HABERMAX. soL TV’de yayınlanan Komünist Bakış programında bu hafta gündem, Mustafa Kemal Atatürk ve Ekim Devrimi oldu. Programın sunucusu Nevzat Evrim Önal, tartışmayı “Düzenin solu da sağı da 10 Kasım nedeniyle Mustafa Kemal’i tartışıyor ancak her iki taraf da sahiplenemiyor. Düzen neden artık Mustafa Kemal’i sahiplenemiyor?” sorusuyla açtı.
Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, partisinin açıklamasını hatırlatarak, “Bu düzenin aslında Cumhuriyetle derdi neyse, Mustafa Kemal’le de o” dedi.
Cumhuriyet’in çok özel bir tarihsel konjonktürde gerçekleştiğini vurgulayan Okuyan, “Açılış sahnesi Ekim Devrimi’dir. Ekim Devrimi olmasa Milli Mücadele olmazdı. Bugünkü sistem içerisinde Cumhuriyetin bu devrimci dönemle olan ilişkisi başlı başına bir sorun. Buna Osmanlı özlemini ve sağın intikam alma duygusunu da ekleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Okuyan, Mustafa Kemal’in dönemini anlamanın ancak o dönemin uluslararası devrim süreciyle bağlantılı olarak mümkün olduğunu belirtti:
“Uluslararası bir devrim süreci var, bunun Anadolu’yla bağı var. Mustafa Kemal’i o dönem içinde değerlendirmek gerekiyor. Ama bunu yapamazlar, sorun da burada başlıyor.”
Önal’ın, “TKP’ye ‘Kemalist’ ya da ‘milliyetçi’ deniyor, farkınız ne?” sorusuna yanıt veren Okuyan, solun bu konudaki yaklaşımını şu sözlerle eleştirdi:
“Bugünkü sermaye düzeniyle hesaplaşmaya niyeti olmayanlar Mustafa Kemal’le hesaplaşmaya çalışırlar. Türkiye’deki sorunların kaynağında Cumhuriyetin kuruluşunun ya da Mustafa Kemal’in tercihlerinin olduğunu söylemek bilim dışıdır.”
Okuyan, “Solun büyük bir bölümü ülke dışına ittirildi, 12 Eylül’ün en önemli operasyonlarından biri buydu. Ülkeden uzaklaşırsanız tarihinden de uzaklaşırsınız. Biz bu coğrafyanın tarihinden kopamayız. Mustafa Kemal olmasaydı tarih başka türlü akardı” dedi.
TKP lideri, Mustafa Kemal’in toplumsal bellekteki önemine de dikkat çekti:
“Halk çok uzun süre çaresizliğe ittirildi, bir tutamak noktası aradı. Bu tutamak, toplumun çok geniş kesimi için Mustafa Kemal figürüdür.”
Solun Cumhuriyet ve Mustafa Kemal konusundaki çekingenliğini ise Kürt hareketinin etkisiyle ilişkilendirdi:
“Solun Mustafa Kemal ya da Cumhuriyet konusundaki titrekliği biraz da Kürt ulusal hareketinin yükselişiyle ilgili. Çünkü onlar Cumhuriyet’i karşıdevrim olarak görüyorlar.”
Ekim Devrimi ve Milli Mücadele arasındaki ilişkiye değinen Okuyan, iki hareketin farklı sınıfsal çizgilere sahip olmasına rağmen “birbirine kazık atmadığını” belirterek şunları söyledi:
“Ekim Devrimi sadece bir sosyalist devrim değildir; aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı denilen barbarlık dönemine atılan ilk kurşundur, insanlığın ayağa kalkışıdır. Bizim mücadelemiz bu meydan okumanın uzantısıdır.”
Ekim Devrimi’nin yarattığı direniş ikliminin Kurtuluş Savaşı’nın başlamasında belirleyici olduğunu vurgulayan Okuyan, Ankara ile Moskova arasındaki ilişkinin “pragmatik değil, devrimci bir ittifak” olduğunu söyledi.
Cumhuriyet’in bugünkü anlamına dair tartışmalarda anti-komünizmden ve sermaye sınıfının etkisinden kurtulmanın zorunlu olduğunu belirten Okuyan, şunları ifade etti:
“Cumhuriyet halk idaresi demektir. Komünistler cumhuriyete hep eşitlikten yaklaşmışlardır. Eğer sınıflar arası eşitsizlik, sömürücü sınıf tahakkümü varsa gerçek bir cumhuriyet olamaz.”
Okuyan, mevcut düzenin “mandacı” bir anlayışa sürüklendiğini belirterek,
“Eğer biraz Milli Mücadele’ye ve Mustafa Kemal’e saygıları varsa, bugün Türkiye siyasetinde mandacılığı savunmaktan vazgeçsinler”
dedi.