HABERMAX. Türkiye’de siyaset kadar adalet sistemi de ağır bir sınavdan geçiyor. Bu süreçte siyasallaşmış yargının muhalefeti dizayn etme girişimleri giderek daha görünür hâle geliyor. En büyük muhalefet partisi CHP üzerinde oynanan oyunlar da bunun açık göstergesi. Ancak bu oyunun tutup tutmayacağı, CHP’nin vereceği iç tepkiyle doğrudan ilgili.
Necdet Saraç
Son günlerde CHP’de yaşanan gelişmeler ve içeriden yükselen farklı sesler, iktidarın en çok ihtiyaç duyduğu görüntüyü veriyor: Parçalanmış, yönünü arayan bir ana muhalefet. Oysa Türkiye’nin ihtiyacı, güçlü ve bütünlük içindeki bir CHP. Çünkü bu yalnızca bir parti meselesi değil, demokrasi meselesi.
İşte tam bu noktada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partinin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na önemli bir görev düşüyor. Ortak bir fotoğraf, tek bir mesaj:
“Kendi iç meselelerimizi, kendi içimizde çözebiliriz.”
Bu, sadece kamuoyuna değil, partililere de umut verir. Aynı zamanda siyasallaşmış yargıya da güçlü bir yanıt olur.
İktidarın beklediği, içerideki kırılmaların büyüyerek, yargı eliyle meşrulaştırılması. Ama unutmamak gerekiyor: CHP’deki her iç kavga, sadece CHP’yi değil, Türkiye’deki muhalefeti ve demokrasi umudunu zayıflatıyor. Ve bunun kazananı, her zaman olduğu gibi mevcut iktidar oluyor.
Bugün CHP’nin en çok ihtiyaç duyduğu şey; güçlü, kararlı ve kendi içinde barışık bir duruş.
Zaman, hesaplaşma değil, birleşme zamanı.