Dolar 35,4884
Euro 36,4365
Altın 3.046,34
BİST 9.733,17
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 7°C
Yağmurlu
İstanbul
7°C
Yağmurlu
Çar 8°C
Per 9°C
Cum 9°C
Cts 10°C

İMAMOĞLU’NDAN CUMHURBAŞKANI VE BAŞSAVCIYA SORULAR:

İMAMOĞLU’NDAN CUMHURBAŞKANI VE BAŞSAVCIYA SORULAR:
13 Ocak 2025 18:09
121

HABERMA. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın ‘şafak operasyonu’ ile hukuksuz bir biçimde gözaltına alındığı soruşturmayla ilgili Ankara’da açıklamalarda bulundu. FETÖ yöntemleriyle siyasi bir operasyon yapıldığına dikkat çeken Özel, “Bin tane Rıza Akpolat itibarsızlaştırsan, sana kar etmez. Bu yapılanlar FETÖ yöntemleridir. Bu yöntemlere başvuranlar şimdi nerede? O kumpas davalarının anlı, şanlı yargıçları, savcıları nerede? O FETÖ talimatıyla sabahın köründe kapıları kırarcasına çalan, polislere emri veren FETÖ’cü amirler nerede? Biri 19 yılla şurada yatıyor, biri 24 yılla burada yatıyor. Kimi de yurtdışına kaçtı Yunan sınırından sıçan gibi. O gün yapılan iş ne kadar hukukiyse, bugün yapılan işler de o kadar hukukidir. Bu işler, doğru işler değildir. Bugüne kadar bir sefer AK Parti’nin muhatap olmadığı şafak operasyonuyla, CHP’li belediyeler niye muhatap oluyorlar? Muhatap olma sebepleri bu, arkamda yazıyor, ‘CHP, Türkiye’nin birinci partisi.’ Hazmedemediği bu. Yenilmiyordu, sırtı yere gelmiyordu. Sayıyordu, ‘Şu kadar kez yendim, bu kadar kez yendim. Madem ki yendim, milletim nezdinde her şeyden affedildim. Her türlü yolsuzluğu, pisliği ben o hesabı sandıkta verdim.’ Bu sefer ne oldu? Sen yenildin, CHP kazandı. Yetki sana verilince baş tacı, verilmeyince alaşağı. Olacak şey mi” dedi. 

Fotoğraf açıklaması yok.

Soruşturmaya konu şirketin yalnızca CHP’li belediyelerden değil; Yargıtay, TBMM, THY, kamu hastaneleri, Trabzon Büyükşehir Belediyesi gibi onlarca kamu kuruluşu ile AK Partili ilçe belediyelerinden de ihale aldığı bilgisini paylaşan İmamoğlu da “Buradan başsavcıya sesleniyorum: Yargının bu çok önemli makamına oturan şahıs, ne yazık ki bütün bu uygulamaları, talimat biçiminde ve organize bir şekilde yürütmektedir. Ve bunu şehvetle yapıyor. Tek gayesi var; İstanbul’da CHP’li belediye başkanlarına itibar suikastları düzenlemek. Bundan elbette ki İBB ayrı değildir. Şimdi savcı beylere sormak isterim: Esenyurt için yaptığınızı ya da kafanızda başka işler var ise, başka şafak operasyonları var ise, buradan söylüyorum. Cesaretinizi sınıyorum. TBMM için de aynı uygulamayı yapacak mısınız? Bu şirketlerin ihale dosyalarını İBB’den istediniz. Aynı şekilde Yargıtay’dan, TBMM’den, THY’den ya da Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden de bu şirketin ihale dosyalarını istediniz ve inceleme başlattınız mı? Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na da sesleniyorum: Sayın Cumhurbaşkanı; gönderdiğiniz başsavcı beye bir sorun. Bu şirketin devlet kurumlarından aldığı ihaleleri de inceleyecekler mi? Öyle olmalı” ifadelerini kullandı. 

ÇANKAYA / ANKARA

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ile Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın “şafak operasyonu” ile gözaltına alındığı soruşturmayla ilgili Ankara’da açıklamalarda bulundu. Özel ve İmamoğlu, CHP Genel Merkezi’nde yaptıkları görüşme sonrasında kameraların karşısına geçti.

ÖZEL: “‘AÇ, POLİS. YOKSA KIRARIZ”

Akpolat’ın gözaltına alınış biçimiyle ilgili detaylı bilgiler veren Özel, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Yeni bir haftaya başlarken, iktidarın yeni yarattığı ve kendi yarattığı kirli bir gündemle hep birlikte meşgulüz. Ben, Türkiye’nin bu kadar çok konuşulacak sorunu, çözülecek bu kadar çok derdi varken, böyle gündemlerin yaratılmasını son derece sorunlu ve milletle gönül bağı kopmuş bir iktidara ancak yakışacak ve bunun tescili, itirafı olarak nitelendiriyorum. Bugün sabah, değerli Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’ın resmi ikametgahının kapısı, polisler tarafından sert bir şekilde çalındı ve içeride uyuyan yaşlı annesi, telaşla kapıya koştu. Kim olduğunu sordu. ‘Aç polis. Yoksa kırarız’ dedi. Teyzem kapıyı açtı korkan gözlerle. ‘Rıza Akpolat’ı almaya geldik’ dediler. Teyze dedi ki ‘Evladım Rıza yok ki. O, babasının yanına Balıkesir’e gitti. Orada bulabilirsiniz. Arayalım, söyleyelim, gelsin.’ Bu sefer Balıkesir’deki baba ocağına jandarmalar gittiler ve bildiğiniz sahneler yaşandı.”

“21 YIL HAPİS ALMIŞ OLAN BİRİSİ, SADECE SABİT İKAMETGAH BİLDİRDİ 

DİYE SERBEST, AMA AKPOLAT BABASININ EVİNDE GÖZALTINA ALINIYOR” 

“Şu kadarını söyleyeyim: Geçen hafta sizlerin yazılarından, haberlerinden okuduk. MHP’nin Osmaniye Belediye Başkanı, 21 yıl hapis cezası aldı, bir gün tutuklu kaldı, sabit ikametgahı olduğu gerekçesiyle salıverildi. Şimdi, Yargıtay aşaması bekleniyor. 21 yıl hapis almış olan, şu anda görevde olmayan birisi, sadece sabit ikametgah bildirdi diye serbest, ama Rıza Akpolat, evine gidiyorlar, bulamıyorlar, babasının evinde gözaltına alınıyor, polis arabasıyla İstanbul’a naklediliyor. AK Parti’nin kıymetli seçmenlerine şunu hatırlatırım: FETÖ operasyonlarından sonra Tayyip Erdoğan, ‘Bazı arkadaşlarımız yoruldu. İstifa etsinler’ demişti. Kimi güle oynaya, kimi ağlaya ağlaya istifa ettiler. O süreçte Tayyip Bey istifası gecikenler için, ‘Onlar gereğini yapmıyorsa, biz gereğini yaparız’ demişti. Bir partinin genel başkanının bir belediye başkanına, ‘İstifa et. Gereğini yaparım’ deme yetkisi yok. Çok çok partiden atarsın. Ama gereği şöyle yapılabilir: Eğer terör örgütü üyesiyse ya da yolsuzluk yapmışsa, onu yargılarsın, suçlu bulunduğu kesinleşirse, görevden alınır, yerine de belediyeden yeni birisi seçilir. Ama ona, ‘İstifa et yoksa bunu yaparım’ denmez.”

“O GÜN TAYYİP BEY’E YAPILMAYAN HUKUKSUZLUĞU, BUGÜN 

TAYYİP BEY CHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARINA UYGULUYOR”

“Hepsi istifa ettiler. Bir tanesi hakim karşısına çıkmadı, bir tanesi emniyete çağrılmadı. Neydi bu arkadaşların suçu? Hani etmezse, yapabileceğin şey ne? Alıp, yargılayıp görevden almak. Bunlar FETÖ’cüydü ise, niye bıraktın? Bunlar yolsuzluk yapmıştı ise, niye bıraktın? Kendi belediye başkanlarına, ‘İstifa et, kurtul’; bizim belediye başkanımıza ihale yetkilisi olmadığı halde… Tayyip Erdoğan’ın kendi döneminde, İBB’nin birçok bürokratı, ihaleye yolsuzluktan yargılandı. Tayyip Bey, emniyete dahi çağrılmadı. Çünkü, herkes bilir ki, bu kadar büyük bir yapıda, yapılan ihalelere kim imza atıyorsa, o mesuldür. Ama o gün Tayyip Bey’e yapılmayan hukuksuzluğu, bugün Tayyip Bey CHP’li belediye başkanlarına uyguluyor. Çağırdınız da gelmedi mi?”

“GÖRÜLMEMİŞ BELEDİYE MEMNUNİYET ANKETLERİNİN 

YARATTIĞI KARIN AĞRISINI BÖYLE GİDERMEYE ÇALIŞIYOR”

“Operasyon, BELTAŞ şirketinin bir ihalesi için ve belediye başkanının evini arıyor, odasını arıyor, göstermelik de olsa. Neden? Bir tek derdi var: Bu bir siyasi operasyon ve Rıza Akpolat’ın şahsında, partimizin kurumsal kimliğini itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Onun hazmedemediği şu: Beşiktaşlılar sandığa gittiler 31 Mart’ta, sonuç ne oldu biliyor musunuz? Rıza Akpolat’ın aldığı rekor oy, belediye meclisinde neye yansıdı? 31’de 31 CHP. Beşiktaş halkı, AKP-MHP birlikteliğine 31’de bir tane belediye meclis üyeliği bile vermedi. İşte bunu hazmedemeyen bir hazımsızın, İstanbul’a görevlendirdiği kişi eliyle alamadığı belediyelere operasyon yapıp itibarsızlaştırma, Rıza Akpolat üzerinden İstanbul’daki bir takım halinde milletin takdir ettiği, seçildikleri gün rekor kıranlara yeni rekoru ilk altı aylık performanslarıyla kırıldığı, görülmemiş belediye memnuniyet anketlerinin yarattığı karın ağrısını böyle gidermeye çalışıyor.”

“ATAŞEHİR’İ, BEŞİKTAŞ’I, YALOVA’YI YİNE CHP KAZANDI”

“Millete, ‘Sen seçtin ama, bak memnunsun ama, aslında bunlar ihaleye fesat karıştırmış.’ Suçu olan biri varsa sorgularsın, yargılarsın, cezasını verirsin. Ama bu işin Rıza Akpolat ile ne alakası var? Sen daha önce Ataşehir Belediye Başkanımıza aynı şeyi yaptın. Yargılandı, süreçler tamamlandı. O gün neler söylüyordunuz? Ne iftiralar, ne hakaretler… Sonra Ataşehir’de yine seçim yapıldı, yine CHP kazandı. Beşiktaş’ta seçim yapıldı, CHP kazandı. Yalova’da belediye başkanımızı, başkasının yaptığı bir şeyden ve kendi ihtar ve ihbar ettiği halde yargıladınız. Üç kere bilirkişi, ‘Göreve iade edilmelidir’ dedi, yapmadınız. Seçime kadar salladınız. Yalova’da sandığa gidildi. Ne oldu biliyor musunuz? Yalova’yı yine CHP kazandı. Belediye meclis çoğunluğunu da içinden AK Partili seçip vekiline yönettiriyordun. Senden aldı, CHP’ye verdi.”

“KENDİNİ SİRKTE GÖREN, SİRK YÖNETİCİSİ SANAN 

VARSA BİZ ONUN SİRKİNİN OYUNCUSU DEĞİLİZ”

“Hala mesajı almadınız mı? Hala millet ne diyor anlamadınız mı? ‘Ben karar veririm’ diyor. ‘Burası bir sirk. Herkes verilen rolü oynayacak, ahali izleyecek. Sirkin yöneticisi de Tayyip Erdoğan.’ Böyle bir kurgu yok arkadaşlar. Kendini sirkte gören, sirk yöneticisi sanan varsa biz onun sirkinin oyuncusu değiliz. Biz milletin görevini yapan kamu görevlileriyiz. Anayasa’da tanımlı, hakim güvencesinde seçimlerin sonucunda verilen resmi görevleri yapıyoruz. Devlet içinde ikilik olmaz, ikirciklik olmaz, çifte standart olmaz. Bir tarafta kendi kurduğu yapılarda, kendilerinin, bakanın kocasının bulaştıkları ortada. Oralarda tık yok. Dönüyorlar, buralarda sabah 04.30’da kapı kırıp, algı yapmaya çalışıyorlar. ‘Açmazsan kırarız’ diyerek teyzemi korkutuyorlar. ‘Çağırayım gelsin’ deyince ‘Biz alırız’ diyorlar. Çünkü onlara verilen talimat, ‘Suçluymuş gibi götür.’ Sonunda suçlu olmadığı açığa çıkacak ama arada ‘Suçluymuş gibi yapın, bir algı yaratın.’ Bu gerçekten kabul edebileceğimiz bir mesele değildir.”

“BU YAPILANLAR FETÖ YÖNTEMLERİDİR”

“Yeri, yurdu, adresi belli olan bir kamu görevlisine yapılan iş, sadece CHP’yi değil, kamuyu… Devletin bir kısmı merkezi idareyse öbür kısmı yerel idare. Sen devleti yıpratıyorsun. Koca bir ilçenin 31’de 31 belediye meclis üyesi seçtirdiği, rekor kırdırdığı bir partinin belediye başkanını itibarsızlaştırmak demek, o şehrin kararına da itibar etmemek demektir. Sen seçim sonucunu yok sayıyorsan, hiçe sayıyorsan, bu kadar yüksek oyla seçilen, sevilen birisinin itibarını bu yolla düşürmeyi kendine kâr sayıyorsan sen zaten tükenmişsin, bitmişsin. Bin tane Rıza Akpolat itibarsızlaştırsan, sana kar etmez. Bu yapılanlar FETÖ yöntemleridir. Bu yöntemlere başvuranlar şimdi nerede? O kumpas davalarının anlı, şanlı yargıçları, savcıları nerede? O FETÖ talimatıyla sabahın köründe kapıları kırarcasına çalan, polislere emri veren FETÖ’cü amirler nerede? Teker teker bak. Biri 19 yılla şurada yatıyor, biri 24 yılla burada yatıyor. Kimi de yurtdışına kaçtı Yunan sınırından sıçan gibi. O gün yapılan iş ne kadar hukukiyse bugün yapılan işler de o kadar hukukidir.”

“SEN YENİLDİN, CHP KAZANDI”

“Herkes aklını başına alacak, ayağını denk alacak. Bu işler, doğru işler değildir. Bugüne kadar bir sefer AK Parti’nin muhatap olmadığı şafak operasyonuyla, CHP’li belediyeler niye muhatap oluyorlar? Muhatap olma sebepleri bu, arkamda yazıyor, ‘CHP, Türkiye’nin birinci partisi.’ Hazmedemediği bu. Yenilmiyordu, sırtı yere gelmiyordu. Sayıyordu, ‘Şu kadar kez yendim, bu kadar kez yendim. Madem ki yendim, milletim nezdinde her şeyden affedildim. Her türlü yolsuzluğu, pisliği ben o hesabı sandıkta verdim.’ Bu sefer ne oldu? Sen yenildin, CHP kazandı. Yetki sana verilince baş tacı, verilmeyince alaşağı. Olacak şey mi? Sen bu hazımsızlığı daha önce denedin. 31 Mart’ta 12 bin küsur oyla seçilen başkanın aldığı yetkiyi hor gördün, milletin kararını hor gördün; haziran ayının sonunu zor gördün. Ne oldu Başkan? 806 bin oyla seçildi. Peki hadi o gün bu yaptığın milletin vicdanından döndü. ‘Ekrem Bey mağdur oldu da o oyu aldı’ diyordun. Karşısına Bakan aday çıkardın, seçim akşamı saat 19.00’da televizyona bakakaldın. 1 milyon oyla seçildi bu sefer.”

“HALA ANLAMIYOR MUSUNUZ?”

“Hala anlamıyor musunuz? Milletin dediği olur. Milletin dediğine itiraz, isyan darbecinin işidir; demokrasiden nasibini almamış adamın işidir. Biz ilk kaybettiğimiz seçimde şanla, şerefle muhalefete devir teslim yaparken ‘Türkiye demokrasisi kazandı’ diyebilen bir partiyiz. Bundan 100 yıl sonra kaybettiği seçimde, hazmedemeyip kayyum siyaseti yapan ya da başsavcı eliyle İstanbul belediyelerine sırasıyla saldıran bir aklı, bir vicdansızlığı, bir akılsızlığı millete şikayet ediyoruz. Ve buradan açıkça söylemek istiyorum, çok açık: Bu tip saldırılara pabuç bırakmayacağız. CHP’nin birliğini, beraberliğini asla ortadan kaldıramayacaksınız. Kol kola, el ele, omuz omuza o sandığa doğru yürüyoruz ve Türkiye’de kurulan birinci parti, son yerel seçimin birinci partisi, son sandığın birinci partisi; emin olun, gelecek ve kurulacak sandıkta da iktidar partisi olacak. Bu hukuksuzlukların tamamının sona ermesinin yolu da bu. Bu adaletsizliğin de gelir adaletsizliğinin de mahkeme kapılarında milleti çıldırtan adaletsizliklerin de sosyal adaletsizliklerin de biteceği yer belli.”

“EĞER CESARETİN VARSA SAVCILARA, 

POLİSLERE DEĞİL; MİLLETE GÜVEN”

“Buradan Sayın Erdoğan’a şu çağrımı yapmak isterim: Bakın, son dönemde bir salon adamına, salon siyasetçisine döndünüz. Atadıklarınızı doldurduğunuz salonda, atadıklarınızın alkışıyla moral bulamazsınız, güç bulamazsınız. Bu çaba beyhudedir. Şimdi de mahkeme salonlarında bizim moralimizi bozmaya çalışıyorsunuz. Bu çaba daha da beyhudedir. Eğer gücünüz, cesaretiniz varsa, ülkeyi bu kadar gerdiniz ve bu hale geldiniz. Muzaffer kahraman edalarıyla gezerken seçim mağlubusunuz. Size bir kez daha, ‘O salonlardan çıkamıyorsun, sokağa çık, meydana çık, insanların önüne çık’ diyorum. Çıkamıyorsun. O zaman bu işin çıkışı milletin huzuruna gitmektir. Sandık gelsin, sandıktan kaçma. El mi yaman, bey mi yaman? Millet sana mı hak veriyor, bize mi hak veriyor? Bu belediye başkanlarının milletinin gönlündeki yeri, artık CHP’yi iktidara mı taşıyor; yoksa yaptığın bu kumpaslar sana mı yarıyor, millet bir karar versin bakalım. Cesaretin varsa sandıktan ve milletten kaçma. Millet senden memnuniyetsizliğini 31’inde de söyledi, belediyelerimizden memnuniyetini de… Önündeki anket benimkinden üç puan ileri, bunu biliyorum. Bizde 58 çıkan toplam memnuniyet, 61 çıkmış, biliyorum. Asla buradan bir yere kaçamazsın. Bunun için eğer cesaretin varsa öyle savcılara, polislere değil; gel, millete güven. Çık karşısına, çıkalım hep birlikte.”

“TAYYİP ERDOĞAN’IN TÜKENMİŞLİĞİNİN RESMİ”

“Öyle bir ruh halinde ki; geçen hafta başarılı bir belediye başkanım, bir büyükşehrin ilçe belediye başkanı, kaybettiğine çıldırdığı bir ilçenin belediye başkanı yana yakıla beni arıyor. ‘Benimle Sayın Cumhurbaşkanı özel bir görüşme yapacakmış, ne dersiniz Sayın Genel Başkanım?’ Dedim ki ‘Cumhurbaşkanı belediye başkanını çağırıyorsa, bu devletin bir işidir. Mutlaka ya ilçemiz için büyük bir proje, önemli bir mesele, bilmeniz gereken bir şey vardır. Gidin, dönüşte görüşürüz.’ Gitti geldi, ne oldu biliyor musun? ‘Sen başarılısın, o ilçeyi nasıl aldın? Gözlerime inanamadım. Şubat ayında kongrem var, bize katılır mısın?’ Ya devletin başına, bir partinin öz evladı bir belediye başkanının ‘Yapacağım kongrede bana katılır mısın? Senin önünü açarım, şunu yaparım, bunu yaparım.’ Bir de böyle parantez içinde, ‘Tertemiz adamsın biliyorum, ondan çağırıyorum ama bir leke çalarlar, Allah korusun’ falan diye tehdit yapmalar. Bir de sivil arabayla aldırmalar, saraya götürmeler. Yakışıyor mu ya? Orada onu yapan, burada bunu yaptırıyor işte. İşte size tükenmişliğin resmi Tayyip Erdoğan’ın.”

“TOPUNUZ GELSE CHP’DEN YAPRAK KOPARTAMAZSINIZ”

“Bir partinin milletvekili istifa ediyor da ‘Hayırlısı olsun kararınız’ demeye çekiniyoruz. Kendi ilimde bir partinin milletvekili istifa etti, ilimde, kendi listemden seçilen. ‘Kararınız hayırlı olsun’ demek için ararken bin dereden su getirdim, ‘İlimin milletvekilisiniz diye arıyorum, sakın yanlış yere koymayın’ diyerek arıyoruz. Adam Cumhurbaşkanlığı‘ndan arattırıp milletvekilinin sivil aracıyla AVM’de buluşturup, belediye başkanımı çağırıp ‘Bana katılır mısın?’ Belediye başkanı gelmeden de önce aradı çıktıktan sonra da ilk benimle konuştu. CHP böyle bir parti kardeşim. Siz de böyle insanlarsınız. Gerçekten insan rakibinde biraz asalet, biraz da gerçekten centilmenlik, birazcık olsun insaniyet, birazcık olsun içinde bulunduğu durumu hazmetmesini bekliyor. Bu kadarı da olmaz. Özel görüşmelerle belediye başkanı çağırmalar, savcı eliyle belediye başkanı silkelemeler… Topunuz gelse, hep birlikte uğraşsanız CHP’den yaprak kopartamazsınız. İki tane yaprağımızı düşürürseniz, oradan koca bir dal, koca bir ağaç çıkar. 100 yıllık çınar var burada. Onun için öyle kökü ne olduğu belli olmayan, sonu ne olduğu belli olmayan konjonktürün uzamışlarınla baş edecek gücümüz de sabrımız da enerjimiz de var Allah’a şükür. O yüzden Tayyip Erdoğan’a şunu söylüyorum: Bu hallere düşeceksen kendini düşürdüğün o halden milletin haberi olacak. Sen yapmaya utanmıyorsan ben anlatmaya utanmam kardeşim.”

İMAMOĞLU: “İHALE VE HARCAMA YETKİLİSİ BİRİM AMİRLERİ, 

BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCILARI, DAİRE BAŞKANLARIDIR”

“Ne yazık ki Türkiye, bugün yine çok üzücü bir sabaha uyanmıştır” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Çünkü yargıyı zedeleyen ve yargı tacizini hayatımıza en derin bir biçimde sokmakta tereddüt etmeyen bir kısım uygulamalar, hayatımıza girmeye devam ediyor. Bugün İstanbul’da, Beşiktaş’ta, Belediye Başkanımız Sayın Rıza Akpolat’a yapılan müdahale, kesinlikle yargı, hukuk, adalet, insan hakları gibi hiçbir hususa uygun değildir. 80 gündür tutuklu olan Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer’in memurlarına yönelik de gözaltı kararı geldi ve aynı uygulamalar orada da sürdü. Basına yansıyan bilgilere göre, bu gözaltı işlemlerine gerekçe olarak, temelde ihaleye fesat karıştırma iddiası sunuluyor. İddia edildiği gibi, Beşiktaş Belediyemize ‘ihaleye fesat’ nedeniyle suçlama yapılıyorsa, uygulamanın başka türlü olması lazım. Çünkü Belediye Başkanımızın gözaltına alınmaması lazım. Niçin Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’ı gözaltına alıyorsunuz? Çünkü, 5018 Sayılı Kanun’a göre belediye başkanları, ihale ve harcama yetkilisi değildir. İhale ve harcama yetkilisi birim amirleri, müdürler, belediye başkan yardımcıları, daire başkanlarıdır.”

 

“BELEDİYE BAŞKANLARINI APAR TOPAR GÖZALTINA ALMAK, 

TAMAMEN HUKUK VE AHLAK DIŞI BİR UYGULAMADIR”

“Hal böyleyken belediye başkanlarını hem de il dışında ziyaret ettiği babasının evinde, apar topar gözaltına almak, tamamen hukuk, ahlak dışı bir uygulamadır. Açıkçası, bir insanı ailesinin yanındayken bu şekilde korkutarak, kapıları çalarak, saat 04.30-05.00’te, ‘kapıları kıracağız’ tehdidiyle süreci sürdürmek, büyük bir problemdir. Türkiye’yi çok geriye götüren bir uygulamadır. Kesinlikle ve kesinlikle itibar suikastıdır. Belediye Başkanı da diğer gözaltına alınan başkan yardımcısı ve devlet memurları da elbette dokunulmaz değildir. Hukuka uygun bir biçimde sorgulanabilir, ifadeleri alınabilir. Lakin şafak vakti evleri ve belediye basılarak, operasyona tabii tutulacak nitelikte insanlar da değillerdir. Herkes evinde, yuvasında, annesinin, babasının yanındadır. Varsa sıkıntılı bir durum, bu insanlar savcılığa davet edilir, onlar da koşa koşa gider.”

“23 YILDIR ŞAFAK VAKTİ OPERASYONA UĞRAYAN BİR AK PARTİLİ 

BELEDİYE BAŞKANI YA DA HERHANGİ BİR YETKİLİSİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?”

“23 yıldır şafak vakti operasyona uğrayan bir AK Partili belediye başkanı ya da herhangi bir yetkilisini gördünüz mü? İstanbul’da, 25 yıl İBB’yi yöneten ve onlarca yolsuzluğunu, kamuyu zarara uğrattığını belgeleriyle ortaya çıkarttığımız, sorumlulara operasyon düzenlendiğini gördünüz mü? Tam aksine, bu dosyaların sorgulanması ve teftişinin derinleştirilmesi şikayetimize rağmen, engellendi ve yıllardır İçişleri Bakanlığı’nda üstü kapatılarak, durduruldu. AK Partili belediye başkanları çok muteber insanlar, sütte leke var ama onlarda yok, tüm sorunlar, lekeler CHP’li belediye başkanlarında; öyle mi? Bunlar bir de hala utanmadan partilerinin önünde ‘adalet’ ismini saklıyorlar. Bizim belediye başkanı arkadaşlarımıza yaptıkları bu muamele, aslında milletin iradesine yapılmış bir muameledir. Elinizi neye attıysanız, kirlettiniz. Buradan duyuruyorum. Ne yazık ki ülkemizde her vatandaşımızın sarılacağı en üst makam olan adaleti dahi zayıflattınız, kirlettiniz. Bu itibar suikastlarının devam etmesi ve bir organize süreç haline getirilmesi için, İstanbul’a da CHP’liler, belediye başkanlarına kayyum atamak için veya bu tür operasyonlar düzenlemek için, bir koordinatör başsavcı atadınız.”

“BURADAN BAŞSAVCIYA SESLENİYORUM”

“Buradan başsavcıya sesleniyorum: İBB Başkanı’yla görüşemeyen bir başsavcı olarak, görevini yapmaya devam ediyorsun. Çünkü İstanbul’a adalet dağıtmak için atamadığın net. Atandığın ve görev yaparken mensubu olduğun yargı camiasına veya adalet sürecine yakışan hamleleri değil, bir kişiyi memnun etme çabası içerisinde görevini yaptığını, burada üzülerek takip ediyorum. 16 milyon insanın temsilcisiyle dahi görüşememe cesaretsizliğini gösterirken, adaletli olma konusunda cesur olmanızı size tavsiye ediyoruz. Yargının bu çok önemli makamına oturan şahıs, ne yazık ki bütün bu uygulamaları, talimat biçiminde ve organize bir şekilde yürütmektedir. Ve bunu şehvetle yapıyor. Tek gayesi var; İstanbul’da CHP’li belediye başkanlarına itibar suikastları düzenlemek. Bundan elbette ki İBB ayrı değildir. Yürüdüğü yolun bu yol olduğunu görmekteyiz. Aylardır çok sayıda ihale dosyalarımızı aldılar, didik didik ettiler. İBB tarihinde ilk defa, -savcılık herhangi bir dosyayı isteyebilir- savcı polisi yolluyor, dosyaları polisle aldırıyor. O kadar şaşkınlar ki, aynı ihaleyle ilgili bir dosyayı, görevlendirilen başka bir savcı bir daha istiyor. Bu kadar şehvetli ve bu kadar hararetli bir şekilde hedefine İBB’yi, Ekrem İmamoğlu’nu koymuş bir biçimde çalışmalarını sürdürüyor.”

“ESENYURT BELEDİYESİ İÇİN YAPTIĞINIZI TBMM İÇİN DE YAPACAK MISINIZ”

“Basına yansıyan savcılık bilgilendirmesinden anladığımız kadarıyla, bir kişi ‘suç örgütü lideri’ olarak lanse ediliyor. Esenyurt operasyonu da o kişiyle ilgili şirkete bağlanıyor. Suçlamalar uzuyor. Suç örgütü kurmak, yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak filan… Bilmenizi isterim ki, bu şirket, İBB’nin iştirak şirketlerinin de bazılarının ihalesini kazanmıştır. Bu ihalelerin tamamı açık ihaledir. Bu ihale dosyalarının tamamı da birkaç ay önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından belediyemizden alınmıştır. Burası önemli; Esenyurt’ta bu sabah yapılan operasyona kılıf olarak bu şirket gösteriliyor ise, buradan da İBB’nin iştiraklerine uzanacak bir operasyon planı yapıyorsanız, Türkiye’nin bilmesi gerekenler var. Söz konusu şirket, sadece CHP’li belediyelerden ihale almamıştır. Bu şirket, aralarında Yargıtay, TBMM, THY, çok sayıda kamu hastanesi ve üniversiteler, Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Devlet Havalimanı İşletmeleri, Elektrik Üretim A.Ş. gibi onlarca kamu kuruluşu ve AK Partili ilçe belediyelerinden de ihale almıştır. Şimdi savcı beylere sormak isterim: Esenyurt için yaptığınızı ya da kafanızda başka işler var ise, başka şafak operasyonları var ise, buradan söylüyorum. Cesaretinizi sınıyorum. TBMM için de aynı uygulamayı yapacak mısınız? Bu şirketlerin ihale dosyalarını İBB’den istediniz. Aynı şekilde Yargıtay’dan, TBMM’den, THY’den ya da Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden de bu şirketin ihale dosyalarını istediniz ve inceleme başlattınız mı?”

“SAYIN CUMHURBAŞKANI; GÖNDERDİĞİNİZ BAŞSAVCI BEYE BİR SORUN…”

“Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na da sesleniyorum: Sayın Cumhurbaşkanı; gönderdiğiniz başsavcı beye bir sorun. Bu şirketin devlet kurumlarından aldığı ihaleleri de inceleyecekler mi? Öyle olmalı. Çünkü şahsa ‘suç örgütü lideri’ diyor savcılarınız. İddianame bu. Şahsa ‘suç örgütü lideri’ diyor ve iltisaklı bulduğu 2 belediye, Beşiktaş Belediye Başkanı, sevgili dostum Rıza Akpolat’ı ve diğer belediye Esenyurt’tan da memurları, aynı şekilde Beşiktaş’tan da memurları gözaltına alıyor. Hem de şafak operasyonuyla. Dolayısıyla, yine diğer devlet kurumlarından da iş almış olan bu kişiyi, o devlet kurumlarında ona işi veren o kurumların en başındaki insanları aynı şekilde ifadeye alacak mı? Bunu söylerken, o zaman TBMM’ye de THY’ye de, Yargıtay’a da bu suç örgütü ihale vermiş. Savcı beyden bunu hemen uygulamasını isteyin kendisinden. Cumhurbaşkanımız iyi bilir, kendisi belediye başkanlığı yapmış birisi. Belediye başkanı, ihale yetkilisi değildir. Buradan sesleniyorum Sayın Cumhurbaşkanı. İBB’de görev yaptınız. Sizin döneminizde, pek çok yöneticinin ihaleye fesat iddiasıyla hakim karşısına çıktığını iyi hatırlarsınız. Arkadaşlarınızın bir kısmı hala yanınızda görev yapıyor. İş insanı olanlar var, başka insanlar var. Ama siz hakim karşısına çıkmadınız. Neden? Çünkü yasa belli. Kanun, nizam var. Aynı şekilde imza yetkilisi olmadığınız için çıkmadınız. O dönem beğenmediğiniz, hatta bizim bile eleştirdiğimiz o süreçte, memlekette yine de kanun ve nizam vardı, ama bugün yönettiğin Türkiye’de kanun ve nizam kalmadı. Ve bunu mumla arar olduk.”

“BELEDİYELERİ ZEDELEDİĞİNİZ ZAMAN, DEVLETİMİZİ ZEDELERSİNİZ”

“Belediyeler, devlet bütünlüğünün içerisindeki kurumlarımızdır. Belediyeleri zedelediğiniz zaman, devletimizi zedelersiniz. Anayasa madde 123’e göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir bütündür. Bu bütünlük, merkezden ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Bu çerçevede bir kamu tüzel kişisi olan belediyelerin, kamu adına, kamu yararını gözeterek hareket ettiklerini göz önünde bulundurarak, belediyelerimizin yıpratılmaması noktasında gerekli, özeni başta iktidar olmak üzere herkesin göstermesi gerekir. Bakın, siz böyle yapıyorsunuz; daha yargı süreci bitmemiş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bir meclis üyesi, ‘İçeri atıldı, çünkü terörist’ deme cesaretini gösteriyor. Siz böyle yapıyorsunuz; şimdi bugünkü uygulamadan sonra, sizin bir kısım siyasileriniz dahi hadsizlik yapıyor, dillerine bu tarz adaletsiz duyguları pelesenk ediyorlar.”

“BİZZAT CUMHURBAŞKANLIĞININ BİLGİSİNDE YÜRÜYEN 

‘İSTANBUL OPERASYONLARININ’ GAYESİ BELLİDİR VE NETTİR”

“31 Mart seçimlerinde ana muhalefet partisi haline dönüşen AK Parti’nin kızgınlığı, bizzat Cumhurbaşkanlığının bilgisinde yürüyen ‘İstanbul operasyonlarının’ gayesi bellidir ve nettir. Türkiye’ye alternatif yönetim tercihini kazandıran, milletin beğeni ve takdirini toplayan CHP belediyelerini, algı operasyonlarıyla karalamak ve halkın gözünden düşürmek, itibarsız hale getirmek ve tam bir itibar suikastı yaparak, o insanları lekelemek… Sandıklarda da anketlerde de yenik düştüklerini gördükçe intikam hırsları artmakta. Buna geçit vermeyeceğiz. Başta Genel Başkanımız olmak üzere, bütün CHP’liler, ama her şeyden önemlisi bütün hemşehrilerimiz, vatandaşlarımız, bu haksız ve hukuksuz uygulamalara asla geçit vermeyecekler. Ne yaparsanız yapın, bu milletin gözünde de kalbinde de yer etmeye, iyi hizmetlerimizle vatandaşımızın yanında olmayan her zaman devam edeceğiz. Ve ilk seçimde de sizi oradan indirmeye, milletin, halkın iktidarını kurmaya kadir olduğumuzu göreceksiniz. Bu Ali Cengiz oyunları bize sökmedi, sökmeyecek ve asla yılmayacağız.”

“DEMOKRASİ VE HUKUK YOKSA, O ÜLKEDE REFAH DA OLAMAZ”

“Buradan bu işi yalnızca seyreden, Türkiye’nin bütün erklerine sesleniyorum. Sivil toplum kuruluşlarına, Türkiye’deki iş dünyasına, sermayeye ve vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum. Türkiye’de bu antidemokratik uygulamalar olduğu sürece, haksız ve hukuksuz uygulamalar olduğu sürece; otoriter, adalet ve hukuk kavramlarını çiğneyen iktidar uygulamaları olduğu müddetçe, bu ülkede iş dünyası olarak ne büyüyeceksiniz ne de dünyadaki rakiplerinizi geçeceksiniz. Geçmeniz mümkün mümkün değil. Hep küçüleceksiniz. Çünkü demokrasi ve hukukun olmadığı yer, güvenli yer değildir. Oraya sermaye gelmez. Oraya yatırım gelmez. Oraya kaynak gelmez. Bugün yapılan bu kötülükler, bugün yapılan bu sıkıntılı davranışların bize değil, bütün ülkemize zararı vardır ama AK Partiliye ama MHP’liye ama herkese, hepimize zararı vardır. Güven yoksa bir ülkede, inanın orada hiçbir şey yoktur. Milyonlarca emeklimiz, asgari ücretlimiz, işçimiz, memurumuz, öğrencilerimiz; bilin ki bu iktidar başta olduğu sürece, her daim geçim sıkıntısı çekilecek ve her daim milletimizin acısı büyüyecektir. Hayatınızın bu iktidarla, bu uygulamalarla birlikte asla konforlu hale gelmesi mümkün değildir. Demokrasi ve hukuk yoksa, o ülkede refah da olamaz.”

“YALVARDIK SİZE, MERTÇE MÜCADELE EDELİM 

DİYE AMA SİZ BU MERTLİĞİ UNUTTUNUZ”

“Bu, siyasi saldırıdır. İktidarın siyasi saldırılarının bir halkasıdır. Siyaset, yargı işi değildir. Bakın buradan söylüyorum; rekabet işidir. Yalvardık size, mertçe mücadele edelim diye, mert davranın diye. Mertlikle mücadele edin, belki milletin gözüne girersiniz, diye yalvardık. Ama siz bu mertliği unuttunuz. Bu rekabetin mecrası sandık, hakemi millettir. Sandıkta oylar kullanılır, sayılır. Oradan çıkan, milletin başının tacıdır. Demokrasimiz de cumhuriyetimiz de adaletimiz de bize bunu emreder. Siyasi saldırıya, biz, siyasi karşılık verme konusunda kararlıyız. Genel Başkanımız, partimizin bütün yöneticileri, kol kolayız. Sanmasınlar ki, sandığı dizayn etmelerine izin vereceğiz. Sanmasınlar ki, rakipsiz bir seçime girebilecekler. Sanmasınlar ki, rakiplerini de siyasi partileri de dizayn edebilecekler. Bizler, güçlü bir örgütün üyesiyiz. Bu ülkeyi kuran Cumhuriyet Halk Partisi’nin neferleriyiz, belediye başkanlarıyız.”

Paylaşın:
Habermax, tarafsız ve şeffaf habercilik anlayışıyla, her görüşe saygı göstererek doğru ve güncel bilgileri sunmayı hedefler. Siyasi ayrım yapmadan, güvenilir içeriklerle okuyucularını bilgilendirir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.