HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, üniversitelerde farklı fakültelerden mezun olanların kendi çıkış alanlarına ilişkin özelliklere sahip olanlara dekan olarak atanmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kablosuz olarak taşıdığı. Karal, bu uygulamanın liyakat ilkesini zedelediğini ve akademik yapıyı olumsuz olarak nitelendirdiğini belirterek, “Kendi fakültesi dışında bir fakülteye dekan olarak atanan öğretim üyesi sayılmaktan kaçtır? Bu öğretim üyelerinin hangi fakültelerin mezun olup olmadığı, hangi fakültelere atanmıştır?” diye sordu.
DEVA Partili Hasan Karal, Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıt istemiyle bir soru önergesi verdi. Üniversitelerde başarısızlık dekanlıklarının, o fakültenin bilimsel alanda uzman öğretim üyeleri tarafından başarının akademik liyakat, kurumsal verimlilik ve eğitim kalitesi açısından son derece önemli olduğunu belirten Milletvekili Karal, ancak son yıllarda ilgili fakülteyle doğrudan akademik olmayan ilişkiler öğreniminin farklı fakültelere dekan olarak atanması yaygınlaştığını söyledi.
“Keyfî görevlendirmeler akademisinin ruhuna terstir”
Üniversitelerin sadece eğitim değil, aynı zamanda küresel üretim ve dağıtım merkezleri olduğunu vurgulayan Karal, “Türkiye’de üniversiteler, liyakat ve akademik bilginin esasen toplanması gereken kurumlardır. Bir hatalıye, o alanda hiçbir akademik olmayan bir yöntemle dekan olarak atanması; sadece eğitimde kurumsal değil, kurumsal ve küresel olarak büyümeleri de genel olarak zedelemektedir. Keyfî’nin görevlendirmeler akademisinin ruhuna dayalı olarak yapılandırılması zorunludur.” şeklinde konuştu.
“Türkiye genelinde 2024 yılı boyunca üniversitelerde görev yapan fakülte dekanlarının kaçı kendi akademik verileriyle uyumlu bir fakültede görev yapılıyor?”
Milletvekili Karal, üniversite yönetimlerinde şeffaflık, hesap dağıtımı ve esasına dayalı bir yaklaşımn süreci için bu tür atamaların gerekçeleri ile dayanaklarının kamuoyuna açıklanmasının elzem olduğunu ifade etti.
Karal, Cumhurbaşkanı Yılmaz’ın yanıtını istemiyle sunmasını önerdi ve şu genel kapsamlı yanıtı istedi:
“1) Türkiye genelinde 2024 yılı itibarıyla üniversitelerde görev yapan fakülte dekanlarının kaçı kendi akademik verileriyle uyumlu bir fakültede görev yapıyor?
2) Kendi fakültesi dışında bir arızaya dekan olarak atanan öğretim üyesi sayısı kaçtır mı? Bu Öğretim Üyelerinin hangi fakültelerin mezun olup olmadığı, hangi fakültelere atanmıştır?
3) Farklı akademik disiplinlerden gelen öğretimlerin başka fakültelere dekan olarak atanmasında esas alınan hastalıklar nelerdir?
4) Bakanlığınız, bu tür alan dışı atamaların akademik oranları ve eğitim-öğretim faaliyetlerinin etkilerine ilişkin herhangi bir etki analizi veya denetim çalışması yürütmüş müdür?
5) İlgili fakültede yeterli sayıda profesör ve öğretim üyesi olmasına rağmen, başka bir fakülte mezunu veya mensubu bir öğretimin dekan olarak atanmasının gerekçesi nedir? Bu gibi atamalar için üniversite yönetimleri hangi bilimsel ya da idari gerekçeleri sunuyor?
6) Fakülte dekanlarının, yalnızca kendi alanlarındaki akademisyenler tarafından seçilen yönde bir mevzuat düzenlemesi yapılmasının düzenlenmesinde olup olmadığı?”