HABERMAX. Mayıs’tan 28 Mayıs’a iki büyük seçimi göz açıp kapayıncaya dek gördük, geçirdik.. Türkiye Cumhuriyeti’mizin kuruluşunun 100. yılına denk gelmesi hasebiyle bir başka önem taşıyordu bu seçimler.
Muhalefetten iktidara; ‘memleketi erken seçime götürürdün, götürmezdin’ tartışmalarının gölgesinde geçen son birkaç yılda; pandeminin ardından baş gösteren feci ekonomik kriz ve ardından gelen deprem felaketinin sarsıntısıyla oluşan zor ve çetin koşullar seçimin ana gündem meselesi oldu.
21 yılı aşan iktidar partisi çeşitli yıpranmışlıkların da etkisiyle son derece yorgun ve dardaydı..
‘Sürekli toplanıp dağılıyorlar, bir türlü adayını belirleyemiyorlar’ diye eleştirilen Millet İttifakı, kurduğu altılı masayla cepheyi genişletirken Cumhur İttifakı da bünyesine kattığı yeni partilerle boş durmuyordu.
Aslında seçim tarihi 18 Haziran 2023’tü yani bu yazıyı kaleme alırken henüz yaşanmamış bir zaman..
14 Mayıs tarihi ufak ufak işaret edilirken 6 Şubat depremi bu tarihi bir anda kesinleştirdi.
Derken Millet İttifakı apar topar aday belirleme gündemine girişti ve o meşhur masadan kalkmalar, yeniden dönüşler ve nihayetinde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kesinleşen adaylığı…
Cumhur İttifakı’nın adayı zaten belliydi… Erdoğan’ın ismi sadece ilan edildi o kadar.
Bu arada üçüncü bir ittifak ATA isminde oluşup adayını Sinan Ogan olarak çıkarırken Memleket Partisi de Muharrem İnce’yi aday yaptı. Emek ve Özgürlük İttifakı’nı kuran HDP ise Yeşil Sol Parti adına seçime girip aday olarak da Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararını açıkladı..
Bir yandan da üzerinde uzun uzun pazarlık ve tartışmalar yapılarak ittifak partilerin vekil aday listeleri hazırlandı.
Her iki ittifakın da elbette kendine göre stratejileri vardı ve bunlar üzerinden politik söylemler geliştiriliyordu.
Millet İttifakı sevgi ve barış dili ile ekonomik krize yönelik söylemler, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş ve yapacağını vaat ettiği projelerle sahaya inerken; Cumhur İttifakı da yerli ve milli duruşu temsil eden savunma sanayi, TOGG, Kızılelma, İHA’lar, SİHA’lar, Karadeniz Gazı gibi icraatlarla elini güçlendiriyordu.
Deprem sebebiyle gürültülü patırtılı bir propaganda olmayacak dendi. Ramazan ayıyla birlikte teşkilatlar ufak ufak sahaya inmeye başladı. Bayramdan sonra ise her şey bir anda açılıp saçıldı. Adaylar ve partiler il il, ilçe ilçe gezerek yoğun tempolu miting programlarını başlattı..
Meydanlar ısındı. Aylar, günler, haftalar saatler tez geldi geçti ve biranda kendimizi 14 Mayıs’ta sandık başında buluverdik. Tüm anketler ters köşe ve iktidar partisinin Cumhur İttifakı hiç beklenmedik bir başarı göstererek meclise 323 vekil gönderdi. 301’i bile yakalayamayan Millet İttifakı ise büyük hüsran yaşadı.
Listesinde ittifak ortakları DEVA, Gelecek, SP ve DP’ye vekiller veren CHP’nin parlamentoda sandalye sayısı eridi gitti.
HDP de beklediği yükselişi yakalayamadı, İYİ Parti deseniz zaten masadan kalkıp oturmasının ardından bu hazin sonun hazırlığını yapmıştı zaten..
1-3-5-7-10-20 vekille mecliste irili ufaklı pek çok parti yer alırken sürprizi MHP yaptı ve anketlerin yüzde 5-6 gösterdiği MHP yüzde 10’u aşarak 50 vekile ulaştı. Yeniden Refah Partisi de 5 vekille meclise girdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ise ikinci tura yani 28 Mayıs’a kaldı.
Orda da sayılı gün tez geldi, geçti ve sandık kuruldu sonuç iki saati bile bulmadan Erdoğan’ın galibiyetiyle neticelendi.
Seçim propaganda sürecinin özeti böyle…
Gelelim partilerin ve adayların performansına..
Tavanda Cumhurbaşkanı adayları arasında en yoğun ve sıkı markajlı performansı Millet İttifakı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu gösterdi. Her iki turda da durmadan, yorulmadan, gece-gündüz demeden ve hasta bile olmadan süreci tamamladı ama sandıktan istediği sonucu almayı başaramadı..
Tabanda ise performans durumu tam tersi oldu..
Kılıçdaroğlu’nun vekil adayları başta olmak üzere, CHP teşkilatları ve Millet İttifakı ortağı 5 partinin teşkilatları adeta yan gelip yattı, ‘armut piş ağzıma düş’ misali nasıl olsa yukarıda gecesini gündüzüne katmış çalışan bir Kılıçdaroğlu ve ekibi var ‘onlar kazanınca biz de kazanmış olacağız’ anlayışıyla bekledi durdu..
İçlerinde elbette canla başla çalışan teşkilatlar oldu fakat bu durumun sonucu değiştirmeyi etki etmediğini görmüş olduk..
Ak Parti’nin vekil adayları ve parti teşkilatları da en umutsuz olmalarına rağmen karınca misali kapı kapı çalıştı, çabaladı. ‘Maç 90 dakika’ diyen Ak Parti adayları ve teşkilatları, ekonomik krizle boğuşan seçmen nezdinde ilgi ve destek görmese bile son dakikaya kadar oyundan hiç mi hiç kopmadı.
Örnek mi, hemen verelim…
Ak Parti’nin İstanbul 1. Bölge 1. Sıra Milletvekili Adayı aynı zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, kampanya süresince geldi 3, gün geldi 5 ilçe turladı. Altında TOGG’la onlarca programdan programa koşturdu.
Aynı şekilde CHP’nin İstanbul 1. Bölge 1. Sıra Milletvekili Adayı ve aynı zamanda partinin önde gelen isimlerinden Oğuz Kaan Salıcı’yı 14 ilçede gören, duyan, bilen olmadı. CHP adayı ki her iki turda kaybedip meclise bile giremeyen Kılıçdaroğlu’na karşılık 14 Mayıs’ta vekil seçilen Oğuz Kaan Salıcı, bir gün olsun alanlarda gözükmedi. CHP İlçe Başkanları bile Oğuz Kaan Salıcı’yı göremediler.
Sadece bir kez Ümraniye’deki bir açılış programında o da sosyal medya üzerinden gördüğümüz Salıcı, bir kez de CHP Çekmeköy Teşkilatı’nın Alemdağ’daki seçim merkezi açılışına üzerinde kocaman resminin olduğu seçim otobüsünü gönderme zahmetinde bulundu hepsi o kadar..
Yine CHP listelerinde sadece adını gördüğümüz ve vekil seçilen Gökhan Günaydın, Fethi Açıkel ve Gamze İlgezdi gibi isimleri de hiç göremedik..
CHP listelerinde yer verilen Ak Parti’den DEVA ve Gelecek Partisi’ne geçmiş Selim Temurci, Hasan Karal, Elif Esen, Saadet Parti’li Birol Aydın ve Demokrat Parti’li Cemal Enginyurt da olmasa…
İktidara yürüdüğünü iddia eden CHP’nin koskoca İstanbul’da resmiyette il başkanı bile yoktu.. Siyasi yasaklı Canan Kaftancıoğlu’nun yerine İstanbul İl Başkanı kimdi diye sorduğumuz ilçe başkanları, ‘evet il başkanımız yoktu’ diye cevap veriyor… Dolayısı ile seçim süresi boyunca meydanlarda İstanbul il başkanlığı da tam manasıyla varlık gösteremedi..
Bu arada CHP listesinin öyle bitirim, çalışkan, dinamik ve gecesini gündüzüne katan bir vekil adayı vardı ki; 12. sıradaydı çalıştı çabaladı ve listedeki son isim olarak kendini seçtirmeyi başardı…
CHP’nin eski Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş, planlı, programlı, düzenli ve bilinçli saha çalışmasıyla sadece kendini vekil seçtirmeyi başarmadı, aynı zamanda Üsküdar ilçesini ve Üsküdar ilçesinde Millet İttifakı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu öne geçirmeyi de başardı…
CHP teşkilatları, adayları ve sözde tecrübeli tüm isimlerine örnek bir isimdir Suat Özçağdaş…
Sahada seçmene dokunmak nasıl oluyormuş, seçim çalışması nasıl yapılıyormuş, tatlı dil, güler yüz ve sıcak temasla bu işler nasıl aparılıyormuş Suat Özçağdaş’tan öğrensinler…
CHP ve İYİ Parti ilçe başkanları, teşkilatları ve meclis üyeleri de Ak Parti’ninkilere kıyasla saha performans açısından çırak çıktılar. Sektörel ve hemşeri derneği türü sivil toplum kuruluşlarından, kanaat önderlerine aktif politika üretmeyi başaramadılar. Ak Parti teşkilatlar, bunca yılın getirdiği yorgunluk ve ekonomik şartların ağırlığına bağlı olarak kendine küsen, kırılan, darılanları ikna etmeyi başardı CHP ve İYİ Parti gidenleri toplamayı beceremediler..
Atalarımızın dediği gibi, “Oynamasını bilmeyen gelin, yerim dar dermiş” misali sürekli mazeret ve bahane üretmenin siyasette yeri olmadığını muhalefet partileri bir kez daha anlamış olmalı…
Yüz yılın seçimi denilerek büyük heyecanla beklenen 14 Mayıs, yetmedi ardından ikinci tur 28 Mayıs geçti gitti.. Şimdi sıra Mart 2024 yerel seçimlerine geldi. Sayılı gün tez gelir, geçer, gözümüzü açık kapayıncaya dek o seçimin de bitip gittiğini anlayacağız bu gidişle..
14 VE 28 MAYIS GEÇTİ GİTTİ, SIRA MART 2024 YEREL SEÇİMLERİNDE..