HABERMAX.Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Oyun Kongresi, çocuk hakları ve oyunun evrensel önemini vurgulayan güçlü bir konuşmayla açıldı. Açılış konuşmasını Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile İstanbul Milletvekili ve Çocuk Hareketi’nin fikir annesi Elif Esen gerçekleştirdi.
Elif Esen konuşmasında, siyasetin değişimini geçen bir bilgisayarda yaşayana dokunan deneyimlerini ve çocuk odaklı politik vizyonunu paylaştı. Hem bir anne hem bir çocuk haklarını savunucusu hem de henüz hazır değil, anneanne olmuş biri olarak yaptığı konuşmadan üç gün önce, salonda sahnede duygusal anlar oldu.
“Oyun bir eğlence değil, hayata tutunma biçimidir”
“Bir çocuk için oyun yalnızca bir eğlenme biçimi değil, hayata tutunma biçimidir” diyen Esen, oyunun güvenli bağlantısının, duygusal gelişimin ve sosyalleşmenin temel araçlarından biri olduğuna dikkat çekti. Oyunun haklarının çocukların en doğal haklarının olduğunu vurgulayan Esen, “Bugün burada oyun konuşarak aslında özgürlüğünüzü, çocukların bir birey olarak kabulünü sunuyoruz” ifadesini kullandı.
“Çocuklardan oluşan bir temel kurulumuz var”
Çocuk Hareketi’nin yalnızca çocuklar adına değil, çocuklarla birlikte çalıştığını söyleyen Esen, “Bugünün politikası masa başında, çocuklardan uzak yapılmakta. Biz bunu değiştirmek için yola çıktık. Çocuk Hareketi, çocuklar aktif olarak bulunmaktayla şekilleniyor. Çocuk Danışma Kurulumuz ve farklılarda çocuklar sahibi” dedi. Oyunun biyolojik öğrenmenin ve azaltılmasının, Çocuk Hareketi’nin genelliğinin yer aldığını vurguladı.
“Partiler üstü bir inisiyatif: Çocuk siyasetten büyüğü”
Esen, çocukların hak ettikleri biçimde siyasette temsil edilmesini vurgulayarak, Çocuk Hareketi’nin bu anlayışla partiler üstü bir sivil inisiyatif olarak kaydedildiğini ifade etti. Mecliste farklı partilerden milletvekilleri ile gazete kanun teklifleri, araştırma önerileri ve öneriler sunduklarını söyledi.
“Babaannem Kızılay çadırlarında oyunla iyileşmiş”
Konuşmasının sonunda kişisel bir anını da paylaşan Esen, Kurtuluş Savaşı sırasında Gemlik’ten İstanbul’a göç edenin Haydarpaşa Garı’nda Kızılay çadırlarında kaldığını anlattı. Babaannesinin, o dönemde Kızılay görevlilerinin “ağızlarında yumurta taşıma oyunu” gibi oyunları oynattığını aktaran Esen, “Savaşın ortasındaki çocukları travmayı unutturmak için oyunu bir bakım aracı olarak kullanılmışlar. Oyun, iyileştirici gücüyle geçmişten günümüze bize yol veriyor devam ediyor” dedi.
“Hiçbir çocuk oyunsuz, katılımsız ve sözsüz kalmamalı”
Esen, şu şekilde özetledi: “Hayat, oyunun evrensel dilini anlayanlar için her zaman yeniden kurulabilir. Oyunla büyüyen, oyunla düşünen, oyunla çözüm arayan bir siyasetin mümkün kılınması mümkün. Çocuk Hareketi, hiçbir çocuğunu geride bırakmak için oyunlara katılmaya devam edecek.”