HABERMAX. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, son dönemde yaşadığı hukuki süreçler ve tutukluluğu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, AK Parti ve MHP’ye oy veren vatandaşlara seslenerek, kendi durumunun bir kumpas olduğunu ve bu süreçte adaletin korunması gerektiğini savundu. Ayrıca, İmamoğlu, mübarek Ramazan ayında yaşadığı hukuki baskılara dikkat çekerek, bu tür uygulamaların demokratik ve adil bir toplum için kabul edilemez olduğunu belirtti.
İmamoğlu’nun açıklaması, siyasi arenada büyük yankı uyandırdı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, 31 yıllık diplomalarının bir günde iptal edilmesini ve gece yarısı gözaltına alınmasını, “vicdani” bir bakış açısıyla ele alarak, “Her fırsatta dinden ve vicdandan bahsedenler, mübarek Ramazan’ın bir iftar vaktinde 31 yıllık diplomamı iptal edip, aynı günün gecesinde bir sahur vaktinde gözaltına aldılar” şeklinde ifade etti.
“Bütün Süreç Didik Didik Edildi”
İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine geldikten sonra, belediyeye 1200 müfettiş gönderildiğini ve yapılan tüm işlemlerin detaylı şekilde denetlendiğini söyledi. Yıllarca İBB’de hiç müfettiş bulunmazken, göreve geldikten sonra bu denetimlerin artarak devam ettiğini belirten İmamoğlu, “Her işlemimiz didik didik edildi. Attığımız her adım, aldığımız her nefes yakından takip edildi. Yıllardır gelmeyen bütün müfettişler İBB’de kamp kurdu. İBB Meclisi bizi devamlı denetledi, bir grup medya her gün açık aradı. İhaleler dahil bütün iş ve işlemler anında basına yansıtıldı ve tüm detaylarıyla paylaşıldı” dedi.
İmamoğlu, söz konusu denetimlerde hiçbir usulsüzlük bulunmadığını ve bütün denetimlerin temiz sonuçlandığını vurgulayarak, “Allah’a hamd olsun ki hepsinden tertemiz çıktık, hiçbir usulsüzlük bulunmadı” şeklinde açıklamada bulundu. Bu açıklamanın ardından, İmamoğlu’nun tekrar seçilmesinin ardından başlayan saldırılara dikkat çekti. “Millet her şeyi gördü, bildi ve 3. kez 1 milyon oy farkıyla bizi seçti” diyen İmamoğlu, seçmenlerinin iradesinin hiçbir şekilde hiçe sayılmaması gerektiğini savundu.
“Kumpas ve Yalan Tanıklarla Suçlama”
İmamoğlu, kendisine yönelik başlatılan hukuki sürecin, bazı iş alamayan ve suç kaydı olan insanların şikayetleriyle şekillendirildiğini iddia etti. İmamoğlu, bu kişilerin iftiralarla ve gizli tanıklarla suçlamalar ürettiklerini söyledi. “Bir torba uydurdular, içine akıllarına gelen her şeyi attılar” diyen İmamoğlu, suçlamaların gerçek dışı olduğunu belirterek, bu süreçte medya ve diğer kurumların yalan haberlerle üstüne gelmeye çalıştığını ifade etti.
Ayrıca, herhangi bir suç bulunamadığı için insanlara baskı yapılarak, “gizli tanık” ve “yalancı şahit” olmaya zorlandıklarını belirten İmamoğlu, bu tür hukuksuzlukların toplumda adalet duygusunu zedeleyeceğini dile getirdi.
“Haksızlığa Dur Dediğimizde Herkes Kazanır”
İmamoğlu, tutukluluğu ve haksız uygulamalar karşısında gösterdiği direncin, sadece kendi şahsını değil, tüm halkı ilgilendirdiğini söyledi. “Diplomam bir günde iptal ediliyor, kaç kuşaktır alın teriyle emekle biriktirdiğimiz tüm mal varlığımıza apar topar el konuluyor, haysiyet çiğneniyor” diyen İmamoğlu, bu tür uygulamaların sadece kendisinin değil, bütün vatandaşların haklarına zarar verdiğini belirtti.
“Bir gün herkesin kapısını çalabilecek bu hukuksuzluğa evlatlarımız ve geleceğimiz için dur demeliyiz” diyen İmamoğlu, hukukun üstünlüğü ve adaletin her şeyin önünde olduğunu vurguladı. Ayrıca, “Ahlakı, hak ve hukuku korumanın partisi olmaz” şeklinde önemli bir mesaj verdi. Bu sözlerle, partizanlık yapmadan her bireyin hukukun ve adaletin savunucusu olması gerektiğine dikkat çekti.
“Milli İradeye Güveniyorum”
İmamoğlu, konuşmasında tüm vatandaşlara çağrıda bulunarak, “Ben bu ülkenin her görüşten insanının sağduyusuna güveniyorum. Herkesin milli iradeden yana olduğuna hiç şüphem yok” dedi. Seçimlerin gelip geçici olduğunu belirten İmamoğlu, kalıcı olanın ise adalet ve hukukun güveni olduğunu söyledi. Haksızlıkların son bulması gerektiğine ve tüm Türkiye’nin adaletin sağlanması için birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çekti.
Son olarak, İmamoğlu, “Seçimler gelir geçer, o parti gelir, bu parti gider ama kalıcı olan hakka ve hukuka olan güvenimizdir. Herkes için, her zaman adalet” diyerek, adaletin ve hakkın korunmasının en önemli değer olduğunu bir kez daha dile getirdi.
İmamoğlu’nun bu açıklamaları, Türkiye’nin demokratik değerlerine olan bağlılığını ve adaletin sağlanması gerektiğine duyduğu güçlü inancı bir kez daha gözler önüne serdi.