HABERMAX. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul İl Başkanlığı, Bakırköy’de bir otelde düzenlenen “Terörsüz Türkiye” konulu toplantıya ev sahipliği yaptı. Programın divan başkanlığını Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Celal Adan üstlendi. Toplantıya partinin üst düzey yöneticileri, farklı illerden teşkilat mensupları, şehit aileleri, gaziler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri yoğun ilgi gösterdi. Çanakkale, Düzce, Edirne, Kırklareli, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Zonguldak’tan çok sayıda il ve ilçe başkanı da toplantıda hazır bulundu.

Divan Başkanı Celal Adan, konuşmasında “Terörsüz Türkiye” girişiminin yalnızca bir güvenlik politikası olmadığını, aynı zamanda Türkiye’yi bölgesinde yeni çağın süper gücü yapmayı hedefleyen stratejik bir devlet inisiyatifi olduğunu vurguladı. Adan, bu hamlenin milli birlik ve devlet bütünlüğü açısından kritik bir adım olduğunu ifade etti.
MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ise, Anayasa’nın değişmez maddelerinin kırmızı çizgi olduğunu belirterek, terörün tamamen sona erdirilmesi ve milli birliğin güçlendirilmesi için tarihi bir fırsat yakalandığını söyledi.
Toplantıda söz alan MHP Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, sürecin önemine dikkat çekerek, “Cumhur İttifakı olarak bu süreci bozmaya dönük her girişime karşı teyakkuzda olduğumuzu belirtmek istiyorum. Fitnecilerin suyu bulandırmasına, nifak kazanını kaynatmasına Allah’ın izniyle müsaade etmeyeceğiz” dedi. Bülbül’ün sözleri salondaki katılımcılar tarafından uzun süre alkışlandı.
MHP İstanbul İl Başkanı Serter Serim ise konuşmasında, “Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte asırlık birlik, sonsuz kardeşlikle 47 yıllık terör belasından kurtularak Terörsüz Türkiye’yi inşa edeceğiz” diyerek birlik ve kardeşlik mesajı verdi.
Program, MHP Genel Başkan Yardımcıları Edip Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter ve çok sayıda milletvekili ile belediye başkanının katılımıyla tamamlandı. Toplantı, “Terörsüz Türkiye” hedefinin yalnızca bir güvenlik konsepti olmadığını, milli irade, kardeşlik ve siyasi mutabakatın gücüyle şekillenen kapsamlı bir devlet projesi olduğunu bir kez daha ortaya koydu.