İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Elazığ’daki deprem incelemelerinin ardından ailesiyle birlikte Erzurum’a kayak yapmaya gitmesi kamuoyunda çok ciddi eleştirilerin hedefi haline geldi. Habertürk’ün 4 yazarı bugünkü köşesinde İmamoğlu’nu yerden yere vurdu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Türkiye’yi yasa boğan Elazığ’daki depremin ardından bölgeye incelemelerde bulunmaya gitmişti. İmamoğlu’nun daha sonra ailesiyle birlikte Erzurum’a kayak yapmaya gitmesi medyaya yansımış ve kamuoyunda ciddi tepkilere neden olmuştu. Habertürk’ün 4 yazarı da İmamoğlu’nun bu davranışına kayıtsız kalmayarak sert tepki gösterdi.
İşte o yazarlar ve İmamoğlu’na vermiş oldukları tepkileri;
Sevilay Yılman: Kemal Bey’in yerinde olsaydım hesabını sorardım
Bence Sayın Kılıçdaroğlu toplumun büyük kesiminde tepkiyle karşılanan İmamoğlu’nun bu davranışına dair tepkisini kamuoyuyla da açıkça paylaşmalı!
Hani bazen insanın basireti bağlanır ve ne yaptığını bilmez hale düşer ve saçmalar ya…Bence İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da son davranışı ile böyle bir durum yaşadı bence…
Galiba basireti bağlandı İmamoğlu’nun ve o sarsıntının bırakınız deprem bölgesinde, tüm ülkede nasıl bir etki yarattığının farkına varamadı ya da kavrayamadı ki…
Depremin yaşandığı Elazığ’ı ziyaretinin ertesi günü Erzurum’a kayak tatiline gidip Palandöken’den farklı açılardan musmutlu pozlar paylaşarak sadece kendisine muhalif olanların değil, bilakis oy verenlerin de tepkisine yol açtı!
Bakın benim 78 yaşındaki annem bile diyordu ki dün; “İnsanlar ölmüş binaların altında… Sağ kurtulanların bir kısmı hastanede, bir kısmı çadırlarda… Ben bu cahil aklımla, sıradan bir vatandaş olarak bile utanır o pozları vermezdim ama İstanbul’un koca başkanı İmamoğlu veriyor! Çok ayıp, çok yakışıksız bir iş oldu gerçekten! Güvenimi yerle bir etti başkan!”
Gerçekten de ben de herkes gibi şaşkınlık ve kızgınlıkla karşıladım Ekrem Bey’in bu son tatil olayını…
Yılman’ın yazısının tamamını okumak için tıklayın…
Nagehan Alçı: Bir tip şuursuzluk hali
Bir siyasetçi kendi ayağına kendi eliyle kurşun sıkacak böyle büyük bir yanlışı, hem de bilerek ve isteyerek nasıl yapabilir? Depremin ve can kayıplarının herkesi üzüntüye boğduğu bu ortamda böyle vurdumduymaz bir görüntü nasıl verilebilir?
Türkiye, Elazığ ve Malatya’daki depremle yatıp kalkıyor. Ülkenin çeşitli şehirleri her gün sallanıp duruyor… Bu hüzünlü ve yas dolu dönemde Ekrem İmamoğlu, ailesi ile birlikte hem de Elazığ’ın yanı başında bir kayak tatiline nasıl gider?
Dahası bir de bizzat kendi sosyal medya hesabından havalı kayak pozlarını nasıl paylaşır? Milletçe deprem acısıyla helak olmuşken, “Yarıyıl tatili nedeniyle çocuklarım ve eşim ile birlikte dünya güzeli Erzurum’u hissetmenin mutluluğunu yaşıyoruz” mesajını nasıl gönderir?
Acaba hem Ekrem Bey hem de tüm İmamoğlu ekibi bir akıl tutulması mı yaşıyor? Bu soruyu Dilek İmamoğlu’nu da dahil ederek soruyorum. Normal zamanlarda dahi lüks otelde kayak tatili pozu Türkiye’de bir siyasetçiye fayda değil zarar getirir. Hele ki bu kadar acının yaşandığı günlerde akılalmaz derecede şuursuz bir hareket bu.
Sayın İmamoğlu fark etmese Dilek Hanım’ın bu apaçık yanlışı görüp, kesinlikle engellemesi gerekirdi. Hafızamı yokluyorum, böyle lüks kayak tatili pozlarını kendi eliyle medyaya veren bir önemli siyasetçi hiç hatırlamıyorum.
Olacak iş değil bu.Üstelik yeniden tekrarlıyorum, büyük bir deprem olmuş. Ülkede adeta seferberlik ilan edilmiş. Bütün gündem sadece bu felakete kilitlenmiş. Ekrem İmamoğlu istediği kadar önce Elazığ depremine gittim desin. Artık o ziyaretin hiçbir anlamı kalmadı.
Sonrasında ailesiyle kayak tatili yaptığı gerçeği diğer her şeyin üzerini örter.
Alçı’nın yazısının tamamını okumak için tıklayın
Nihal Bengüsu Karaca: İmamoğlu ‘tatil’ ile arasına mesafe koymalı
Tamam demiyoruz ki, ‘tatil’ bir felakettir, ‘tatil’ ülke birliği ve bütünlüğü için bir tehdittir. Hayır hayır, kimse İmamoğlu’nun tatil ile arasında ‘organik bir bağ’ olduğunu iddia edemez.
Elbette çalışıyor İmamoğlu. Ama tatil ile arasındaki ilişki de ‘fırsat buldukça tatile çıkmak’tan biraz fazlası. Gerekirse fırsatı kendisi oluşturuyor. Misal bazı doğa felaketlerinin tatil için bir fırsat olduğu gibi bir vehme kapılmış gidiyor.
Elazığ’daki depremin üzerinden sadece birkaç gün geçmişti. Empati yapalım, kucaklaşalım ve sevgi… temalı sözcüklerini kendi elleriyle buharlaştırıyor Ekrem Bey.
Sel olur, deprem olur, insanlar ölür ama olsun, pek çok durum İmamoğlu ve ailesi için çok hızlı biçimde bir ‘tatil fırsatı’na dönüşüveriyor. En son Elazığ depreminde, kentin durumu için olay yerine gitti ve ‘Gelmişken’, Erzurum’da bir kar tatili de yapıverdi. Biz uyarımızı başlıktan yaptık. Ekrem İmamoğlu sadece bir kentin değil Türkiye’nin başkanı olmak istiyorsa, böyle bir iddiası varsa ‘tatil’ ile arasına mesafe koymalı.
Aksi takdirde rakibinin oldukça güçlü olduğu ve devletin neredeyse tamamını kapladığı bir sistemde bu tatiller önemli bir ‘beka’ ve ‘güvenlik’ tehditi olarak kendisine geri döner. Memleketin bekasından ve güvenliğinden bahsetmiyoruz elbette. Kendi siyasi kariyerinin geleceğinden söz ediyoruz.
Yok eğer, başka bir formül söz konusuysa ve İmamoğlu tatile çıka çıka profili düşürmeyi planlıyorsa o zaman başka tabii.
Karaca’nın çarpıcı yazısının tamamını okumak için tıklayın…
Oray Engin: Şu ana kadar bir tek “selfie” çalışmaları gördük
Seçilmeden önce Beyaz Saray’dan hiç ayrılmayacağını söyleyen Trump görev yaptığı 1103 gün boyunca 329 günü kendi sahibi olduğu çeşitli tesislerde geçirdi. 245 günü de golf kulüplerinde. En sevdiği golf kulübü de 109 gün geçirdiği Mar-a-Lago kuşkusuz.
Trump golf oynuyor sürekli, bir yandan da televizyon izleyip sinirleniyor. Ancak önemli kararlar, mesela Kasım Süleymani’nin öldürülmesi de danışmanların hazır bulunduğu bu golf tatillerinde alınıyor. Yakın zamanda aniden kamuoyuna açıklama yapmaya karar verdiğinde mesela Mar-a-Lago’daki özel salonlar mavi fonla kaplandı, New York Times’ın aktardığına göre.
Kısacası, Mar-a-Lago aslında küçük Beyaz Saray gibi işliyor. Amerikan Başkanları geçmişte de Camp David gibi tatil konutlarını diplomasi için kullanmıştı; Clinton’ın İsrail-Filistin barış anlaşması çabaları gibi…
Bol bol tatile çıkan Ekrem İmamoğlu’yla Donald Trump’ın seyahatlerinin tek farkı maliyet ya da içerik değil. Biri en azından Amerikan Başkanı, dünyanın en önemli koltuğunu bütün zorluklara rağmen kazandı.
İmamoğlu’ysa kendi görevinin de henüz farkında değilmiş gibi bir izlenim veriyor. Ülke yöneten bir liderden biraz farklı bir görev tanımı var herhangi bir belediye başkanının.
İşini doğru yapabilmesi için sürekli yerinde, yönettiği şehirde ya da belediyede kalması şart. O yüzden Bodrum’dan ya da Erzurum’dan da İstanbul’un sorunlarıyla ilgilendiğine inanmak da pek mümkün değil, çünkü işin doğasına aykırı. Bu seyahatlerden şu ana kadar bir tek “selfie” çalışmaları gördük.
Tatil profesyonel hayatın olmazsa olmazıdır, ama aynı zamanda çalışmanın da bir ödülüdür.
Yapacakları bu kadarla sınırlı kalacaksa, önceliği de çocuğuyla karne tatiline çıkmaksa en azından söylesin de bilelim. En azından kendisinden hala umudu olan milyonlarca insan öğrensin. Yanlış hatırlamıyorsam seçilirken en azından dürüstlük ve şeffaflık da vaat etmişti.
Engin’in yazısının tamamı…