HABERMAX.SEVGİLİ OKURLAR: İnsanı ve yaşamını anlamak için tarih boyunca onun bedeni, dünyası, yaşamı ve kültürü ile ürettiği ve içinde rol aldığı mitler ve masallarda varlık bulduğunu görürüz. Böylelikle insan için içinde yaşadığı ve baştan sona dille ve dilde inşa edilmiş bir Homo sapiens dünyasıdır. Denilebilir. Bu bakımdan insan kendi anlatısıdır. Diyebiliriz.
Türk Arkeolog ve Yazar
İsmail Gezgin’de, insan neden hikaye anlatır? Sorusuna yanıtını Homo Narrans: İnsan Niçin Anlatır? Adlı çalışmasında şöyle veriyor;
Senaryosunu kendi yazdığı bir yaşamı ölmek istemeden yaşayıp ölen insan hem yaşamına hem de katlanamadığı ölüme anlam yükleme çabasıyla dilin ipine sarılarak kendini anlatıların kör kuyularına bırakmıştır. Belki de bu yüzden Homo sapiens bir Homo narrans’tır yani hikâye anlatan insandır.
Bilimsel olarak insan nedir?
Bilimsel bilgiler ile ise, insanın ne olduğu sorusuna genel olarak şu açıklama getiriliyor; İnsan, kişi ya da birey (Homo sapiens lit. “bilen insan”); gelişmiş aletlerin, kültürün ve dilin gelişimini sağlamış büyük ve karmaşık yapılı beyinleri ile öne çıkarak yeryüzündeki en baskın tür durumuna gelmiş olan iki ayaklı bir primat ve günümüzde Homo cinsinin hayatta olan tek türü.
İlk modern insan olan Homo sapiensler, evrim teorisine göre 200.000- 300.000 yıl önce ilk insansı (hominid) atalarından evrilmiş ve yaklaşık 50.000 yıl önce dil yeteneği geliştirmiş. Yine İlk modern insanlar yaklaşık 70.000-100.000 önce Afrika’yı terk etmeye başlamışlar.
Peki kaç çeşit insan var?
Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi, çoğu bilim insanı tarafından tanınan en az 21 insan türünü listelemiş. Ancak bu liste tamamen eksiksiz bir liste değil; Örneğin bu listede Denisovalılar yok. Listede olanlar arasında öne çıkan insan çeşitleri Homo sapiens, Neandertaller, Endonezya’da hobbit büyüklüğünde insanlar, Homo erectus ve Homo naledi bulunuyor.
Özetle; İnsanın tarifine getirilen açıklamaların yanında en belirgin niteliklerinden olan Hikaye anlatıcılığı zihni bileyen bir tür bilişsel oyun olarak görülüyor. Bu yolla insan kendisini çevreleyen dünyayı anlamlandırmak, inşa edip, dönüştürmek ve özellikle de sosyal durumlara ilişkin farklı stratejiler ile düşünmeye fırsat yakalıyor.