İBB üzerindeki kumpasa Gökhan Günaydın sitem etti

AHA.CHP’li eski vekil Gökhan Günaydın Son günlerde yandaş medyanın, İBB’nin “Cumhuriyet ve Demokrasi” başlığını taşıyan 40 sayfalık broşürü üzerinden bir kumpas kurma peşinde olduğu görülüyor.

Onlar görevli, ahlaki değerlere sırtlarını dönerek tetikçilik yapıyorlar, bir süre daha yapmaya devam edecekler. Nezdimde hiçbir değerleri yoktur. Ancak oluşturulan tartışma ortamında bir tek yurttaşımızın dahi yanlış düşüncelere kapılma olasılığı önemlidir.
Bu bağlamda, İzzet Baysal Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Yaman’ın kendi sosyal medya sayfası üzerinden paylaştığı bir değerlendirmesini aşağıda sizlere aktarmayı görev sayıyorum.
Takdir ve değerlendirme sizlere ait;

“Sevgili Dostlar, Canlar,
Siyasi Tarihimiz ve toplumsal yapımız ile ilgilenen bir öğretim üyesi olarak, çeşitli konularda düşüncelerimi ifade ederken AKP, CHP, MHP demeden hiçbir siyasi görüşü kayırmadığımı özellikle derslerimi alan öğrencilerim iyi bilir. Hem bu konuların teorik boyutunda yer aldığımız için hem de tarih boyunca siyasetçilerin hallerini bildiğimiz için de yaşanan siyaset ve siyasetçilere karşı da mümkün olduğunca mesafeli olmaya çalışıyorum. Ben siyasetçi değilim, aktif siyasete ilgi duymuyorum ama çalışma alanlarım siyasi konular. Her zaman olduğu gibi uygun bir dille doğruya doğru yanlışa yanlış demek erdemini de göstermenin bir bilim insanı sorumluluğu olduğunu da ifade etmek isterim ve bunu da her zaman yapmaya çalışıyorum.

Son günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yayınladığı “Cumhuriyet ve Demokrasi” adlı 40 sayfalık bir broşüre dair yaşanan tartışmalar üzerine bu paylaşımı yapma ihtiyacı hissettim. Broşürde yer alan ve içinde Alevi Dedesinin de yer aldığı aşağıdaki resim çarpıtılıp, üzerine ok işaretleri ile “İslamiyet Hristiyanlık, Alevilik Yahudilik” yazılarak konu çarpıtılmış bulunmaktadır. Bu fotoğraf üzerinden yorum yapan kimi video ve paylaşımları görünce doğruluğundan şüphelenmiştim. Bu resim üzerinden bir siyasi hesaplaşma, belediyeye karşı bir rövanşist hedef vardı. Bunun Alevilik üzerinden yapılması çok da çirkin bir davranıştı. Laiklik tartışılır Alevilik üzerinden, Partiler hesaplaşır yine Alevilik üzerinden yazıktır gerçek derdiniz neyse söylersiniz olur biter. Neden Aleviliği bir Alevi Dedesi resmi üzerinden yine başka amaçlar için kullanıyorsunuz. Bu mazlum topluma yapılan iftiralar az mı geldi? Mazlum nerede olursa olsun onlara sahip çıkmak insanlığın gereğidir. Bir Alevi olarak Sovyet döneminde Sünnilere yapılan haksızlıkları hiç çekinmeden kitaplarımda yazdım, bir insan olarak yazmak zorundaydım. Çok da mutlu oldum.

Bir dostum sayesinde bu broşürü temin edebildim ve bu resimlerin üzerinde böyle ok işaretleri ve dinlere ilişkin yazılar olmadığını gördüm.
Broşür kapaktan sonraki sayfada Türk Bayrağı altında Yaşasın Cumhuriyet Yaşasın Demokrasi” ifadesi ile başlıyor ve son kapak sayfasından önce yine aynı şekilde bitiyor. Atatürk’ün sözleri de yer alıyor.

Broşürün 40. sayfasında Son sözde Yunus Emre’nin resmi ve “Sen sana ne sanırsan, ayruğa (başkasına) da onu san” ifadesinin anlatımına da yer verilmiş. İçerik olarak da ulusal egemenliğe, cumhuriyet, demokrasi vurgusuyla, resim ve kısa yazı ve sözlerle Hak ve özgürlüklere değinilmiş.
Broşürün 30. sayfasında bir Sünni İmam, bir Hristiyan rahip, bir Alevi Dedesi ve bir Yahudi Hahamının resmi konulmuş, yazılı bir şey yok. 31. sayfada da Din ve Vicdan Özgürlüğü başlığı altında “Din ve Vicdan Özgürlüğü’ne ilişkin evrensel ilkelere yer verilmiş. Bu ilkeler devletimizin de kabul ettiği gerek İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de yer alıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu özgürlüklerin uygulanmasıyla görevli ve Türkiye Cumhuriyeti olarak bizim de atadığımız bir hakim var. Yani din ve vicdan özgürlüğü konusuna zaten Türkiye taraf.

O halde bu resime bazı oklar ve yazılar ekleyerek orada burada paylaşmaktan maksat ne? Bu resimde bir Alevi Dedesinin resminin de yer almasından bu kadar rahatsız olmayı ve onu çarpıtmak için yazılar eklemeyi iyi niyetli bir yaklaşımla açıklamak pek mümkün görünmüyor.

Ben yıllar önce Devlet Bakanı’nın yönettiği bir toplantıda zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi Ders kitabı tartışılırken madem bu kitaplar mezheplerüstü neden burada bir Alevi Dedesinin resmi konulmuyor demiştim. Çünkü bu ülkede milyonlarca Alevi yurttaş yaşamıyor muydu? Bunu istemek bir ayrımcılık mı, yoksa bu yapılan mı bir ayrımcılık!

Madem ki hoşgörüden kardeşlikten söz ediliyor bu resimler daha da çoğalmalı bu gecikmiş resmi çarpıtmak yerine Alevilerin hakkı teslim edilmeli. Yok efendim resmi tahrif edip, ayrı bir dinmiş şuymuş buymuş gibi tartışmalardan da medet ummak da neyin nesi. Emin olun bu resimden aydın, cumhuriyetçi Sünni Yurttaşlarımız rahatsız olmaz. Olanlar tarih boyunca mezhepçilik yapan bir kesim. Ayrıca saptırılmış olan fotoğraf üzerinden yorum yapan Alevilere de üzülüyorum.

Türkiye bütün farklı din, mezhep vb. farklılıkları kucaklamalı. Doğrusu bu değil mi? Hani hoşgörü vardı, kardeşlik vardı.

İBB’ye bu geç olsa da güzel olmuş hizmetinden dolayı, İstanbul’da büyümüş, eğitim yaşamımın çoğunu İstanbul’da geçirmiş bir Alevi yurttaş olarak teşekkür ediyorum.

Bu resim üzerinden bilerek veya bilmeyerek ayrı bir din çıkarmaya çalışanlara da gerçek resime bakmalarını ve broşürde yazılanları iyi okumalarını öneriyorum.

Türkiye’de hoşgörüyü kardeşliği savunan Sünni, Alevi herkes bu resimden ve din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili yazısından mutlu olur.
Sevgi ve Muhabbetle.”

Paylaşın: