Dolar 32,3786
Euro 34,7343
Altın 2.428,12
BİST 9.973,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Az Bulutlu
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Sal 15°C
Çar 18°C
Per 19°C
Cum 18°C

Farklılıkların vurgulandığı bir ortamda ötekileştirilen bireylerden ‘uyum’ beklenemez

Farklılıkların vurgulandığı bir ortamda ötekileştirilen bireylerden ‘uyum’ beklenemez
3 Ağustos 2023 10:37 | Son Güncellenme: 3 Ağustos 2023 10:38
106

HABERMAX.Göçmenlik ve göçmen hakları konusunda açıklamalarda bulunan İstinye Üniversitesi (İSÜ) İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Can Ünver, tüm çalışanların eşit muamele görmelerinin demokratik hukuk devletinin vazgeçemeyeceği değerlerden olduğunu söyledi. Son 40 yılda toplumda yalnızlık, yabancılaşma ve ne pahasına olursa olsun rekabet gibi toplumsal uyumu zayıflatan bir kültür oluştuğunu belirten Prof. Dr. Ünver, “Sosyal devlet anlayışının da bu çerçevede farklı yaklaşımlar içerdiği görülüyor, toplumun en alt katmanına yerleşen göçmenler bu yaklaşımdan en çok zarar gören kesim oluyor” dedi.

İstinye Üniversitesi (İSÜ) İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Can Ünver, göçmenlik ve göçmen hakları konularında açıklamalarda bulundu. Farklılıkların sürekli olarak vurgulandığı bir ortamda ötekileştirilen bireylerden ‘uyum’ beklemenin abes olacağının altını çizen Prof. Dr. Ünver, göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişiminin engellenmesinin ise en kaba insan hakları ihlallerinden olduğunu belirtti.

“Göçmen kabul eden ülkelerin iç huzurunu da tehdit eden bir durum ortaya çıktı”

Irkçılık ve yabancı düşmanlığının yaygınlaşmasıyla ilgili konuşan Prof. Dr. Ünver, şunları söyledi:

“1990’lardan itibaren batı dünyasından başlamak üzere dünyanın pek çok ülkesinde popülist, ırkçı ve yabancı düşmanı kanaat, tutum ve davranışlar yaygınlaşmaya başladı. Bu gelişme tabiatıyla başta gidip yerleştikleri ülkelerde toplumun bir parçası olan göçmen işçileri ve diğer kategorilerdeki göçmenleri hedef aldı, insan hakları ihlallerine yol açtı. Ana akım siyasetin de göçmen haklarını korumada oy kaygıları ile çok istekli olmaması sonucunda aslında göçmen kabul eden ülkelerin iç huzurunu da tehdit eden bir durum ortaya çıktı. Popülist söylemleri vasıtasıyla seçmenler üzerinde etkili olan politikacılar göçmen karşıtı gelişmelerin en önemli tetikleyicisi konumundalar. Onlara destek veren medya organları da toplumda var olan yabancı düşmanlığı ve ırkçılığı tahrik etmekte, bunun sonucunda siyasetin de olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz oluyor. Oy devşirme kaygısı ile kullanılan retorik hiç kuşkusuz ırkçılık ve yabancı düşmanlığının yaygınlaşmasına büyük katkıda bulunuyor.

“Göçmenler bu yaklaşımdan en çok zarar gören kesim oluyor”

Popülist liderlerin, göçmenleri hedef alarak politik başarı elde etmesinin nedenleriyle ilgili de konuşan Ünver, sözlerine şöyle devam etti:

“Son 40 yılın hâkim paradigması haline gelen neoliberal kapitalizm bireyler arasındaki dayanışma ve kolektif hak arama kültürünü zayıflattı, toplum içinde yalnızlık, yabancılaşma ve ne pahasına olursa olsun rekabet gibi toplumsal uyumu zayıflatan bir kültürün oluşmasına yol açtı. Sosyal devlet anlayışının da bu çerçevede farklı yaklaşımlar içerdiği görülüyor, toplumun en alt katmanına yerleşen göçmenler bu yaklaşımdan en çok zarar gören kesim oluyor.”

“Konut, sosyal haklar, eğitim ve istihdam alanlarında eşit davranılmıyor”

“Irkçı ve ayrımcı politikalar göçmenlerin toplumun her alanında zarar görmesine neden oluyor. Konut, sosyal haklar, eğitim ve tabiatıyla istihdam alanlarında kendilerine eşit davranılmadığı biliniyor” diyen Ünver, şöyle konuştu:

“Yabancıların içinde yaşadıkları göç toplumuna entegrasyonu meselesi çok abartılan ve genellikle kültür ırkçılığı çizgileri taşıyan bir yaklaşım içeriyor. Göçmenlere demokratik ve insan haklarına saygılı bir toplumda herkesin yararlandığı haklardan yararlanmaları halinde etno-kültürel unsurlardan arınmış bir birlikte yaşam ortamının üretilmesi mümkün. Aksi halde farklılıkların sürekli olarak vurgulandığı bir ortamda ötekileştirilen bireylerden ‘uyum’ beklemek abes olur.”

“Sağlık hizmetlerine erişiminin engellenmesi en kaba insan hakları ihlallerinden”

“Bir insanın sağlık hizmetlerine erişiminin engellenmesi en kaba insan hakları ihlallerindendir” diyen Ünver sözlerini şöyle sürdürdü:

“Genel olarak ötekileştirme ve eşitsizlik üzerine inşa edilen politikalar sonucu bu temel insan hakkına da riayet edilmediği pek çok halde çeşitli ülkelerde tespit ediliyor. Bu hakkın en hafif ihlali, göçmen hastalara vatandaşlara gösterilen ihtimamın gösterilmemesi.”

“Devletlerin çoğu zaman hukuki gerekçelere çok özenle yaklaşmadıkları biliniyor”

Tüm çalışanların eşit muamele görmeleri demokratik hukuk devletinin vazgeçemeyeceği değerlerinden olduğunu ifade eden Ünver, “Demokratik toplumlarda istihdamın ve çalışanların haklarının düzenlenmesi yasal temellere oturtulmuştur. Çalışanların bu haklardan eşit bir şekilde yararlanması esastır. Bu çerçevede tüm çalışanların, hukuki statülerine ve kültürel veya etnik aidiyetlerine bakılmaksızın eşit muamele görmeleri demokratik hukuk devletinin vazgeçemeyeceği değerlerden. Ancak, yasal durum bu anlayış ile kurgulanmış olsa da uygulamalarda devletlerin çoğu zaman hukuki gerekçelere çok özenle yaklaşmadıkları biliniyor” diyerek sözlerini tamamladı.

İstinye Üniversitesi hakkında:

İstinye Üniversitesi, “Liv Hospital”, “Medical Park” ve “VM Medical Park” olmak üzere üç ayrı hastane markasını tek çatı altında buluşturan ve sağlık sektöründe 25 yılı aşan bilgi, birikim ve yatırımları olan MLP CARE Grubu’nun desteğiyle 21. Yüzyıl Anadolu Vakfı tarafından 2015 yılında kuruldu. Odak noktasında yapay zekâ ve dijitalleşmenin yer aldığı üniversite, güçlü akademik kadrosuyla, eğitim ve araştırma performansıyla ve her alandaki AR-GE çalışmalarıyla çağımızın bilgisinin üretilmesine katkıda bulunuyor. Öğrencilerini bilimin gücüne güvenen, eleştirel düşünebilen, insani ve etik değerlere sahip bireyler olarak yetiştiren İstinye Üniversitesi, sadece teorik bilgiyi odağına almıyor öğrencilerini bilgilerini pratikte de kullanabilecekleri uygulama alanlarına yönlendiriyor. Bünyesinde dokuz fakülte ve iki meslek yüksekokulu yanında lisansüstü eğitim enstitüsü bulunduran üniversite; edebiyattan sanata, sağlıktan mühendisliğe kadar birçok farklı alanda yetkin bireyler yetiştiriyor. Üniversite eğitim, araştırma, yenilik ve teknoloji geliştirmede mükemmeliyeti hedefleyerek dünyanın öncü üniversitelerinden biri olmayı amaçlıyor. İstinye Üniversite’nin ana hedeflerinden bir tanesi ise yerel ve evrensel sorunlara çözümler geliştirerek toplumun gelişimine katkıda bulunmak.

Paylaşın:
Objektif, tarafsız, şeffaf, hakaret olmadıkça her görüşe saygılı olmaya çalışıyoruz, sağı solu olmadan bütün siyasi haberlerinizi yayınları...
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.