Kemal Okuyan ve Gökhan Kazbek, 2025’te Türkiye ve Dünyada Beklenen Olası Gelişmeleri Değerlendirdi

HABERMAX. Gökhan Kazbek ve Kemal Okuyan, soL TV’de yayınlanan “Komünist Bakış”ta bu hafta 2025’te Türkiye’yi ve dünyayı bekleyen olası önemli gelişmeleri masaya yatırdı. Suriye değerlendirmesiyle programa başlayan Kemal Okuyan, HTŞ’nin terör listesinden çıkarılmadan meşrulaştırıldığını, bunun Batı’nın sürece hazırlıklı girdiğinin bir göstergesi olduğunu söyledi.

Okuyan, “HTŞ daha ilk günlerden itibaren Suriye’yi uluslararası sermayeye açma konusunda çok istekli olduğunu gösterdi. Bu açıdan bakınca uluslararası sisteme hızlı yerleştiler. Bunun ekonomik bir boyutu da var. Herkes acele ediyor çünkü mesele sadece Suriye değil” dedi. Böyle bir yaklaşımda bulunmamasının HTŞ’nin varlığını sürdürmesine engel olacağını belirtti.

İlerleyen zamanlarda bölgede çıkar çatışmaları yaşanacağını, bunun etnik ve mezhep çatışmalarını tetikleyeceğini söyleyen Okuyan, “Kısa sürecek bu balayı” dedi.

Suriye’nin toprak bütünlüğünün mümkün olmadığını zaten bunun uzun süredir böyle olmadığını ifade eden Okuyan, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz diyen herkes masada. Suriye’ye istikrar filan gelmez, ülkenin böyle bir geleceği yok” diye konuştu.

‘İran açık hedefte, oraya hamle yapılacağı kesin’ 

Bölgede Suriye sonrası hedefte İran olduğunu dile getiren Okuyan şunları söyledi:

“İran açık hedefte, oraya hamle yapılacağı kesin. Gündemin nasıl açılacağı, Türkiye’nin rolü net değil. ABD ve İsrail zaten gizlemiyordu, artık Türkiye de gizlemiyor. Ancak İran kolay bir hedef değil, İran Suriye gibi değil. İran hava saldırısıyla diz çökecek bir ülke değil. Akla gelen şey iç karışıklık. İçeride renkli devrim denemesi mi olur izlemek gerekir. İran’ın gerilemesi Türkiye’nin bölgedeki rolünü artıracaktır, ekonomik açıdan da büyük çıkarı olur.

İran’dan sonra sırada Türkiye’de diyenler var. Bu sıra ne, kim belirliyor bir yana, güçlü aktör istenmediği kesin. Öte yandan bu tartışma yanlış bir tartışma.”

‘İslam çimentosuyla Türk-Kürt birliği yaratma çabası var’ 

Türkiye kapitalizminin kabına sığmadığını, açılmaya çalıştığını ifade eden Okuyan, “Türkiye’nin bu coğrafyada başat aktör olması sıfır. Risk alıyorlar ancak içeride muazzam bir yoksulluk var. Türkiye kapitalizmi hazır olmadığı bir kapışmaya hazırlanıyor” dedi. İşbirliği yapılan aktörlerin “böl-yönet” yaklaşımını vurgulayan TKP Genel Sekreteri, Türkiye’nin NATO üyeliğine yaslanmasının bu riskleri ortadan kaldırmayacağına işaret etti. Ülkenin tehdit altında olmasının sermaye değil, halk açısından tehdit yarattığının altını çizdi.

Okuyan, Gökhan Kazbek’in “Rojava’da bir bekleyiş var, bunun ‘çözüm süreciyle’ bir ilgisi var mı?” sorusuna, “Kuşkusuz var. Suriye’deki denklemle arada bir ilişki var. Süreç netlik kazanıncaya kadar çatışmalar sonucu değiştirecek bir noktaya evrilmiyor. Belli ki ABD de ‘O kadar uzun boylu değil’ dedi. ‘Ben yerleşiğim’ mesajını verdi. Kalıcı bir Kürt bölgesi olacak orada” yanıtını verdi. ‘Yeni’ sürecin esas olarak bir İslam çimentosuyla Türk-Kürt birliği yaratma çabası olduğu dile getiren Okuyan, görünen görüşmelerin ötesinde görüşmeler yapıldığını söyledi.

‘Silahlı çatışmanın sona ermesi bir yana, buradan çözüm çıkmaz’ 

Kemal Okuyan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yeni yıl açıklamasında geçen “Osmanlı” vurgusuna, bunun tutkalının da İslamcılık olarak tarif edilmesine dikkat çekti. “Tarihte içerideki yoksulluğu unutturmak için savaş çıkaran siyasetçiler var” diyerek yeni sürecin bu şekilde kullanılabileceğine işaret eden Okuyan şöyle konuştu:

“Öcalan hâlâ rehber olarak görünüyor ve bir daha bu meşruluğu kaybedecek hiçbir gelişme istemiyor. Sözünü, kabul edileceğini bildiği anda söylemek isteyecektir. Garanti istiyor. Bahçeli de bazı garantileri almadan hareket etmez. Ama pürüz çıkmaması da mümkün değil.

Silahlı çatışmanın sona ermesi tabii ki iyi bir şey ama buradan çözüm çıkmaz. Yeni Osmanlıcı proje, ülkenin İslamcılaşması, özerklik gibi çıktılara itirazımız var. Bizim özerklik karşıtlığımız da Kürt meselesine ilişkin değil, her türlü yerelleşmeye karşıyız. Biz birleştirici unsurun ne olduğunu yıllardır söylüyoruz. Kapitalist sisteme açıktan karşı olduğunu söylemeyen hiçbir masa, ittifak herhangi bir sorunu çözemez. Türkiye’de halk, tarihin en ağır ekonomik zorluğuyla karşı karşıya. Şirketlerin cephesiyse mükemmel. Böyle bir ortamda Türkiye Halep’e, ‘çözüm sürecine’ kilitlendi.”

‘Ekonomik tablo, nüfusun büyük bir bölümü için sürdürülemez durumda’ 

TKP Genel Sekreteri Okuyan, ülkedeki ağır yoksulluğun ve hükümete karşı tepkinin toplumsal harekete dönüşüp dönüşmemesine ilişkin de değerlendirme yaptı.

Toplumun ne zaman, nasıl hareketleneceğini kestirmenin kolay olmadığını söyleyen Okuyan, düşük asgari ücret kararını örnek vererek hükümetin rahat hareket ettiğini ve süreci yönettiğini söyledi.

“Her zaman hesap hatası yapılır” diyen Okuyan, halkın sessizliğinin küçümsenmemesi gerektiğini hatırlattı. Nüfusun büyük bir bölümü için sürdürülemez bir tablo olduğunu belirten Okuyan, “Yaşamaya çalışan insanın ayakta kalma yöntemleri vardır. Onlar da sıfırlanmak üzere. Dolayısıyla tepki göstermek dışında bir yol kalmayacak” sözleriyle 2025’in büyük olasılıkla hareketli bir yıl olacağını kaydetti. “İstikrarlı bir yıl olmayacak” dedi.

Avrupa’da da durumun pek iç açıcı olmadığını enerji kriziyle örneklendiren ve halka daha önce “ısınmayın” denildiğini hatırlatan Kemal Okuyan, Almanya’nın gözle görülür bir biçimde silahlandığını, İngiltere’de de benzer bir durum olduğunu hatırlattı.

Avrupa’da ırkçılığın ve sağ partilerin de yükseldiğini dile getiren Okuyan, “Silahlanan Avrupa ürkütücü” diyerek savaş riskine de işaret etti.

Yayının linkine buradan ulaşabilirsiniz:

Paylaşın: