HABERMAX. Siyaset bilimci Sabri Şenel, Ortadoğu’daki Türk kimliğinin ihmal edilmesine dair çarpıcı bir analizde bulundu. Şenel, özellikle Irak ve Suriye’deki Türkmenlerin, tarihsel süreç içerisinde hem yerel halklar hem de dış güçler tarafından görmezden gelindiğini belirtiyor. Ortadoğu’nun karmaşık etnik ve mezhebi yapısında Türkmenler, çoğu zaman gündeme dahi gelmeyen bir grup olarak kalmış durumda.
Irak’ta Türkmenler ve Türk Kimliği
Şenel’in analizine göre, Irak’ta Türkmenlerin durumu benzer bir şekilde ihmal edilmiştir. 2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’a müdahalesi sonrası ülke, Sünni, Şii ve Kürtler arasında paylaştırılmıştır. Bu süreçte Türkmenler, tarihsel olarak bu topraklarda varlık gösterdikleri halde, görünür olmaktan uzaklaşmışlardır. Bağdat’ta Türkmenlerin nüfusu ve kültürel etkisi göz ardı edilirken, bu kimlik genellikle daha az öneme sahip bir grup olarak sayılmaktadır.
Irak’ta Türkmenlerin yaşadığı bu sorun, bölgedeki etnik çatışmaların da derinleşmesine yol açmıştır. Sünni, Şii ve Kürt grupları arasında sürüp giden gerilimlerin, Türkmen kimliğinin bastırılmasına neden olduğunu ifade eden Şenel, “Türklerin adı geçmedi,” diyerek bu topluluğun yaşadığı dışlanmışlık durumunu vurgulamaktadır.
Suriye’deki Durum: Türkmenler Yine Görünmüyor
Şenel’in dikkat çektiği bir diğer önemli konu ise Suriye’deki Türkmenlerin durumu. 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı, bölgede etnik ve mezhebi çatışmaların körüklenmesine neden olmuştur. Suriye’de günümüzde Sünniler, Kürtler, Nusayriler ve Dürziler, savaşın etnik haritasının en belirgin figürleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkmenler ise, tıpkı Irak’ta olduğu gibi, bu çatışmaların dışında kalmış ve sesleri duyulmamıştır.
Suriye’deki Türkmen nüfusunun çoğu, özellikle Türkiye sınırına yakın bölgelerde yaşamaktadır. Ancak, bu topluluk büyük güçler tarafından neredeyse tamamen göz ardı edilmiştir. Birçok Türkmen, savaşın başlamasıyla birlikte kendi kimliklerini koruma mücadelesi verirken, dış destek ve uluslararası ilgi görme konusunda sıkıntılar yaşamaktadır.
Ortadoğu’da Türk Kimliğinin Çatışması
Şenel, Irak ve Suriye’deki Türkmenlerin durumu üzerinden Ortadoğu’daki Türk kimliğinin kayboluşuna dikkat çekiyor. Irak ve Suriye’deki çatışmaların merkezine Sünni, Şii, Kürt, Nusayri ve Dürzi kimliklerinin oturduğu bir ortamda, Türkmenler adeta yok sayılmaktadır. Bunun, hem bölgesel çatışmaların hem de uluslararası siyasi oyunların bir sonucu olduğunu ifade eden Şenel, Türkmenlerin bu dinamikler içinde kenara itilmiş bir topluluk haline geldiğini belirtiyor.
Türk kimliğinin bu topraklarda unutulması, sadece siyasi bir durum değildir; aynı zamanda kültürel bir kayıptır. Şenel, “Bir cihana değişmem şu öksüz Türklüğümü,” diyerek, Ortadoğu’daki Türkmen kimliğine duyduğu özlemi ve bu kimliğin korunmasına olan bağlılığını dile getirmektedir. Türkler, uzun bir tarihi geçmişe sahip oldukları bu topraklarda hâlâ büyük bir kültürel mirasa sahiptirler. Ancak, bu mirasın yeterince tanınmadığı ve temsil edilmediği bir gerçektir.
Türkmenlerin Geleceği: Kimlik Krizi ve Dışlanmışlık
Türkmenlerin Ortadoğu’daki kimlik krizi, sadece etnik bir sorun olmanın ötesindedir. Şenel’in analizinde, Türkmenlerin sadece dışlanmadığı, aynı zamanda kültürel ve siyasi arenada daha geniş bir stratejik eksikliğe de uğradıkları vurgulanmaktadır. Türkmenler, ne Irak’ta ne de Suriye’de önemli bir siyasi temsil bulamamış, bu da onları bölgesel barış ve istikrar için daha da marjinal hale getirmiştir.
Ortadoğu’nun karmaşık etnik yapısı içinde, Türkmenler, Sünni, Şii ve Kürt grupları arasında sıkışmış, kültürel kimlikleri silinmiş bir durumda kalmaktadır. Bu dışlanmışlık, bölgedeki Türk kimliğinin yok olmasına yol açabilir. Ancak Sabri Şenel, yine de Türk kimliğine sahip çıkılması gerektiğini savunarak, “Bir cihana değişmem şu öksüz Türklüğümü” ifadesiyle, Ortadoğu’daki Türklerin kimliklerinin kaybolmaması için mücadele edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Ortadoğu’daki Türklerin yaşadığı bu durumu değiştirmek, sadece bölgesel barış için değil, aynı zamanda Türk kimliğinin korunması ve tanınması açısından da büyük önem taşımaktadır.