HABERMAX. Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, TÜSİAD’ın hükümetle yaşadığı gerilime ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden bir dizi açıklamada bulundu. Okuyan, TÜSİAD yöneticilerinin “solcu” olduğu iddialarına, patronların “sıfırdan, çalışarak bu noktalara gelmiş” tezine ve sermaye sınıfının tutumuna dair çeşitli değerlendirmeler yaptı.
TÜSİAD’ın “Solculuğu” İddiaları
Kemal Okuyan, bazı TÜSİAD yöneticilerinin “solcu” olduğuna dair iddiaların daha önce de gündeme geldiğini ve Türkiye’nin en tepesindeki patron ailesi için de benzer iddiaların yıllardır konuşulduğunu belirtti. Ancak, TKP olarak bu iddialardan etkilenmediklerini, çünkü patron sınıfının ille de cahil veya “kötülüklerini her boyutuyla benimsemiş” bireylerden oluşmadığını ifade etti. Okuyan, “İlkel güdülerle, ham öfkeyle, kaba ideolojik referanslarla hareket etmediğimiz için bunlardan hiç etkilenmedik” dedi.
“Sıfırdan, Çalışarak Bu Noktalara Gelmiş” Tezi
Okuyan, TÜSİAD’ın son açıklamasıyla birlikte dillendirilen “sıfırdan, çalışarak bu noktalara gelmiş” tezine de değindi. Bu tezin, “yoksulların az çalıştığını ima etmek” anlamına geldiğini ve ayıplı bir durum olduğunu söyledi. Okuyan, “kapitalist piramidin yukarılarına tırmanmak için çok çalışmak değil çok çalıştırmak gerektiği bilinmeli” ifadelerini kullandı.
Sermaye Sınıfının Tutumu
Okuyan, patronlar dünyasında işçi sınıfının kurtuluşuna adayan aydın ve sanatçıların izlenmesinin ve beğenilmesinin şaşırtıcı olmadığını, çünkü sermaye sınıfının uzun süredir çürüme dışında bir şey üretemediğini belirtti. Ancak, patronların ellerindeki sınırsız olanaklarla toplumu karanlığa gömerken “bireysel” olarak kendilerini aydınlıkta tutmayı başardıklarını ifade etti. Okuyan, “Parasıylan değil mi!” diyerek bu duruma göndermede bulundu.
“Gülü Seven Dikenine Katlanır!”
Okuyan, TÜSİAD’ın AKP ile olan ilişkileri için “Gülü seven dikenine katlanır!” ifadelerini kullanarak, patronlar kulübünün asıl emekçilerin kendini savunmaya başlamasından kaygılanması gerektiğini kaydetti. Okuyan, “Bu ülkede savunulması gereken bir halk var” diyerek, TÜSİAD için kaygılananlara karşılık verdi.
“Burjuvazinin Çok ‘Gelişkin’ ve ‘Medeni’ Olduğu İddia Edilen Avrupa…”
Okuyan, sermaye sınıfının sıkışma ve tehdit algılama durumunda nasıl davranacağına dair de bir yorumda bulundu. “Burjuvazinin çok ‘gelişkin’ ve ‘medeni’ olduğu iddia edilen Avrupa’da nasıl olduysa aynısını yaşarız” ifadelerini kullanarak, sermaye sınıfının bu tür durumlarda her şeyi kendi çıkarları için yapabileceğini ima etti.
Sonuç
Kemal Okuyan’ın açıklamaları, TÜSİAD’ın hükümetle yaşadığı gerilime dair farklı bir perspektif sunuyor. Okuyan, TÜSİAD’ın “solculuk” iddialarını, “sıfırdan gelme” tezini ve sermaye sınıfının tutumunu eleştirerek, asıl savunulması gerekenin halk olduğunu vurguluyor.