HABERMAX. ANKARA – DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Toplumsal Bağışıklığı ve Çocuk Sağlığını Koruma Kanunu teklifini ve aşı harcamalarının kamu bütçesindeki yerini gündeme getirdi. Esen, aşının bireysel bir tercih değil, doğrudan bir kamu sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Konuşmasında aşı politikalarına değinen Esen, sağlık bütçesinin en etkili koruyucu-önleyici unsurlarından birinin bağışıklama olduğunu belirterek, “Aşı meselesi bir ‘sağlık tercihi’ değil, doğrudan bir kamu bütçesi ve kamu sorumluluğu meselesidir. OECD ve Dünya Sağlık Örgütü verileri, bağışıklamanın en yüksek geri dönüşe sahip kamu yatırımlarından biri olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Aşı harcamaları, toplam sağlık harcamaları içinde son derece düşük bir paya sahiptir. Yani aşı, bütçeye yük değil; gelecek bütçeleri koruyan bir sigortadır” dedi.
13 hastalığa karşı zorunlu aşılama teklifi
Esen, gönüllüsü olduğu Çocuk Hareketi çatısı altında yürütülen çalışmalara da değinerek, yaklaşık bir yıl süren hazırlık sürecinin ardından Toplumsal Bağışıklığı ve Çocuk Sağlığını Koruma Kanunu teklifinin geçtiğimiz hafta Meclis’e sunulduğunu açıkladı. Teklifte; 13 hastalığa karşı zorunlu aşılama, ücretsiz tedarik ve güvenli uygulama, yan etki izleme ve şeffaf raporlama, elektronik kayıt sistemi ile caydırıcı yaptırımların birlikte ele alındığını ifade etti.
“Sağlık koruma aklıyla yönetilmelidir”
Konuşmasını değerlendirmelerle tamamlayan Elif Esen, devletin sağlık politikalarında önleyici yaklaşımı esas alması gerektiğini vurguladı. Esen, “Devlet sağlığı ‘onarım’ mantığıyla finanse edemez; sağlığı ‘koruma’ aklıyla yönetmek zorundadır. Aşıya harcamadığınız her kuruşu yarın hastaneye, ilaca ve sosyal güvenliğe kat kat fazla ödersiniz. Ama bundan da önemlisi, kaybedilen çocuk sağlığının, sakat kalan bir hayatın, yitirilen bir geleceğin bütçede bir karşılığı yoktur” ifadelerini kullandı.