Dolar 42,5274
Euro 49,6098
Altın 5.782,09
BİST 10.918,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 19°C
Paz 15°C
Pts 12°C
Sal 12°C

Naci Görür’den İstanbul için Deprem Uyarısı: “Er ya da geç olacak”

Naci Görür’den İstanbul için Deprem Uyarısı: “Er ya da geç olacak”
2 Ekim 2025 19:46
197

HABERMAX. Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Bölgesi’nde her an büyük bir depremin yaşanabileceğine dikkat çekti. Marmara Denizi’nden geçen Kuzey Anadolu Fayı’nın (KAF) kuzey kolunun aktif olduğunu hatırlatan Görür, “14 milyon yıllık jeolojik süreçte bu bölgede sürekli depremler oldu, gelecekte de olacak” dedi.

Özellikle İstanbul için beklenen depremin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Görür, kent yönetimleri ve halkı hazırlık konusunda uyardı.

Görür’ün işaret ettiği önlemler:

  • Bina dayanıklılığı: Riskli yapıların tespit edilerek güçlendirilmesi veya yenilenmesi.
  • Acil durum planları: Belediyeler, kurumlar ve aileler için uygulanabilir kriz senaryolarının hazırlanması.
  • Altyapı güçlendirmesi: Elektrik, su, doğalgaz ve ulaşım hatlarının depreme dirençli hale getirilmesi.
  • Halkın bilinçlendirilmesi: Eğitim ve tatbikatlarla toplumsal farkındalığın artırılması.

Görür’ün bu çağrısı, bilimsel verilere dayalı bir uyarı niteliği taşıyor ve karar vericiler tarafından acilen dikkate alınması gerekiyor.

Elbette, Prof. Dr. Naci Görür’ün İstanbul ve Marmara Bölgesi’ne dair geçmişte ve güncel dönemde dile getirdiği bazı kritik uyarılar ve vurgular şunlar:


🧭 Başlıca Uyarılar & Vurgular

1. “Bu depremler beklediğimiz büyük deprem değil, stresi artırıyor”

Görür, İstanbul’da yaşanan orta büyüklükteki depremleri yorumlarken, bunların asıl büyük depremin “öncüleri” olabileceğini söylüyor. Bu sarsıntıların fay hattındaki gerilimi artırdığını ve fayın kırılmasını kolaylaştırabileceğini belirtiyor.

Örneğin 23 Nisan’daki ~6,2 şiddetli deprem üzerine şöyle demişti:

“Bunlar Marmara’da beklediğimiz büyük deprem değil. Bunlar bu fayın biriktirdiği stresi artırıyor. Yani kırılmaya zorluyor. Asıl deprem daha büyük ve 7’nin üzerinde olacak.”


2. “Periyot doldu, artık kırılma zamanı gelmiş olabilir”

Görür, Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara kolu için genellikle ~250 yıllık bir döngüden bahsediyor. Ona göre, en son büyük sarsıntı 1766’da olmuş; bu periyot süre olarak dolmuş durumda:

“En son büyük deprem 1766’da oldu. 250 yıl eklediğinizde 2016 yılına geliyorsunuz. Yani Marmara’nın deprem üretme zamanı doldu.”


3. “En büyük hasarı Avrupa Yakası alacak; kıyı ve zayıf zemin büyük risk”

Görür, İstanbul’un zemin yapısı ve coğrafi konumu açısından Avrupa Yakası’nın dezavantajlı olacağını sıkça vurguluyor:

  • Avrupa Yakası’ndaki zeminlerin “yumuşak”, “suya doygun” olması ve bu yapıların deprem dalgalarını büyütecek özelliklere sahip olması muazzam risk doğuruyor.
  • Kıyı bölgelerinde, manzara güzelliğiyle yaşayanların aslında deprem etkisini daha çok hissedecek alanlarda olduğuna dikkat çekiyor.
  • Avrupa Yakası’nda olası bir 8–9 şiddetindeki depremde, en sağlam yapıların bile zarar görebileceğini belirtiyor.

4. “Kumburgaz fay segmenti kırılmaya hazır; 7 üzeri depreme potansiyel”

Görür, Marmara Denizi’ndeki Kumburgaz fay segmentine özel dikkat çekiyor:

  • 1999’daki büyük depremlerden kaynaklı stresin bu fay segmentine aktarıldığını, bu nedenle kırılma ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor.
  • Bu segment kırılırsa 7’nin üzeri büyüklükte bir deprem üretme potansiyeli olduğu uyarısını yapıyor.
  • Silivri ve çevresinin zemin yapısına dair kritik riskler işaret ediyor; gevşek toprak, suya doygun katmanlar gibi özelliklerin zarar artıracağını söylüyor.

5. “Deprem dirençli kentler tek çare; sadece bina değil, altyapı, yol, kamu binaları dahil her şey”

Görür’ün mesajında, sadece binaların sağlam olması yeterli değil; tüm şehrin “deprem gözeterek” planlanması gerekiyor:

  • Kentsel dönüşüm projeleri yapılmasını eleştiriyor: “Kentsel dönüşüm, bina yapmak kenti depreme hazırlamak değildir.”
  • Depreme dirençli kent konseptinin, yol, köprü, kamu binaları, altyapı sistemlerinin hepsinin bu vizyonla inşa edilmesini gerektirdiğini tekrarlıyor.
  • Siyasetin ve yöneticilerin bilim temelli davranması gerektiğini, halkın da bilinçli olup talepçi olması gerektiğini savunuyor.

Ayrıca, yerel yönetimlerin acil olarak kriz yönetimi ekipleri oluşturmasını öneriyor — sahada 24/7 aktif olacak koordinatörlükler kurulsun diyor.


6. “Her an büyük deprem olabilir; hazırlıklı olun” — Güncel Uyarılar

Görür, son dönemde Marmara’da meydana gelen küçük/orta ölçekli sarsıntılara dair sosyal medya ve basın açıklamalarında şunları vurguluyor:

  • Tekirdağ açıklarında gerçekleşen ~5 büyüklüğündeki deprem sonrası paylaşımında, “Bu fay aktif, her an büyük bir deprem olabilir” dedi.
  • “14 milyon senedir oluyor, daha da olacak” gibi ifadelere yer veriyor; yani bu riskin jeolojik ölçekte uzun süredir var olduğunu ve geçici değil kalıcı bir tehdit olduğunu vurguluyor.
  • Politik söylemlerin, kamuoyunun bu konuda “inanmak istememesi” eğiliminin tehlikeli olabileceğini söylüyor; hazırlık çağrısını sürekli yineliyor.

✅ Özet & Değerlendirme

Prof. Dr. Naci Görür’ün yaklaşımı, klasik “deprem olacak / olmayacak” tartışmalarının ötesinde bir risk algısı yaratmayı hedefliyor. Bazı temel noktalar:

  • Orta ölçekte sarsıntılar, büyük depremin mutlaka işareti olmayabilir, ama fay üzerindeki gerilimi artırarak kırılma olasılığını yükseltebilir.
  • Geleneksel “normal periyot” bakış açısına göre Marmara’daki fay hattının artık büyük deprem üretmeye hazır konumda olduğu görüşünü öne çıkarıyor.
  • İstanbul’da özellikle Avrupa Yakası, kıyı bölgeleri ve zayıf zeminler açısından riskin daha yüksek olduğunu sık sık vurguluyor.
  • Kentsel planlama, altyapı, kamu binaları, yollar vs. dahil olmak üzere “deprem gözeten şehirleşme” anlayışı olmazsa olmaz diyor.
  • Siyaset, halk, yerel yönetim hepsinin birlikte bilimsel yaklaşımlarla hareket etmesi gerektiğini sıklıkla dile getiriyor.
Paylaşın:
Habermax, tarafsız ve şeffaf habercilik anlayışıyla, her görüşe saygı göstererek doğru ve güncel bilgileri sunmayı hedefler. Siyasi ayrım yapmadan, güvenilir içeriklerle okuyucularını bilgilendirir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.