Deprem Bölgesinde Gazeteciler Zorluklarla Mücadele Ediyor

HABERMAX. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, 6 Şubat 2023 tarihinde 11 ili etkileyen yıkıcı depremin ardından deprem bölgelerinde görev yapan gazetecilerin yaşadığı sorunları detaylı bir şekilde kamuoyuna duyurdu. Yapılan açıklamada, alt yapı, barınma, iletişim ve ekonomik sıkıntılar başta olmak üzere pek çok alanda derinleşen problemlere dikkat çekildi.

Altyapı ve İletişim Sorunları

Depremin ardından, özellikle elektrik, su, ısınma, telefon ve internet bağlantısı gibi temel altyapı hizmetlerinde yaşanan aksamalar, hem vatandaşları hem de görevdeki gazetecileri ciddi şekilde etkiledi. Gazeteciler, resmi kurum ve temsilcilerden gelen sınırlı ve önceden hazırlanmış basın bültenleri ile haber akışını sürdürmek zorunda kalırken, soru sorma ve özgün habercilik yapma imkânlarından yoksun bırakılıyor.

Ekonomik Zorluklar ve Ücret Sorunları

Gazeteciler, deprem sonrası geçirdikleri ağır ekonomik sıkıntıların altını çizdi. Özellikle yerel gazetelerde çalışan muhabirler, asgari ücretin altında ödeme almaya devam ederken, bazı gazetelerde sigortasız çalışma uygulamalarının yaygın olduğu bildirildi. Gazetecilerin çoğu, uzun süredir devam eden ekonomik çalkantılar nedeniyle psikolojik ve maddi olarak da zor günler yaşıyor.

Adana

Yerel gazetecilerin en önemli gelir kaynaklarından biri olan belediye ilanlarının azalması, Adana’daki gazeteciler üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Gazeteciler, sürekli Basın Kartı sahibi olmalarına rağmen, kadrolarında yer alsalar bile ücret alamadıklarını veya asgari ücretin altında ödeme yapıldığını belirtiyor. Günlük baskı sayılarının 500-1000’i geçmediği Adana’da, habere erişimin giderek zorlaştığı vurgulandı.

Adıyaman

Depremde 14 gazetecinin yaşamını yitirdiği Adıyaman’da, iki televizyon, üç günlük gazete ve altı radyo yayını sürdürülüyor. Sahada görev yapan yaklaşık 50 gazetecinin bulunduğu bölgede, ajans haberlerine dayalı yayınların hakimiyeti söz konusu. Sadece resmi ilan alan gazetelerde çalışan muhabirlerin sigortalı olduğu, diğerlerinde ise sigortasız ve asgaliye altındaki ücretlerle çalıştırıldıkları bildirildi. Baskı maliyetlerindeki artışlar, kağıt ve posta giderlerinin yükselmesi gazetecilerin üzerinde ek yük oluşturuyor.

Diyarbakır

Depremin etkisinin en az hissedildiği Diyarbakır’da, 32 yıldır yayın yapan Can TV’nin binası yıkılarak yayına ara verilmek zorunda kaldı. Sur Ajans gibi internet haber sitelerinin ekipmanlarının zarar görmesi, gazetecilerin sigortasız ve düşük ücretle çalıştırılmalarına yol açtı. Ayrıca, depremin ardından devam eden gözaltı ve tutuklamaların, haberciliğin özgürce yapılmasını engellediği ifade ediliyor.

Gaziantep

Gaziantep’te depremden doğrudan zarar gören gazeteci bulunmazken, kira artışları evden çalışma oranını artırdı. Sigortalı ve asgari ücretle çalışan gazeteci sayısının azlığı, belediye, siyasi parti ve ticaret odalarının sağladığı ilan ve reklamlara bağımlı haberciliğin devam ettiğini ortaya koyuyor. Eleştirel haber yapma konusunda ciddi zorluklar yaşandığı bildiriliyor.

Hatay

Depremin en acı etkilerini yaşanan Hatay’da, gazeteciler de vatandaşlar gibi konteynerlerde çalışmaya ve yaşamaya çalışıyor. Gazete ofislerinin büyük kısmının prefabrik yapılar içerisinde yer alması, soğuk hava ve enkaz kaldırma çalışmaları sırasında solunum yolu hastalıklarına yol açtı. Ayrıca, resmi basın toplantılarının sınırlı olması ve sadece belirli kamu kurumlarının davet edilmesi, haber erişiminde ciddi kısıtlamalara neden oluyor. Görevdeki gazeteciler, travmatik olayların etkisi altında olduklarını ancak yeterli psikolojik destek alamadıklarını ifade etti.

Kahramanmaraş

Depremlerin merkez üssü olan Kahramanmaraş’ta, 1 yerel televizyon, 1 basılı gazete ve üç radyo yayını bulunuyor. Sigortalı olarak çalıştırılan 50 gazeteciden, depremde hayatını kaybeden meslektaşlarının bulunması, bölgedeki psikolojik baskıyı artırdı. Gazeteciler, artan kira ve geçici konteynerlerde çalışma koşullarıyla mücadele ederken, basın konutlarının ne zaman teslim edileceği konusundaki belirsizlik de endişe kaynağı olarak öne çıkıyor.

Malatya

Bölgede 75 gazetecinin görev yaptığı Malatya’da, biriken sigorta ve vergi borçları iki milyon lirayı buluyor. Deprem sonrası binaları ve matbaaları zarar gören medya kuruluşları, 15 konteynerde çalışmak zorunda kalırken, asgari ücretin ödenmesi ve aktif haber takibi konusunda sıkıntılar yaşıyor. Gazetelerin dağıtımında yaşanan aksaklıklar ve basımın hala Adana üzerinden gerçekleştirilmesi, haber erişimini olumsuz etkiliyor.

Osmaniye

Osmaniye’de, sigortalı ve sigortasız toplam 120 gazetecinin görev yaptığı belirtilirken, gazeteciler sadece haber üretmekle kalmayıp, tasarım, dağıtım gibi ek işlerde de bulunuyor. Deprem sonrası hasar gören medya kuruluşları, kendi haber sitelerini kurarak yayın yapmaya çalışırken, kamu kurumlarıyla ilgili yolsuzlukları haberleştiren muhabirlere yönelik gözaltı ve tutuklamaların devam ettiğini ifade ediyor.

Basın Özgürlüğü ve Kamu Kurumlarıyla İlişkiler

Gazeteciler, deprem bölgelerinde resmi basın toplantılarının yerine, valilik ve belediyeler tarafından ücretli ajanslar aracılığıyla gönderilen bültenlerle çalışmak zorunda kalıyor. Basın toplantılarında soru sorma imkânının kısıtlanması ve kamu kurumları ile temsilcilerden gelen baskılar, haberciliğin tarafsız ve eleştirel yapısını zedelediği görüşünde birleşiliyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nun açıklaması, deprem bölgelerinde görev yapan gazetecilerin yaşadığı zorlukların çok boyutlu olduğunu gözler önüne seriyor. Altyapı ve iletişim eksiklikleri, ekonomik sıkıntılar ve basın özgürlüğüne yönelik baskılar, hem meslek mensuplarını hem de bölgede yaşayan vatandaşları derinden etkiliyor. Gazeteciler, sürdürülebilir, depreme dayanıklı basın sitelerinin kurulması ve tüm bu sorunların çözümü için ilgili kamu kurumlarının daha etkin adımlar atmasını talep ediyor.

Bu kapsamlı haber, deprem bölgesinde görev yapan gazetecilerin yaşadığı güçlükleri ve basın özgürlüğünün kısıtlanmasına yönelik endişeleri bir kez daha gündeme taşıyor.

Paylaşın: