Dolar 32,2952
Euro 34,6307
Altın 2.414,74
BİST 10.045,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Az Bulutlu
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Per 19°C
Cum 17°C
Cts 19°C
Paz 20°C

İDEAL KENTLER DERNEĞİNİN SAHİPSİZ SOKAK HAYVANLARI İLE İLGİLİ, GÖRÜŞLERİNİ AÇIKLADI

İDEAL KENTLER DERNEĞİNİN SAHİPSİZ SOKAK HAYVANLARI İLE İLGİLİ, GÖRÜŞLERİNİ AÇIKLADI
11 Ocak 2022 10:46 | Son Güncellenme: 11 Ocak 2022 10:48
238

HABERMAX.İdeal bir kentteler Derneği olarak. İnsanlar evcilleştirmenin başlangıcından günümüze kadar hayvanlarla iç içe yaşamışlar, insanların temel ihtiyaçlarının giderilmesinde hayvanlar her zaman en ön planda yer almışlardır. Hayvanların beslenmemize, sağlıklı büyümemize ve hastalandığımızda,iyileşmemize katkıları büyüktür. Tedavide kullanılan bazı serumlar hayvanlardan elde,edilmektedir. Sokak hayvanları sahipsiz değiller - 24SaatGazetesi

Ayrıca tıpla ilgili bazı yeni teknikler hayvanlar üzerinde denendikten sonra
insanlara uygulanmaktadır. Hayvanların yararları bunlarla da bitmez. Kedi, köpek, balık ve
kuş gibi ev hayvanları hayatımızı renklendiren ve neşe veren en yakın arkadaşlarımızdır.
Ancak, günümüzde hayvanların doğal yaşam alanları olan bölgeler; ormanların bilinçli ya da
bilinçsiz olarak yok edilmesi, kentleşmenin günden güne artması, insan göçü hareketlerinin
kontrol edilemeyişi gibi nedenlerle deyim yerinde ise işgale uğramıştır. Bunun sonucu olarak
ekosistemin en önemli parçalarından biri olan hayvanların günden güne artan sorunlarının
insan yaşamına olan olumsuz etkileri toplumsal bir mesele haline gelmiştir.
Hayvan sevgisi ilk kez 1825 yılında İngiltere’de Hayvanları Koruma Birliği’nin kurulması ile
resmi bir nitelik kazanmıştır. Zamanla dünyanın her yerinde Hayvanları Koruma Dernekleri
kurulmuş ve tüm derneklerin ortak kararı ile 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü olarak kabul
edilmiştir. Ülkemizde de Hayvanları Koruma Dernekleri mevcuttur. Bu derneklerin ilki 1924
yılında kurulmuştur. Bu derneklerin amacı, hayvanları korumak, hayvan sevgisini
yaygınlaştırmak ve nesli tükenmekte olan hayvanları kontrol altına almaktır.
Sokak Hayvanları konusu son günlerde ülkemizin gündeminde önemli biryer işgal etmektedir.
Gaziantep’te bir çocuğun sokakta yasaklanmış ırktan bir köpek tarafından saldırıya uğraması
günlerdir medyada baş haber olarak yer almaktadır. Sokak hayvanları denilince sahipsiz ya
da önceden sahipli olup sonradan terk edilen hayvanlar anlaşılır. Kentlerde sokak hayvanları
tanımı içerisinde köpekler ön plana çıkmaktadır. Sokak köpeklerinin bir bölümü yaşam alanı
olarak kentleri kullanmakta, bir bölümü ise yakın kırsal mahallelerden karnını doyurmak
amacıyla geçici olarak kentlere gelmektedir. Hayvan severlerin sokak hayvanlarını besleme
alışkanlığı kırsaldan gelen köpeklerin de hazır yemek bulma kolaylığı nedeniyle kentte
kalmalarına neden olmaktadır. Son zamanlarda gerek kanıksama gerekse masraflarını
karşılayamama nedeniyle sokağa terk edilen köpeklerin sayısı da azımsanmayacak bir
boyuttadır.
İdeal bir kentte sokak köpekleri nedensiz olarak insanlara saldırmayan, uysal, aşıları ve
parazit ilaçları yapılmış, kısırlaştırılmış, tasma ve chip ile kayıt altına alınmış olmalıdır. Sokak
köpeklerinde en önemli tehlike eğer aşıları ve parazit mücadeleleri yapılmamışsa insanlara
başta kuduz olmak üzere çok sayıda mikrobik ve paraziter hastalığı bulaştırmalarıdır. Bu
tehlike aşılı köpeklerde ortadan kalkmışsa da kırsal mahallelerden gelen köpeklerde hala
önemini korumaktadır. Sokak hayvanları kendilerine uygun koşullar sağlanmadığı takdirde
insanların yaşamını sınırlandırmaktadır. Özellikle karanlıkta köpekler bulundukları alanı
koruma içgüdüsü nedeniyle sokaktan geçen insanlara karşı saldırgan olabilmektedir.
Toplumda hayvanlara karşı fobisi olan insanlar da yaşamaktadır. Sokak köpekleri bu
insanların yaşamını daha fazla kısıtlamaktadır. Bazen de sokak hayvanlarından nefret eden,
onlara işkence ve taciz uygulayan ruhsal yapısı bozuk insanlar da bulunmaktadır.

İdeal bir kentte sokak hayvanı bulunmamalıdır. Çünkü Avrupa’da ve Amerika’daki kentlerde
sokak hayvanı yoktur. Hayvanlar ya sahiplidir ya da barınaklarda ve rehabilitasyon
merkezlerinde koruma altındadır. Türkiye’de iyi denetlenmek koşuluyla rehabilite edilmiş
sahipsiz köpekler mahalle yüzölçümüne göre belli sayılarda sokaklarda yaşayabilir. Fanatik
hayvanseverler buna karşı çıkabilirler ama serbest bırakıldığı takdirde de saldırgan köpekler
sokaklardaki insanları rahatsız edebileceklerdir. Ancak betonarme binalarla dolu, yeşil
alanları sınırlı büyükşehirlerde köpeklerin sokakta yaşaması istenmeyen bir durumdur.
Sokak hayvanları sorununun önemli bir yanı da bir kısım hayvanseverlerin olumsuz
davranışlarıdır. Çok sayıda dernek ve platform çatısı altında örgütlenen hayvan severlerin
beslendiği damar sokak hayvanları ve hayvan haklarıdır. Çoğu hayvan sever anlamsız bir
sahiplenme duygusuyla sokak hayvanlarını koruma altına almakta ve karşıt görüşlere olumlu
bir yaklaşımda bulunarak sorunun çözülmesine değil daha da karmaşık hale gelmesine
neden olmaktadırlar.

Çözümler:
1) Çeşitli adlar altında kurulmuş olan dernekler ve platformlar bir federasyon çatısı altında
birleştirilmelidir. Yasal düzenlemelerle hayvan severlerin kontrol altına alınması ve devletin
ilgili kurumları ile işbirliği içerisinde çalışmaları sağlanmalıdır.
2) Klasik barınaklar yerine sahipsiz hayvanların özgür olacakları doğal yaşam alanlarının
merkezi yönetimin de katkıları ile belediyeler tarafından oluşturulması şarttır. Bu bağlamda
hayvan sever dernekleri ile ortak projeler hazırlanıp hayata geçirilebilir. Hayvan severler ya
bu alanları ziyaret etmek suretiyle hayvanlarla birlikte olabilirler ya da hayvanlarına evde
bakamayan hayvan severler bu alanlara bıraktıkları hayvanlarını zaman zaman ziyaret edip
görebilirler.
3) Evinde hayvan bakmak isteyen insanların tıpkı Çocuk Esirgeme Kurumunda uygulandığı
gibi belli koşullara sahip olmaları istenebilir. Buna rağmen yine de hayvanlarını sokağa terk
eden insanlara ceza uygulanabilir.
4) Belediyelerde Veteriner işleri Daire Başkanlıkları ya da Veteriner İşleri Şube Müdürlükleri
kurulmalı ve bu birimlerde yeterli sayıda veteriner hekim istihdam edilmelidir. Bu kurumlar
kuracakları hayvan hastaneleri ve rehabilitasyon merkezlerinde hayvanların aşılanması,
kısırlaştırılması ve kayıt altına alınması (küpeleme, chip takılması) gibi işleri yapmalıdır.
5) Belediyeler hayvan severlerle veteriner hekimleri karşı karşıya getirmemek adına serbest
veteriner hekimlerden hizmet alımı suretiyle yararlanmalıdır.
6) Belediyeler 5199 sayılı yasada verilen yetkileri etkinlikle kullanmalı ve hayvan severlerin
belediyelerin işlerine karışmaları engellenmeli ve ortak çalışmaları sağlanmalıdır.
7) Yasaklı ırk köpeklerin kayıt altına alınması ve insanlara verdiği zararlardan sahiplerinin
sorumlu tutulması şarttır.

Paylaşın:
Objektif, tarafsız, şeffaf, hakaret olmadıkça her görüşe saygılı olmaya çalışıyoruz, sağı solu olmadan bütün siyasi haberlerinizi yayınları...
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.