HABERMAX.Yaşlıların neredeyse yarısından fazlası idrar kaçırma (inkontinans) sorunu yaşıyor ve bu da yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. İnkontinans her yaşta olabiliyor. Çok hafif derecede idrar kaçıranlar, tedavi için bekleyenler, herhangi bir nedenle idrar kaçırması tedavi edilemeyenler, ilaç ya da cerrahi tedaviyi kabul etmeyenlerin yaşam kalitesini artırmak için emici bezler öneriliyor.
Kontinans Derneği tarafından düzenlenen 8. Ulusal İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Kongresi 25-29 Ekim 2023 tarihleri arasında Antalya’da yapıldı. Kongrede “Hasta Bezlerinin Ürolojik Hastalıkların Tedavisinde Yeri Var mıdır?” başlıklı oturum gerçekleştirildi. Canped’in desteğiyle düzenlenen uydu sempozyumda, hasta bezlerinin ürolojik hastalıklardaki yeri ele alındı.
Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ceyhun Özyurt moderatörlüğündeki Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalından Prof. Dr. Cüneyd Özkürkcügil “Emici Bezlerin Ürolojideki Rolü” konulu sunum yaptı.
Emici bezlerle ilgili 7 ayrı ülkede idrar kaçırma problemi yaşayan 1200’den fazla kadınla yapılan araştırmada ortaya çıkan 4 temel ihtiyaca dikkat çeken Prof. Dr. Cüneyd Özkürkcügil, şunları kaydetti:
“Birincisi güvenlik; hızlı emmeli, sıvıyı hapsetmeli, çamaşırdan akmamalı, ikincisi rahatlık; insan anatomisine özel olmalı, vücudu kuru tutacak yapıda olmalı, hareket halinde esnek olmalı, yumuşak olmalı, üçüncüsü gizlilik; dışarıdan görünmemeli ya da hissedilmemeli, istenmeyen kötü koku oluşumunu engellemeli, hareket edildiğinde ses çıkarmamalı, kolay ve temiz taşınmalı, dördüncüsü de kadınsılık; vücuda uyumlu olmalı, görüntüsü ile kullanıcılara hitap etmeli.”
Hastaların yaşam kalitesini artırmak için öneriliyor
“Inkontinans her yaşta olabilir” diyen Prof. Dr. Cüneyd Özkürkcügil, emici bezlerle ilgili hedef kitlenin; çok hafif derecede idrar kaçıranlar, tedavi için bekleyenler, herhangi bir nedenle idrar kaçırması tedavi edilemeyenler, ilaç ya da cerrahi tedaviyi kabul etmeyenler olarak sıraladı.
“Emici bezlerin uzun dönem idrar kaçırma tedavisinde yeri yok ama yaşam kalitesini artırmada öneriliyor” diye görüşlerini ifade eden Prof. Dr. Cüneyd Özkürkcügil, emici bezlerin idrar kaçırma ilişkili dermatidden korunmada son derece önemli olduğunu söyledi.
Emici bez kullanımının yaşam kalitesini artırmanın yanı sıra hijyen de sağladığını anlatan Prof. Dr. Cüneyd Özkürkcügil, idrar kaçırma ilişkili dermatidin idrar kaçırma olgularında ortaya çıkan en önemli sağlık sorunu olduğunu, bu hastalığın tedavisinde ve korunmada emici bezlerin önemli rolü olduğunu ifade etti.
Emici bezlerde yenilikler var mı?
Kongrede Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ceyhun Özyurt, “Emici bezlerde yenilikler var mı? Hasta nasıl ulaşır? Hekim Ne Yapmalı?” başlıklı sunum gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Ceyhun Özyurt, emici bezleri devam eden tedaviye destek olarak, kesin tedavi bekleyen hastalarda şikayetlerle başa çıkma stratejisi olarak, tedavi seçenekleri önerildiğinde, cerrahi tedaviyi kabul etmeyen, cerrahi tedaviye uygun olmayan, tıbbi tedaviyi istemeyen veya yanıt vermeyen hastalara önerdiklerini anlatarak, ayrıca idrar kaçırma tedavisi altında olan hastaların; günlük hayatta tedbirli olmak, kişisel hijyeni korumak ve güvende hissetmek için bu ürünleri kullandığını dile getirdi.
Orta yaş ve üstü, sosyal olarak aktif hayatı olan, güvenlilik yanında gizliliği de önemseyen, idrar kaçırma problemini yoğun seviyelerde yaşayan ve ekstra koruma ihtiyacı duyan hastaların bez yerine ince emici külot tercih ettiğini de ifade eden Prof. Dr. Özyurt, ürologların idrar kaçırma yakınması olan hastalara, gerekli şartlar sağlandığı takdirde geri ödeme kapsamında olması sebebiyle sağlık kurulu raporu çıkartabileceğini de söyledi.
Türkiye’de de bakıma muhtaç yaşlı sayısı artıyor
Kongrede Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bedreddin Seçkin de “Geriatrik İdrar Kaçırma ve Emici Bezler” başlıklı sunum gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Bedreddin Seçkin, geriatrik popülasyon tabiriyle 65 yaş üzeri guruptaki yaşlı erkekler ve orta yaşlı kadınları kastettiğini belirterek, ABD’nin verilerine göre; yaşlı nüfus için harcanan sağlık giderlerinin, diyaliz ve koroner arter bypass cerrahisinin toplamından daha fazla olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Seçkin, şöyle devam etti:
“Her ne kadar ülkemiz yoğun bir genç nüfusa sahip olsa da; yaşanan kültürel ve ekonomik değişimle birlikte, ataerkil aile yapısının yerini çekirdek aile düzenine bırakması ve sosyal bireyselleşme olgusunun ön plana çıkması ile bakıma muhtaç yaşlı sayısı artmaktadır. Görünen odur ki, bu artış devam edecektir ve ülkemiz geriatrik tıp ve bakım alanında kendini daha da geliştirmek zorunda kalacaktır.”
Yaşlıların yüzde 15-30’unda idrar kaçırma sorunu var
Sağlıklı üriner sistemin idrar tutabilmenin yeterli zeka, mobilite ve isteklilik gerektirdiğini kaydeden Prof. Dr. Seçkin, şöyle dedi:
“İdrar kaçırma, erişkin hayatta en sık olarak yaşlılık döneminde görülür ve yaşlılıkta karşılaşılan sorunların en önemlilerinden biridir. Amerikan verilerine göre; genel geriatrik kadın popülasyonun yüzde 30-50’sinde; uzun dönem bakım merkezlerindeki genel popülasyonun en az yüzde 50’sinde ve böylece yaşlıların yüzde 15-30’unda bu sorunlar mevcuttur.
Yaşlılarda idrar kaçırma, tek başına bir sağlık sorunu olmasının ötesinde pek çok sıkıntıyı da birlikte getirmektedir. Perineal bölgede tahrişlere, bası yaralarına, idrar yolu enfeksiyonlarına, üriner sepsise, uyku bozuklukları ve dolayısıyla genel durum/enerji sorunlarına, düşme ve kırıklara zemin hazırlar.”
Prof. Dr. Seçkin, 65 yaşın üzerinde sık görülen kronik hastalıkların çoğunun alt üriner sistem ve kontinans mekanizması üzerine potansiyel olarak negatif etkili olduğunu, bunların bazılarının kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, pulmoner hastalıklar, nörolojik hastalıklar ve B12 yetersizliği, Serebrovasküler hastalıklar ve stroke, parkinson hastalığı ve Demans olarak sayılabileceğini anlattı.
Erkeklerde gözlenen değişikliklerin sıklıkla prostat bezinin büyümesine bağlı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Seçkin, “Düşük mesane kapasitesi, rezidüel idrar miktarında artış ve detrusor aşırı aktivitesi her iki cinste meydana gelir. Yaşa bağlı immün fonksiyonlardaki değişiklikler, üriner enfeksiyon görülme sıklığını arttırarak noktüriyi (gece idrar yapma ihtiyacı ile bir veya daha fazla uyanma) ve idrar kaçırmayı tetikler” diye konuştu.
Yaşlıda üriner sistem değişiklikleri nelerdir?
Prof. Dr. Seçkin, yaşlılardaki üriner sistem değişikliklerini de belirterek, “Mesanede kas/kolajen oranı azalır, ultrastriktürel değişikliklerle kasılma gücü azalır. Obstrüksiyon veya aşırı aktivite zamanla mesane innervasyonunda azalmaya neden olabilir. Mesanenin uyumu ve boşaltma kabiliyetini bozarlar. Mesane kapasitesi göreceli olarak stabil kalma eğiliminde ya da artan yaşla hafif azalma eğilimindedir. Birçok kadında pelvik taban yapılarında yaşlanma ve doğumla ile çizgili kasda azalma/kaybolma gözlenmiştir.” dedi.
“İdrar kaçırma, iyileştirilebilir ya da ortadan kaldırılabilir bir durumdur” diyen Prof. Dr. Seçkin, problemin çözümünün de multidisipliner yaklaşım olduğunu, “Emici bez kullanımı; hasta ve doktoru için bir yenilgi değil, kazanımdır. Hayat kalitesi anlamında hasta yakınlarının da dahil olacağı üçgende, emici bez kullanımı Sevr değil Lozan olarak düşünülmelidir. Hastanın idrar sorunlarıyla yaşaması, çoğunlukla doktorunun yeterli destek vermemesinden kaynaklanır” şeklinde sözlerini tamamladı.