HABERMAX. Fakir Yılmaz: Gazetecilik İhbarcılık Değildir. Gazetecilik, doğru bilgiye dayalı, tarafsız ve bağımsız bir şekilde kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğu taşır. Ancak son dönemde, bazı kişiler sanal ortamda gazetecilik yaptığını iddia ederek, iftiralarla, şantajlarla ve kişisel çıkarlar uğruna gerçek gazetecileri hedef almaktadır. Gazeteci, ne ihbarcı ne de şantajcıdır. Gerçek gazetecilik, objektiflik ve etik değerlerle yapılmalıdır. Sahte gazetecilik, sadece medya dünyasının itibarını zedelemekle kalmaz, toplumun doğru bilgiye ulaşmasını da engeller. Gazetecilik, sanal klavye başında yapılan bir faaliyet değildir.
Yeni yıl mesajları ve medya dünyasının daralmakta olan özgürlüğü arasında ince bir çizgi var. İş insanlarından gelen destekler ve ekonomik katkılarla sürdürülen “özgür gazetecilik” söylemi, kimi zaman gerçek anlamda gazeteciliğin zorluklarıyla karşı karşıya kalmaktan çok uzaklaşıyor. Ancak şu bir gerçek ki, gazetecilik sadece bir meslek değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluktur. Gazeteci olmak, aynı zamanda kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına tarafsızlık ve etik sorumluluk taşımak demektir.
Son katıldığım bir çalıştayda, gazetecilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin, gazeteci olmayanların gazetecilik yapıyor gibi görünmesi olduğunu dile getirdik. Son zamanlarda, her köşe yazısının, yorumun, hatta sosyal medya paylaşımının “gazetecilik” olarak kabul edilmesi, bu mesleği değerli kılmak bir yana, güvenilirliğini de tehlikeye atıyor. Hem iktidarın hem de muhalefetin kendi medya araçlarını, gazetecileri baskı altında tutmak için kullanmaya devam ettiği bir dönemde, gerçek gazetecilik giderek daha fazla sınavdan geçiyor.
Ayrıca, bazı “sanal gazeteciler” ve sanal klavyecilik yapanlar, sadece eleştirmekle kalmıyor, gazetecilik adına hareket etme iddiasında bulunarak, operasyonlar düzenlemeyi bile iş haline getirdiler. Birçok gazetecinin katılmadığı bir toplantının hemen sonrasında, adı sanı belli olmayan bir grup, sahte “gazetecilik” yaparak, devlet görevlilerini ve kamu çalışanlarını kendi işlerinin aleti gibi kullanmaya başladı. Bu, gazeteciliği sanal bir dünyada yapmaya çalışanların, gerçek gazetecilerin itibarını zedeleyen bir yaklaşımıdır.
Özellikle sonrasında gerçekleşen ve “operasyon” denilen gelişme dikkatimi çekti. Kendisini gazeteci olarak tanıtan bir kişinin gerçek gazetecileri hedef göstererek, kamu görevlilerini şantajla suçlaması, medyanın itibarını tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda halkı doğru bilgilendirmeyi amaçlayan gazetecilere karşı büyük bir tehdittir. “Gerçek gazeteciler”, suçu, iftirayı ve şantajı asla meşru kılmamalıdır. Ancak sanal ortamda klavye başında gazetecilik yapanlar, çoğu zaman halkı yanıltmak ve kişisel çıkar sağlamak için bu tür oyunları oynamaktadır.
Gazetecilik sanalcılık değildir, ne şantaj ne de çıkar sağlama aracı olmalıdır. Yeni yasa maddeleriyle güvence altına alınmaya çalışılan jurnalciliğin, ihbarcılığın ve şantajcılığın asla gazetecilikle karıştırılmaması gerektiği unutulmamalıdır. Biz gazeteciler, görevimizi etik, tarafsız ve doğru bilgi sunarak yerine getirmeliyiz. Sonuçta, doğru bilgiye dayalı haberlerin gücü, her şeyin önündedir.