HABERMAX.Global piyasaların lider insan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer’ın mobil işgücüne yönelik ücret ayarlamalarında ve politikalarında son derece önemli bir referans kaynağı olan ve bu sene 29’uncusu gerçekleştirilen ‘Yaşam Maliyeti Araştırması’nın sonuçları açıklandı. Beş kıtada 227 şehri kapsayan araştırmada 2023 yılında dünyanın en pahalı şehri Hong Kong olurken, en ucuz şehir ise İslamabad olarak belirlendi. İstanbul bu yıl listeye 185’inci sıradan girdi.
Yurtdışındaki çalışanlara ödenecek ücretler konusunda hükümetler ve çokuluslu şirketlere rehberlik eden Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması, 5 kıtada 227 şehirde gerçekleştirildi. Yaşam Maliyeti Araştırması, işverenlerin kur dalgalanmalarını izlemenin ve tüm faaliyet yerlerinde mal, hizmet ve konaklama üzerindeki enflasyona ve deflasyona neden olan baskıları değerlendirmelerini sağlıyor. Bu veriler ayrıca, işverenlerin uluslararası görevlendirmelerde ve yurt dışında çalışanlar için tazminat paketlerini belirlemelerine ve bunları kalıcı hâle getirmelerine yardım ediyor. Buna ek olarak, bir yerin yaşam maliyeti, yetenek için bir destinasyon olarak cazibesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabiliyor ve coğrafi ayak izlerini genişleten ve dönüştüren şirketlerin yer seçimi kararlarını etkiliyor.
Araştırmaya göre; mobil iş gücü uygulamaları, çalışanın yurtdışında geçirdiği birkaç yılın ardından asıl ikamet yerine dönmesi gibi alışılagelmiş uzun ve kısa süreli görevlendirmeler; uluslararası yabancı çalışan işe alımları, göreve kalıcı olarak nakledilen çalışanlar, her gün iş için uzun mesafeler kat eden çalışanlar, uluslararası uzaktan çalışanlar ve uluslararası serbest çalışanlar gibi diğer mobil işgücü hareketlerine doğru evriliyor.
Hong Kong en pahalı, İstanbul ise cazip şehir olmayı sürdürüyor
Her şehirde konut, ulaşım, yiyecek, giyim, ev eşyası ve eğlence dahil olmak üzere 200’den fazla kalemin karşılaştırmalı maliyetlerinin ölçüldüğü araştırma sonuçlarına göre, 2023 yılının en pahalı şehri Hong Kong, yaşam maliyeti en düşük şehir ise İslamabad oldu.
2022’yi şekillendiren ekonomik faktörler, 2023’te mobil iş gücünü etkilemeye devam ediyor. Yıllardır dünyanın en pahalı şehri olan Hong Kong bu sene de ilk sıradaki yerini korurken, Singapur ise 2’inci sırada yer aldı. Üçüncü sırada yer alan Zürih, uluslararası çalışanlar için Avrupa’nın en maliyetli şehri olmaya devam ediyor. Cenevre 4, Basel 5’inci sırada yer bulurken, geçen yıla göre bir basamak yükselen New York 6’ıncı sıraya yerleşti. Araştırmaya göre; Bern 7’inci, Tel Aviv 8’inci, Kopenhag 9’uncu ve Nassau ise 10’uncu sırada yer buldu. Uluslararası çalışanlar için dünyanın en ucuz şehri ise 227’inci sırada yer alan İslamabad oldu. 226’ıncı sırada yer alan Karaçi ve 225’inci sıradaki Havana diğer ucuz şehirler olarak sıralandı. İstanbul ise araştırmada 185’inci sırada yer buldu.
En pahalı şehirler arasında 5 Avrupa şehri yer alıyor
Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması sonuçlarına göre; Zürih, Cenevre, Basel, Bern ve Kopenhag 2023’te expat çalışanlar için dünyanın en pahalı lokasyonları arasında ilk on arasında yer alan 5 Avrupa şehri oldu. Bu şehirlerin 4’ü İsviçre’de bulunuyor. Avrupa’nın diğer pahalı şehirleri arasında Londra 17’inci, Viyana 25’inci, Amsterdam 28’inci, geçen yıla göre 27 basamak yükselen Prag 33’üncü ve Helsinki 34’üncü sırada yer aldı. Paris ise 35’inci sıradaki yerini bu yıl da korudu. Paris, Fransa şehirlerinin en pahalısı olurken, onu 92’uncu sıradaki Lyon ve 121’inci sıradaki Toulouse izledi. 37’inci sıraya yerleşen Berlin, Almanya’nın en pahalı şehri olurken, onu 38’inci sıradaki Münih ve 48’inci sıradaki Frankfurt takip etti. Hamburg 62’inci, Stuttgart 69’uncu, Düsseldorf 74’üncü, Leipzig 91’inci ve Nürnberg 96’ıncı olarak Almanya’nın en ucuz şehirleri oldu.
Bu yıl iki sıra gerileyen Dublin 51’inci sırada yer alırken, Milan 49’uncu ve Roma 59’uncu sırada yer buldu. Hollanda bir şehri Lahey ise 46’ıncı sırada yer aldı. Oslo 33 basamak yükselerek 60’ıncı olurken, Lizbon 117’inci sırada kendisine yer buldu. 2022’ye göre yükseliş gösteren Barselona 75’inci ve Madrid 83’üncü olurken, Stockholm ise 95’inci sırada yer aldı.
“Enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları uluslararası mobil çalışanların ücretlerini ve birikimlerini doğrudan etkilemeye devam ediyor”
2022’de dünya ekonomisini şekillendiren temel faktörlerin expat çalışanların uluslararası görevlerini etkilemeye devam etiğini belirten Mercer Türkiye CEO’su Dinçer Güleyin, “Rusya-Ukrayna krizi ve COVID-19 varyantlarının ortaya çıkmasının üzerinden bir yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, birçok ekonomi hala bu olayların etkisi altında. Agresif para politikaları ve sıklaşan finansal koşullar, bu yıl birçok ekonomide gelir artışının yavaşlamasına ve işsizliğin artırmasına neden olabilir. Birçok ülkede borç seviyeleri yüksek seyretmeye devam ediyor ve çekirdek enflasyon birçok piyasada henüz zirveye ulaşmadı. Enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları da uluslararası mobil çalışanların ücretlerini ve birikimlerini doğrudan etkiliyor. Son COVID-19 salgını ve dünya çapındaki siyasi gerilimler, uzaktan çalışmanın yaygın olarak kullanılmasını hızlandırdı ve bu da çok uluslu işverenleri iş güçlerini yönetme şekillerini yeniden değerlendirmeye sevk ediyor” dedi.
“Mobil ve uzaktan çalışanlara yönelik ücretlendirme stratejileri net olmasının yanında güvenilir verilerle de desteklenmelidir”
Küresel yetenek pazarında çetin bir rekabet olduğunun hem çalışanları hem de kuruluşları etkileyen yaşam maliyeti kriziyle birlikte işverenlerin esnek olması gerektiğinin altını çizen Dinçer Güleyin, “Uluslararası mobil ve uzaktan çalışanlara yönelik ücretlendirme stratejilerinin yapısı net olmalı, aynı zamanda güvenilir verilerle de desteklenmelidir. Uzaktan çalışmanın yaygın olarak kullanılmaya devam etmesi, birçok çalışanın önceliklerini yeniden gözden geçirmesine, iş-yaşam dengesini değerlendirmesine ve yaşamayı seçtikleri yerleri düşünmesine neden oluyor. Bu, birçok kuruluşu istihdam düzenlemelerini yeniden tasarlamaya zorluyor ve birçok işveren, özellikle zorlu işgücü piyasalarında faaliyet gösterenler, küresel olarak dağılmış bir işgücünü nasıl yöneteceklerini yeniden düşünmek zorunda. Bir yerin çalışanlar ve şirketler için ne kadar çekici olduğunu etkileyen tek faktör maliyet değil. Eşit derecede önemli bir diğer faktör, bir şehrin sunduğu genel yaşam kalitesi. Yanı sıra doğal afetler, siyasi ve/veya ekonomik kargaşa, yüksek suç oranları, zayıf altyapı ve yetersiz uluslararası bağlantı gibi riskler ve diğer olumsuz sorunlar, şirketler ve çalışanları için son derece caydırıcı olabilir. Genel olarak, ülkeler ve şehirler sürekli olarak uluslararası işletmeleri, dijital göçebeleri ve expat çalışanları uluslararası görevlendirmelere çekmek için çabalıyor. Şu anda en başarılı konumlar, mobil yetenek için esnek yönetişimi, yüksek bir yaşam kalitesini ve makul bir yaşam maliyetini birleştiren konumlardır” dedi.