HABERMAX.OKUMAYI yarıda bıraktığım hayat macerası kitabıma devam etmeyi düşünmedim. Sonunu da merak etmiyordum. Dışarıda yağan temiz billur gibi yağmur suyu gün boyunca durmadan şimdiki hızıyla olduğunca yoğun yağsın istiyordum. Uzun bir süredir yağmura gergin olan kuru hava sabah saatlerinde nem almış ve bundan kısa süre sonrada yağmurun sicim şeklinde boşalması ile rahatlıyordu şimdi. Öylece seyrederken güçlü esen rüzgarın savurduğu hızla yağan yağmur tanelerinin gök kubbeden yere doğru yönelişlerini bir beş dakika kadar var, yoktu. Ansızın yirmi metre kadar ilerdeki bir sokak lambasına takıldı gözlerim. Boylu lambanın üzerinden alta ışık lambasına rüzgarın bastırmasıyla saniyeler arasında savruluyordu kırılan yağmur damlacıkları. Bu görüntüyü beraberinde lambadan ara ara ortaya çıkıp, kaybolan yıldız biçimindeki parlayan küçük lambanın ışığı eşlik ediyordu. Ön dakika önce bulunduğum pencerenin önüne geçmeden ve pencere pervazını da içeriye yağmur havası gelsin, dolsun da şöyle oh be diyerek tertemiz havayı ciğerlerime kadar çekeyim, soluyayım diye düşünmeden önce kısa süre öncede kapıdaki sahanlığa çıkıp hava almayı ve hatta sokağa yeşil alanda bol yağmurun altında dolaşmayı dilemiştim. Bu şöyle gerçek oldu ki, anlatayım istiyorum size evet;
Bu arada bu açık beyaz renge benzeyen yağmurun altında ismini bilmediğim yeşil bir düzlükte serbestçe çok ağır adımlarla yürüyordum, o esnada düşünceler gelip, geçiyordu kafamın içinden. Yaklaşık olarak şöyleydi düşündüklerim; “Küçük işler önemsiz değildir. İhmal edilmeyecek küçük işler bir kimseye ya da birilerine fayda getiren işlerden olursa daha büyük işlere yol açılır önümüzde. Herkesin saygısını, sevgisini kazanan ve herkesin ortak yararına olacak yeni ve büyük işlere dönüşürler. Kim bilir bütün dünyanın faydasına olan şeylerde küçük diye bilinen işlere merak edilerek başlamıştır. Yani bakış açımız ufkumuzun genişliği ölçeğinde bilinç düzenimiz arttırır. Yeter ki, küçük, büyük demeden başlayalım işlere. Kendimize, insana ve her şeye olsun hizmetlerimiz.” Düşüncelerimden kısa zaman sonra ayrıldım.
Yağmurun yağması tüm açıklığıyla her şeyi kuşatması iyide olmuştu. Hava böyle kalarak biraz daha gerginliğini sürdürseydi eğer şimşeklerle gök patlayacaktı. Ama böylesi daha iyi oldu. Ölüleri yıkamak bazı dinlerde mecburidir. Yaşayan benim açık havada yağmur altında yıkanması da gönlümden geçtiği gibi söyleyeyim, büyük huzur kaynağım oldu diyeyim.
GEÇMİŞ OLSUN ERZİNCAN: Erzincan İliç’te göçük altında kalan çalışan madencilerimiz arasında can kaybının olmamasını diler, ailelere ve Erzincan halkımıza çok geçmiş olsun dileklerimi iletirim.