HABERMAX. Gazeteci ve yazar Etem Sevik, “Sonsuzluğa Sallanan Valiz” başlıklı etkileyici anlatısıyla okurları İskoçya’nın sisli ve büyüleyici atmosferine götürüyor. Sevik’in yeni kaleme aldığı bu hikâye, Skye Adası’ndaki terk edilmiş bir iskelenin üzerinde çekilmiş esrarengiz bir fotoğraf üzerinden ilerliyor.

Hikâyenin merkezinde, eski bir polaroid fotoğraf karesi yer alıyor. İlk bakışta puslu gökyüzü, yosun tutmuş ahşap bir iskele ve köşede kırmızı bereli şişkin bir martıyla sıradan bir ada manzarası görünse de fotoğrafın ortasında gizemli bir ayrıntı dikkat çekiyor:
İskelenin ucunda sırtı kadraja dönük bir adam ve önünde havada asılı duran, hafifçe sallanan bir valiz.
Sevik’in yorumuna göre bu valiz, yalnızca fizik yasalarına meydan okuyan bir an değil; aynı zamanda bir ayrılığın, bir vedanın ve belki de geri dönüşü olmayan bir yolculuğun metaforu. Fotoğrafın arkasında yazılı olan kısa not —“Son Peron. 14:00. Veda.”— anlatının duygusal çerçevesini belirliyor.
Sislerin arasında beliren bu görüntü, okura hem bir illüzyon ihtimalini hem de görünmez bir trenin varlığını düşündürüyor. Valizin havada duruşu, yeni bir başlangıç ile geride bırakılan anılar arasındaki o ince çizgiyi simgeliyor. Skye Adası’nın melankolik atmosferi, anlatının etkisini daha da derinleştiriyor.
Sevik’in hikâyesi, görünmeyen tren metaforu üzerinden insanın hayatındaki kırılma anlarını, “son peron”larda verilen zor kararları ve her bireyin kendi içinde taşıdığı unutulmaz vedaları sorgulatıyor.
Etem Sevik, bu esrarengiz anlatısıyla okurlara yalnızca bir fotoğraf değil, zaman içinde donmuş bir duyguyu, havada asılı bir valizin taşıdığı anlamı ve belki de her insanın hayatında bir kez karşısına çıkan o bilinmezlik peronunu gösteriyor.