HABERMAX. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hakkında hazırlanan 4300 sayfalık “kapatma talepli” iddianame, hem içeriği hem de hukuki dayanağı bakımından tartışma yarattı. Hukukçular, söz konusu iddianamenin yetkisiz bir savcılık tarafından hazırlanmış olmasının altını çizerek, sürecin “siyasi bir manevra” izlenimi verdiğini belirtiyor.

İddianamenin 4300 sayfa olması, ilk bakışta kapsamlı bir çalışma gibi görünse de, uzmanlara göre durum tam tersi. CHP çevrelerinden ve hukukçulardan gelen değerlendirmelerde, “Bu kadar hacimli bir dosya, bir günde bile okunamayacak kadar uzun; ama içinde somut bir suç unsuru bulunmuyor. Hem ‘boş’ hem ‘dolu’ denmesi çelişkilidir; aslında iddianame temelsizdir” yorumları yapılıyor.
CHP kaynakları da, sürecin “aceleye getirildiği” izlenimi taşıdığına dikkat çekiyor. Parti kurmayları, “Savcılığın bu kadar kısa sürede 4300 sayfayı toparlaması, delillerin gerçekten incelendiği değil, siyasi bir talimatla hareket edildiğini gösteriyor” görüşünde birleşiyor.
Hukuki çevrelerdeki en büyük tartışma konusu ise yetki meselesi. Türkiye’de siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin tek yetkili merci Anayasa Mahkemesi. Ancak dava açma yetkisi de yalnızca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ait.
Anayasa’nın 68. ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Kanunu’nun 100 ve devamı maddeleri bu konuda oldukça açık:
Hiçbir il veya bölge savcılığı, bir siyasi partinin kapatılmasını doğrudan talep edemez. Devlet kurumları ya da savcılıklar yalnızca iddiaları ve belgeleri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirmekle yükümlüdür.
Bu çerçevede, söz konusu iddianameyi hazırlayan savcılığın “doğrudan kapatma talebinde bulunması”, hukuken geçersiz bir işlem anlamına geliyor.
Eski milletvekili ve siyasetçi Aytun Çıray, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada bu duruma dikkat çekerek, “Bu savcılığın ne yetkisi var, ne de gücü. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dışında kimse siyasi partilerin kapatılmasını talep edemez” ifadelerini kullandı.
Çıray’a göre, iddianame “hukuki değil, tamamen politik” bir hamle. “Kapatma talepli” bir dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne ulaşabilmesi için Yargıtay CB’nin onayı şart.
Türkiye’de bir siyasi partinin kapatılabilmesi için izlenmesi gereken yasal süreç oldukça net:
Bu zincirin dışında hiçbir yargı organı, doğrudan kapatma talebinde bulunamaz. Bu nedenle, mevcut 4300 sayfalık iddianame, “yargı yetkisi bakımından hükümsüz” sayılıyor.
Siyaset bilimi uzmanları, iddianamenin hazırlanış biçiminin “hukukla değil siyasetle” açıklanabileceği görüşünde. Sürecin, yaklaşan seçimler öncesinde CHP’yi ve muhalefeti zayıflatmaya yönelik bir “psikolojik operasyon” niteliği taşıdığı ifade ediliyor.
CHP içinden gelen açıklamalarda da, “Bu girişim, halkın iradesiyle kazanılmış bir partiyi yargı sopasıyla sindirme çabasıdır. Demokratik siyaseti hedef alıyor” değerlendirmesi öne çıktı.
Sonuç olarak, 4300 sayfalık iddianame hem hukuki usul hem de yetki bakımından tartışmalı.
Yargı sürecinin doğru yolu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı – Anayasa Mahkemesi hattıdır. Bu prosedür işletilmeden CHP’nin kapatılması mümkün görünmüyor.
Uzmanlara göre, “boş” iddianame tartışması, yargının siyasallaşması konusundaki endişeleri bir kez daha gündeme taşıdı.