AHA.Annem köyde bir yaz günü tarlada orakla buğday ekini biçmekten çok yorgun eve döndü. Anadolu’da kadın olmak çok zordur. Evin tüm işleri kadınların omuzundadır ve bu yetmezmiş gibi bir de tarla, bağ, bahçe, bostan çok yoğun iş trafiği insanı canından bezdirir. Bir taraftan ot, ekin biçilir diğer taraftan vadi havzasında su basar bağ bahçede sebze ve meyve tarımı hiç bitmek bilmez. Kar yağıncaya kadar dur durak yoktur. Sabah ezanıyla başlayan koşturmacaya zaman ve ömür yetmez. Uykuya doyulamayan geceler ve ardından her sabah yeni bir çile gününe uyanılır. Köyün erkeklerinden eli ayağı tutan gurbet yoluna koyulur. Köyde kadın kız ve gelinlere erkek kadın işi ayırımı yoktur, her işe koşarlar.
Annem bir gün gecenin ilerleyen saatlerine kadar yayık çalkaladı. Geleneksel tere yağı üretme işlemi uzayınca yarı gece oldu. Annem elde ettiği tere yağını güzelce bir kaba yerleştirip mutfak tezgahı altında serin bir yerde yağın üstünü örterek tedbirini aldı. O yıllarda köyde elektrik yoktu haliyle buzdolabından mahrumuz. O ara ben de dayanamayıp uykuya daldım. Annem de ardımdan yatağına girdi yarı uykuya daldı. Ev çok sakin, sessizdi.
Evde yarı gece vakti sessizliği bozan bir gürültüdür koptu.
Annem silkinip heyecanla ayağa kalktı ben de biraz endişeyle “Allah Allah” deyip ayağa fırladım. “Kapı, baca, pencere kapalıyken bu ne iş?” dedim.
Annem hemen atıldı “Kedidir yavrum yağı yiyor” diyerek hızlıca mutfağa girdi. Ben de ardından gittim. Simsiyah katır gibi bir kedi öyle bir beslenmiş ki bizi görünce saklanmak istedi kaçıp kilere girdi. Annem çok kızdı o hırsla orağı eline aldı tersi ile kediye vurmak istedi kedi kaçtı ve cama fırladı. Annem vurmak için hamle yapınca hayvan kenara kaçtı cam komple kırıldı annem iyice kızdı.
“ANNE LÜTFEN SAKİN OL OTUR” DEDİM
Mal canın yongasıdır. Bu kadar emek cabası, uykusuz geceler bir aylık emek çöpe gitti. Üstelik hem tereyağı çöp oldu hem cam kırıldı. Zarar arttı tabi. Annem kediye doğru yöneldi. Kedi bize dişlerini göstererek karşı hamle yaptı. Biz de kuduz olmayalım diye endişe ettim. Anneme mani oldum “Anne lütfen sakin ol otur” dedim. Annem haliyle çok üzgün ve kızgındı. Tereyağı köyde bizim için çok önemli gıdaydı ama kısmet kedininmiş. Hayvan etrafta gezerken demek kokuyu almış eve girmişti. Hayret kapalı eve nereden girmiş? Çok merak ettim. Ya kapı açıkken girmiş ya da banyonun penceresinden yada o zaman mutfak ocağının foruk veya şömine türü bacasından girmiş. Ama sonuçta olan olmuş biz hem tereyağından hem camdan olduk, Az kalsın kedi saldırısına uğrayıp kuduz olacaktık. Sonuçta annemi ikna edip yan odaya oturttuk. O arada evin girişindeki dış kapıyı açtım. Kedi kısa bir süre sonra süratle kaçarak kaybolup gitti. Çok güzel karnını doyurdu artık tereyağının kalan kısmı yenmezdi. Onu da annem köpeklere verdi. Kedi köpek annem sayesinde bayram etti. Evet kriz anlarında öfkeyle kalkan zararla oturur öyle olduk. Hırsla kalkan daha büyük zarara uğrar gelen kaza belanın bazen daha beteri vardır. Onun için daha beterinden koruması için Allah’a şükür ve Tevekkül edip tedbir alıp kontrolü yaparak “Ya kısmet” demek gerekir. Tepkileri kontrol etmek kendimizi frenlemek gerekir. Akıl bilim tecrübe kaza kader gerçeğine evrilmek gerekir. Bu da kemal ahlak ile iyi amelleri geliştirmeyi gerektirir.
BURASI ÇİLE DİYARIDIR
Özetle oralarda çok farklı çile çeken fedakar anne, baba ve atalarımızın çilesi, vefası, fedakarlığı, manevi mirasları önünde bir kez daha saygı ile eğiliyor ölenlere rahmet, kalanlara sağlık ve selamet diliyoruz. Anadolu’da kadın olmak çok zordur. Gümüşhane daha da zor. Burası çile diyarıdır bu çileyi çeken ve bu sayede kısmen daha rahat olan yeni kuşakların empatisinin mümkün olmadığını biliyoruz. O çile ne layıkıyla anlatılabilir ne de empati yapılabilir. Ama en azından o kuşağa minnet duyalım. Anne baba olunca görürsünüz” derdi annem. Bende annemin bu sözünün altına mührümü vuruyorum.
Sabri ŞENEL