HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili İdris Şahin, TBMM Genel Kurulunda zeytinlik şubeleri madencilik faaliyetinin açılmasını içeren torba kanun teklif görüşmelerinde söz aldı. Şahin, Maden Kanunu’nun 1985’ten bu yana 30 kez değiştiğini, düzenlemenin doğası ve yaşam üzerindeki tahribat riskinin artırıldığını belirterek, “Üç beş şirketin sözlüğüne soyunmayacağız. Biz milletin temsilcileri olarak buradayız” dedi.
Şahin, konuşmasında şunları söyledi:
“Çevreyi, doğayı, çiftçiyi düşünerek hazırlanmış bir yasa teklifi değil”
“Öncelikle, 8’inci maddedeki işin geçmişine makul bir oran olduğunu ifade etmek için başlamayı mümkün. Ancak tabii ki 8’inci maddedeki düzenlemenin makul olması bu yasa teklifinin de makul olabileceği anlamına gelmez. Bu yasa teklifi, gerçekten çevreyi, doğayı, vatandaşı, çiftçiyi, çiftçiyi, özellikle zeytinciyi düşünen bir yasa değil. Bu, yapmakta olanın ve yapılmış olane karşı burada bulunan bir kısımlarını ve bunları ortadan kaldırmakya için bir kanun teklifi.”
“Sözleşme bedelinin tamamının kaydedilmesine yönelik bir düzenleme”
“Bu kanun teklifinin 8’inci maddesinde ön arama, genel arama ve ayrıntılı arama işlemleri raporları ile ilgili yıl sonuna kadar Genel Müdürlüğe yani Maden İşleri Genel Müdürlüğüne bilgilendirme sonrasında değişikliklerin yapılması amacıyla kendilerine verilen bir aylık süre öngörülüyor. Geçmiş kanunda benzer bir düzenleme var; geçmiş kanunda sadece para cezası mevcuttu, burada ise ise irat kaydetmesi söz konusu. Yine, bu düzenlemenin gerçekleşmemesi bedelinin tamamlanmasının irat süresine yönelik bir düzenleme.”
“Bu teklifler, doğayı korumayı engel olarak gören bir bakış açısına değişebilir”
“Değerli milletvekilleri, Maden Kanunu, 4 Haziran 1985 tarihinde kayıtlı olan bu yana tam 30 kez, 30 kez. Bu yazı çoğu zaman, madencilik faaliyetlerini kolaylaştıran, doğa koruma önlemlerini almış olan yasalar olmuş. 2004’te kullanılanlarla de madenciliği ölçüde serbest bırakan bir düzenlemeden bahsetmek mümkün. Örneğin, 7’nci maddede yapılan değişiklikle ormanlar, millî parklar, özel çevre koruma gibi pek çok bölgede madenciliğe açılabilir hâle geldi. Her yeni düzenleme ve yaşam üzerindeki tahribat riski arttı. Ancak üzülerek ki bugüne kadar yapılan hiçbir değişiklik doğal ve kültürel varlıklar üzerinde böylesine büyük bir baskıyı yaratmamıştı.
“27 saat aralıksız almayı marifetmiş gibi kamuoyuna sunmak acemiliktir”
“Yasa teklifi tek bir nokta bile değiştirilmeden kesintiden çalıştırıldı. Yirmi yedi saat aralıksız alınmaması bir marifetmiş gibi Genel Kurul ve Türkiye kamuoyuna sunmak kadar, parça açıkça, amatörce bir durma, acemice bir anlatım tarzı olamaz. Yirmi yedi saat aralıksız bir kesmeun çalışması ILO sözleşmelerine de, insan haklarına da aykırı ve bu kanunun amacının dışında malya yönelik bir performans da net bir kanıtı ve gösterdi.”
“Bu çerçevede Meclis Genel Kurulundan geçilmemeli, tüm zeytinlikler tehlikeleri dahil ediliyor”
“Yasa teklifi tek bir noktada bile değiştirilmeden Komisyondan geçirildi. Evet, doğru ama millî parkları, korunan alanları, sulak alanları, arkeolojik sitleri, özel çevre koruma bölgeleri, ormanları, ormanları, meraları ve zeytinlikleri mevcut koruma statülerini hiçe sayarak madeni ve enerji yatırımlarına açılan bu meclis Genel Kurulundan hiç kimse bu hâliyle birlikte olmayan arkadaşlar. Övüneceğiniz bu kanun teklifinin nerede hazırlandığı, kimler tarafından hazırlandığı, en az ilk imza ve ikinci imza sahibinin bu konunun hangi ölçüde, hangi zaman diliminde muttali olduğu şekilde bir gözünüzün önüne gelir. Aşılattırılması Hakkında Kanun’un değiştirilmesinin yolu genişliyor ve tüm zeytinlikler tehlikeler adına yer alıyor.”
“Vicdanı olan herkesi göreve davet ediyorum”
“İşte, bölgedeki köylülerin bugün Ankara’da, özellikle Muğla’dan gelen yapısının Ankara’nın farklı yerlerinde yapmış olduğu eylemlere bakın. Diyorlar ki ‘Zeytinimize dokunmayın, doğamıza dokunmayın.’ Bugün eğer Muğla ayaktaysa, Ankara ayaktaysa Genel Kurulun sabaha kadar bu kanun tekliflerini çok iyi düşünmemiz gerekiyor. Buradan bu eylemleri yapan kardeşlerimizin daima yanındayız çünkü biz milletin temsilcileri olarak parlamentodayız, üç beş tane şirketin sözcülüğüne son veremeyiz, bu süreçte de sürekli olarak zeytinliklerini korumak isteyen Muğlalıların, onları savunmaya devam etmek ve bu kanunun geri olanların çoğunu göreve davet ediyor, bekliyorlar saygıyla selamlıyorum.”