 saniyede 1 kişi ise demans hastası oluyor. Medicana Sağlık Grubu uzmanları Alzheimer hastalığı ve tedavisine yönelik önemli açıklamalarda bulundu.


Medicana Ataköy Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Selda Korkmaz: Alzheimer hastalığının beyinde geri dönüşsüz hücre kaybıyla niteli olduğunun ve günümüzde etkin bir tedavisi bulunmadığının altını çizen Medicana Ataköy Hastanesi Nöroloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Selda Korkmaz Yakar, “Son yıllarda, Alzheimer hastalığının tedavisinde daha etkin olabilecek bazı seçenekler klinik kullanıma sunulmuştur. Bazı ilaçlar erken evre Alzheimer hastalarında kullanım onayını almış ve hücre kaybını önleyebildiği için en azından yavaşlattığı gösterilmiştir” diye konuştu. Alzheimer hastalığında görülen geri dönüşsüz hücre kaybı, aslında beyinde ve özellikle belirli bölgelerinde anormal proteinlerin birikiminden kaynaklandığına dikkat çeken Doç. Dr. Selda Korkmaz Yakar, “Burada sözü edilen proteinler; amiloid beta ve tau proteinidir. Aslında hücre ölümünün neden olduğu sorusunun cevabı aynı zamanda hastalığın nasıl tedavi edileceğine de cevap olmuştur. Günümüzde tedavi seçenekleri ve artan çalışmalar da aslında bu iki proteini hedef almıştır. Anormal protein birikimi önlenebilirse hücre kaybının sonucu olarak Alzheimer hastalığının tedavi edilebileceğine inanılmaktadır. Önümüzdeki yıllarda tau proteinini hedef alan ilaç seçenekleri de beklenmekte ve yoğun olarak çalışılmaktadır” açıklamasında bulundu. Alzheimer hastalığının düzeltilebilir ve düzeltilemez risklerin varlığına bağlı olarak gelişme gösterdiğini ifade eden Doç. Dr. Selda Korkmaz Yakar, “Düzeltilemez risk faktörleri; genetik, yaş, cinsiyet gibi etkenlerdir. Diğer yandan düzeltilebilir risk faktörleri bizim için daha önemlidir, çünkü düzeltilebilir risk faktörlerini önleyebilirsek hastalık başlangıcı gecikir ve hatta hastalığın oluşumu engellenir. Sözü edilen düzeltilebilir risk faktörleri; diyabet, hipertansiyon, kafa travması, stres, depresyon ve obezite varlığıdır” dedi.
Medicana Kadıköy Hastanesi Nöroloji Uzmanı, Uzm. Dr. Oğuzhan Onultan: “Alzheimer hastalığı, nörolojik bir hastalık olan ve genellikle ilerleyici hafıza kaybı, bilişsel gerileme ve kişilik değişiklikleri gibi belirtilerle karakterize edilen bir hastalıktır. Alzheimer hastalığı, beyindeki sinir hücreleri arasındaki bağlantıları ve işlevleri etkileyen birçok patolojik sürecin sonucunda ortaya çıkar. Bu hastalığın nedenleri tam olarak anlaşılamamış olsa da genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir.” dedi. Ve hastalığın genel olarak belirtilerinden şöyle bahsetti: “Alzheimer hastalığının belirtileri, hastalığın ilerleyişine bağlı olarak değişebilir ve yaşa göre farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak Alzheimer’ın belirtileri şunlar olabilir: Bellekte zayıflama: Alzheimer hastaları, özellikle yakın tarihteki olayları kaydetme veya bilgileri hatırlamakta zorluk yaşarlar. İlerledikçe bu bellekteki zayıflık daha da belirgin hale gelebilir. Bilişsel sorunlar: Zihinsel işlevlerdeki bozulmalar, düşünme yeteneği, problem çözme, karar verme ve mantıklı düşünme gibi bilişsel işlevlerde sorunlara yol açar. Dil sorunları: Alzheimer hastaları konuşma ve yazma yeteneklerinde zorlanabilirler. Kelimeleri unutma, cümleleri oluşturma ve dil bozuklukları gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Karar verme güçlüğü: Alzheimer hastaları günlük yaşam kararlarını almakta zorlanabilirler. Basit kararlar bile onlar için karmaşık hale gelebilir. Yerleşiklik sorunları: Alzheimer hastaları, zaman ve mekânın yanı sıra yerleşikliklerini de kaybedebilirler. Evlerinde veya çevrelerinde kaybolma riski taşırlar. Kişilik ve davranış değişiklikleri: Alzheimer hastalarında kişilik değişiklikleri (örneğin agresiflik, şüphecilik) ve davranış bozuklukları (örneğin huzursuzluk, aşırı kaygı) sıkça görülür. Sosyal ve mesleki gerileme: Alzheimer hastaları sosyal ilişkilerini sürdürmekte ve iş, veya mesleki yaşamlarını sürdürmekte zorlanabilirler. Alzheimer hastalığının belirtileri, kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve hastalığın ilerleyişine bağlı olarak artabilir. Hastalığın erken dönemlerinde belirtiler hafif olabilir ve bazen dikkat çekmeyebilir. Ancak ilerledikçe, bu belirtiler daha belirgin hale gelir. Alzheimer hastalığı yaşla birlikte riski arttırsa da, her yaşta ortaya çıkabilir. Genellikle 65 yaş üstü bireylerde daha sık görülür, ancak daha genç yaşlarda da teşhis edilebilir (erken başlangıçlı Alzheimer). Bu nedenle, yaşla birlikte unutkanlık veya diğer bilişsel sorunlar yaşayan kişilerin bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmesi önemlidir. Erken teşhis, tedaviye başlama ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatma açısından önemlidir.” dedi.

Alzheimer hastalarında tedavi süreçlerinden de bahseden Uzm. Dr. Onultan sözlerine şöyle devam etti: “Alzheimer hastalığı şu anda kesin bir tedavi yöntemi bulunmayan ilerleyici bir nörolojik hastalıktır. Hastalığının ilerlemesini yavaşlatmaya ve semptomları hafifletmeye yönelik bazı tedavi ve müdahaleler mevcuttur. İşte bazı tedavi ve yavaşlatma yöntemleri: İlaç Tedavisi: Alzheimer hastalarının semptomlarını hafifletmek ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için belirli ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar arasında asetilkolinesteraz inhibitörleri ve memantin gibi nörotransmitterlerin işlevini etkileyen ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçlar, zihinsel işlevleri iyileştirmeye veya semptomları bir süreliğine kontrol altına almaya yardımcı olabilir. Bilişsel Rehabilitasyon: Alzheimer hastaları için bilişsel rehabilitasyon programları tasarlanabilir. Bu programlar, hastaların bilişsel becerilerini korumalarına yardımcı olmak amacıyla zihinsel egzersizler içerir. Bu egzersizler bellek, dil, problem çözme ve diğer kognitif yetenekleri hedefler. Sağlıklı Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sağlıklı bir yaşam tarzı, Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, uyku düzenine dikkat etme ve sosyal etkileşim sağlama gibi faktörler, beyin sağlığını korumak için önemlidir. Destek ve Bakım: Alzheimer hastaları için destek ve bakım, yaşam kalitelerini artırabilir. Aile üyeleri veya profesyonel bakıcılar tarafından sağlanan destek, hastaların günlük yaşam aktivitelerini sürdürebilmelerine yardımcı olabilir. Alzheimer hastalığına yönelik tedavi, hastalığın erken evrelerinde başlandığında daha etkili olabilir. Bu nedenle, belirtiler fark edildiğinde bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmek önemlidir. Ancak, hastalığın ilerlemesi kaçınılmazdır ve tedaviler semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olsa da, hastalığı tamamen durduramazlar.” dedi.

Medicana Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı, Dyt. Kübra Sert: Alzheimer’dan korunmada ve hızının yavaşlatılmasında sağlıklı beslenme büyük bir rol oynamaktadır. Yapılan çalışmalarda; doymuş yağ asitleri, yüksek enerjili diyet ve yüksek alkol tüketiminin Alzheimer riskini arttırdığını söyleyen Dyt. Kübra Sert; “Alzheimer’dan korunmada Akdeniz Tipi Beslenme oldukça önemlidir.” dedi. Doymuş yağ ve trans yağ tüketiminin azaltılması, sebze ve meyve tüketiminin artırılması, E vitamini ve B12 vitaminlerinden zengin beslenme Alzheimer’ dan korunmada alınabilecek etkili yöntemler olduğunu belirten Dyt. Kübra Sert; “Alzheimer hastalarında iştahsızlık, beslenme bozukluğu, aşırı yeme ve besin dışındaki şeyleri yeme durumu gibi beslenme bozuklukları görülebilmektedir. Bu nedenle her hastanın diyeti kendine özgü olmalıdır. Hastanın ihtiyacına yönelik sağlığını olumlu etkileyen bir program oluşturulmalıdır.” diye açıklamalarda bulundu. Alzheimer hastalarında beslenmeye yönelik ipuçları veren Dyt. Kübra Sert sözlerine şöyle devam etti: Antioksidanlardan Zengin Bir Diyet: Meyve, Sebze, Yeşil Çay gibi antioksidanlar beyin sağlığını desteklemektedir. Bu nedenle diyette sebze ve meyvelere yer verilmelidir. Örneğin: ıspanak karnabahar lahana yaban mersini çilek, portakal Yağlar: Ceviz, Avokado, Zeytin Yağı, Keten Tohumu gibi beyin fonksiyonunu destekleyen sağlıklı yağ alternatifleri tercih edilmelidir. Omega-3 açısından zengin balıklara diyette verilmelidir. Örneğin: somon, sardalya, ton balığı. B Vitaminleri: B6, B12 VE Folik Asit gibi B grubu vitaminleri içeren besinler beyin sağlığını destekler. Alzheımer hastalarının diyetlerinde B vitaminleri açısından zengin besinlere yer verilmesi sağlığın seyri açısından önemlidir. Örneğin; yumurta, süt ürünleri yeşil yapraklı sebzeler

Sıvı Alımına Dikkat: Dehidrasyon, Alzheımer semptomlarını olumsuz etkileyen bir durumdur. Bu nedenle hastanın düzenli sıvı alımı takip edilmeli ve su içmeye teşvik edilmeli. Düzenli ve Dengeli Beslenme: Alzheımer hastalarının düzenli ve sağlıklı beslenmesi, hastalığın seyrini önemli ölçüde etkileyen bir faktördür. Dolayısıyla hastanın da hasta yakınlarının da beslenme konusunda uzmanlar tarafından bilinçlendirilmesi gerekir.

Medicana Grubu Hakkında

Kurulduğu 1992 yılından bu yana 10 binin üzerinde çalışanı ile hastalarına modern tıbbın imkânlarını sunan Medicana Grubu, İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Samsun, Sivas ve Bursa’da yer alan 15 hastanesi ile faaliyetlerine devam ediyor. Yaptığı yatırımlar ve sunduğu hizmet ile özel sağlık sektörünün öncüleri arasında olan Medicana Sağlık Grubu, hastanelerinin modern mimari yapıları, akademik kadrosu, teknoloji parkuru, tıbbi imkânları ve sağlık sektöründeki başarılarıyla uluslararası hastaların da tedavi olmak için tercih ettiği sağlık kuruluşları arasında yer alıyor. Sağlığa olduğu kadar eğitime de önem veren Medicana Grubu, 2018-2019 eğitim-öğretim döneminde “bireyin bütününü eğitmek” anlayışı ile Medicana Eğitim Grubu’nu kurdu ve Modern Bilimler Akademisi (MBA) Okullarını açtı. MBA, Türkiye’nin birçok ilinde bulunan kampüsleriyle Türkiye’nin lider eğitim kurumu olma yolunda çalışmalarına devam ediyor. Medicana Eğitim Grubu’nun 2019-2020 akademik eğitim yılında açtığı Fenerbahçe Üniversitesi ise dünya dillerine hâkim, inovatif ve yaratıcı düşünceye açık, sosyal ve akademik gelişimini tamamlamış bireyler yetiştirmeyi ve dünyanın önde gelen üniversiteleri arasında yer almayı hedefliyor.

Paylaşın:
Objektif, tarafsız, şeffaf, hakaret olmadıkça her görüşe saygılı olmaya çalışıyoruz, sağı solu olmadan bütün siyasi haberlerinizi yayınları...
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.