CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ahmet Takan’ın sorularına verdiği yanıtların ana başlıkları söyle:
İdam cezasını getirecekleri yok. İdam tartışması ile mutfaktaki yangını örtmeye, gündem değiştirmeye çalışıyorlar. Yalan üzerine siyaset olmaz. Halka yalan söyleyerek oy devşirmeye çalışmak, halka, demokrasiye saygısızlıktır. Saygısızlık üzerine siyaset olmaz. İşsizlik var, çiftçi perişan vaziyette. Esnaf siftah yapamıyor. Gereksiz tartışmalarla beceriksizliklerini kapatmak istiyorlar. Benim idamım işsizliği önleyecekse, yoksulluğu bitirecekse, esnafı rahatlatacaksa, mutfaktaki yangını söndürecekse buyurun idam edin.
Halk demokrasiye sahip çıktı mesajının verilmesi çok önemlidir. Çünkü belediye başkanlığı yerel yönetim seçimlerinin baskının yoğunlaştığı, medyanın yüzde 90-95’inin iktidar tarafından yönetildiği bir süreçten geçiyoruz. Kendilerine oy vermeyen kesimin terörist ilan edildiği bir süreçte yerel seçime gidiyoruz. Bütün baskı, çarpıtma, iftiralara rağmen Millet ittifakını oluşturan partilerin yerel seçimlerde önemli başarılar elde etmesi, dünyaya bütün baskılara rağmen, Türkiye’de halk demokrasiye sahip çıktı mesajı verecektir. Bu mesajı çok önemsiyoruz.
Erken seçim gündeme gelmez. Bu bir yerel seçim, muhtar seçimi, belediye meclis üyeliği seçimi, belediye başkanlığı seçimi. Yerel yönetim seçimleriyle milletvekilleri cumhurbaşkanlığı seçimi arasında ciddi farklar da vardır. Erken seçimi mesele yapmak doğru değil. Şunun için doğru değil. Bizim belediye başkanlarımız seçildikten sonra, vaatlerini gerçekleştirmek için çaba harcamak zorundalar. Verdiğiniz sözleri yerine getirirseniz, daha iyi başarılar sağlamış olursunuz. Aksi halde yerel seçimde başarılı oldun, hemen milletvekili seçimine gitmek bir fırsatçılıktır. Doğru değildir.
Mansur Yavaş’a güveniyoruz. Şunu sormak gerekiyor, Mansur bey AKP’den belediye başkanı adayı olmadığı için mi bu kadar büyük iftira atılıyor. Teklif götürürken sorun yoktu, reddetti diye her türlü çirkeflik sergileniyor. İnsanda ar olur, edep olur. Saygınlığı olan, geçmişinde başarılı belediye başkanlığı yapmış ve hizmetlerini yapmış olan bir arkadaşımız. Her Ankaralı’nın saygı duyduğu bir isim. Mansur beye özel bir sempati ve saygı duyuyorlar.
Erdoğan, Tank Palet fabrikasını Katar ordusuna verdiği için, ihalesiz verdiği için, yasadışı verdiği için, kendisine bir gerekçe yaratmak zorunda. Neymiş teknik yenilenme için 50 milyon dolara ihtiyacı varmış da onun için veriyormuşuz Katara. 50 milyon Türkiye Cumhuriyeti için sıradan bir olay. Her an her yerde bu para bulunur. Açsınlar bir kampanya, 50 milyon değil, 100 milyon dolar derhal bulunur. Kampanya açsınlar vatandaşlarımız en geç 3 gün içinde öderler. Bütün genel başkanlar bir araya gelir, dünyanın en önemli 5 fabrikasından biri yenilenmesi gerektiği için çağrıda bulunur. 50 milyon dolara ihtiyacımız var herkes versin denir. Hiçbir siyasi partinin genel başkanı buna hayır diyemez. 2 saatte toplarız. Tank palet farikasını aldığı uçak karşılında verdi. Doğruyu söylemiyor, yalan söylüyor. Vatandaşı kandırıyor. Tank palet fabrikasının satılması bir ülkenin namusunun satılması manasına gelir. Dünyanın hangi ülkesinde bir ülke tank palet fabrikasını satmıştır.
Pek çok konu var ama Tank Palet fabrikasının 25 yıllığına verilmesine en büyük itirazı Bahçeli’nin yapması lazım. Nasıl olur da Bahçeli buna itiraz etmez. Ordunun, genelkurmayın görüşü alındı mı Tank Palet fabrikasının Katar ordusuna verilmesiyle ilgili. Normalde ilgili mercilere, bakanlıklara sorarsınız. Devlet geleneğinde bu vardır. Bu görüşün alınıp alınmadığını da bilmiyoruz. Kendisinin 10’a yakın uçağı var, en küçük uçağını satsın, 50 milyon dolardan fazladır. Fabrikanın bütün masraflarını çok rahat karşılar. 10 yerine 9 uçağa binsin.
Belediye meclisi üyelerimizin tamamı CHP’lidir. Zaten tüzüğümüz bunu öngörüyor. Yalan ve iftirayla oy devşirmek istiyorlar. Eğer merak ediyorsa, Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığına sorabilir. CHP üyeleri kimlerden oluşur, rahatlıkla öğrenebilir. Yalandan kim ölmüş, Erdoğan’ın felsefesi bu, maalesef.
Ekonomiyi bu hale getiren kim? Milli geliri düşüren kim? Nasıl tasarruf yapılacağını bilmeyen kim? Berat Albayrak. Seçimden sonra 2.5 milyon kişiye istihdam yaratacakmış. Niye seçimden önce yapamıyor, o da kayınpederinin yolunda. Kayınpeder damat, memleketin kaymağını yediler zaten. Şimdi birlikte vaatlerde bulunuyorlar. 17 yıl bu memleketi kim yönetiyor. Damadın önce kayınpedere sorması lazım memleketi bu hale nasıl getirdin diye. Memleketi bu hale getiren işçi değil, emeklilikte yaşa takılanlar değil, esnaf, sanayici değil. Damat kayınpeder millete vaatlerde bulunuyorlar. Hiçbir şey yapamazlar.
Yeni Zelanda’da yaşanan insanlık dışı olayla ilgili Yeni Zelanda milletinin tavrını Ekrem İmamoğlu’nun tavrını ve tutumunu paralel görüyorum. Onlar parlamentonun açılışında İslam din adamlarını çağırarak, Kuran okuttular. Ölenlere rahmet dilediler, saygı duruşunda bulundular. Benzer olayı İstanbul’da Ekrem İmamoğlu yaptı. Ölenler için camide Yasin-i Şerif okudu. Teröristin propagandasını yapan kişinin adı Erdoğan. Oradaki insanlık dışı İslamiyet düşmanı ırkçı bir teröristin olayını bile kendi iç politikasına malzeme etmeye kalktı. Bunlar acı, topluma saygı duymayan iktidar olmak için her yolu mubah sayan bir anlayış. Ahlaktan, inançtan uzak bir anlayış.
GERÇEK GÜNDEM