AHA.Ne kadar ciddiye alınması gerektiği hep tartışılan bir isim olarak Prof. Burhan Kuzu, bir kez daha “Başkanlık Sisteminin mimarı ve Kurucu Babası olarak diyorum ki gelin siyaseti çok fazla bölmeyelim. Ülke yararı birlik ve beraberlikten doğar. Sağ ve sol olmak üzere iki Merkez Parti etrafında bütünleşelim. Esasen yeni model böyle bir parti yapılanmasına uygundur” diye birkaç gün öne “yeni” bir açıklama yaptı.
Kuzu’nun bu açıklaması aslında yeni bir temenni olmasının ötesinde sistemin iflasının da ilanı anlamına geliyor. “Bu ülkenin yüzde 65-70’i sağa, geriye kalan yüzde 30-35’de sola oy veriyor, iki partili sistemde biz CHP’yi hep yeneriz ve sürekli iktidarda kalırız” hesabı yapan AKP’nin bu hesabı Millet İttifakı’ndan döndü!
Tam bu sırada Muharrem İnce’nin “ikinci eller” üzerinden “parti kuruyor” diye başlayıp “parti değil harekete” dönüşen çıkışının gündeme oturması da AKP-MHP blokunun “gökte arayıp yerde bulduğu” bir nimete dönüştürülmeye çalışıldığı da ayan beyan ortada. Bu yüzden tıpkı Akşener de olduğu gibi “Bay Muharrem” aynı anda hem de “hak” teslim edilerek “Muharrem Bey” oldu!
YENİ MİLLİYETÇİ İTTİFAK MI?
Meral Akşener MHP ile “milliyetçi” yeni bir bloka, ittifaka yürür mü ve yeni ittifakların önünü açar mı bilinmez ama Muharrem İnce üzerinden büyük bir hattın açılmayacağı görüldü.
CHP ve muhalefet çevreleri belki ilk bir iki gün “ne oluyor” diye sorsalar da, İnce’nin bu çıkışı hem 24 Haziran ve Olağanüstü Kurultay sürecinde olduğu gibi iyi yönetilmediğinden dolayı hem de CHP eski Genel Başkanları’nın doğru ve yerinde müdahalelerinin, genel merkezin de sessiz kalmasıyla etkisini yitirdi.
Bunun en önemli nedeni yalnızca Muharrem İnce’nin süreci iyi yönetememesi değil, asıl olarak İnce’nin CHP’de de, Türkiye’de de siyaseten farklılık yaratacak bir ideolojik duruşu olmamasından kaynaklanıyor. Siyasette konjonktürün ve zamanlamanın öneminin yanı sıra, siyasi farklılık ve heyecan dalgası yaratmak yalnızca itiraz kültürüyle, iddiayla, hırçınlıkla, meydan okumakla, Erdoğan’la boy ölçüşmeye çalışarak olmuyor, devletin yapılanmasına, siyasal sisteme, üretim biçiminden kamuculuğa, Kürt meselesinden laikliğe, ittifaklardan silahlanmaya ve savaşa, enerjiye bakışla oluyor…
DAHA GENİŞ DEMOKRATİK İTTİFAK
İktidarın yönetemez hale geldiği bir dönemde enerjiyi, parti içinde de, parti dışında da, her yerde asıl olarak önce iktidarın, sonra da sorunların asıl kaynağı sistemi değiştirecek önerilere ve bu değişikliğin önünü açacak en geniş demokratik ittifak oluşturmaya harcamalı…
12 Ağustos 2020, Çarşamba
Necdet Saraç