Dolar 34,4954
Euro 36,2629
Altın 2.962,32
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cum 18°C
Cts 8°C
Paz 10°C
Pts 10°C

CHP lideri Kılıçdaroğlu: Özgür gazeteciler bizi bilgilendirmek istiyor, onlar da zor koşullarda görev yapıyorlar.

CHP lideri Kılıçdaroğlu: Özgür gazeteciler bizi bilgilendirmek istiyor, onlar da zor koşullarda görev yapıyorlar.
9 Haziran 2020 14:53 | Son Güncellenme: 9 Haziran 2020 15:03
481

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Gazeteciler İsmail Dükel ile Müyesser Yıldız’ın casusluk iddiasıyla gözaltına alınmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Casus arıyorlar. Eğer bu memlekette bir casus aranıyorsa, devletin sırlarını terör örgütüne peşkeş çeken birisi aranıyorsa o da Kozmik Oda’yı açanlardır” dedi.

MÜYESSER YILDIZ VE İSMAİL DÜKEL’İN GÖZALTINA ALINMASI: Eğer bir ülkede özgür gazeteciler varsa, o memlekette huzurun yolu açılıyor demektir. Özgür gazeteciler bizi bilgilendirmek istiyor, onlar da zor koşullarda görev yapıyorlar. Ama bir haber geliyor, 2 gazeteci arkadaşımız sabahın köründe gözaltına alınıyor.
İsmail Dükel, Müyesser Yıldız neden alınıyor, hangi gerekçeyle alınıyor? Biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Gazetecinin huzur hakkı yok mu? Müyesser Hanım’a su vermiyorlar. Bu gazeteciler ne yaptı? Haber peşinde koşuyorlar, bu kişileri suçluyorlar. Bu kadar da ayağa düşürmeyin bu casusluğu ya. Ne ajanlığı, ne casusluğu… Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Aydın Keser neden içeride? Allah akıl fikir versin.
FETÖ taktiğini hepimiz biliyoruz. Önce havuz medyasına yazdırıyorlardı, ondan sonra sabah baskınıyla tutuklama. Casus arıyorlar. Eğer bu memlekette bir casus aranıyorsa, devletin sırlarını terör örgütüne peşkeş çeken birisi aranıyorsa o da Kozmik Oda’yı açanlardır. Bunun hesabını soran var mı? Yok.
Millet İttifakı olarak iktidara geldiğimizde devlet sırlarını terör örgütüne peşkeş çekenlere hesap sormazsak namertiz. Devletin sırlarını verdiler.

MİLLETVEKİLLİKLERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ: Darbe dönemlerinde karşılaştığımız olaylar. Bu isimlerin seçime girilmesine izin verildi. Ne oldu da şimdi birdenbire bu kararı alıyorsun? Bu anayasaya aykırıdır. Kendilerinin yaptığı darbe hukukunu içeren bu anayasaya bile aykırıdır.
Seçimden önce veya sonra bir ceza verilmişse bu hükmün yerine getirilmesi üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır. Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma Meclis’in yeniden dokunulmazlığının kaldırılmasına bağlıdır. Bir dokunulmazlık oylaması yapılmadı. Neden yapılmadı? Zaten gücünüz yetiyor.
Biz her yerde demokrasiyi savunduk. Milletvekillerinin üyeliklerin düşürülmesi millet iradesine yapılmış bir darbedir. O zaman bu millet neden sandığa gidiyor? Biz her yerde bu hakkı savunacağız.

ENİS BERBEROĞLU AÇIKLAMASI: Enis Berberoğlu’nun durumu biraz daha farklı. Diğer 2 milletvekiline yapılan da haksızlıktır, hukuksuzluktur. Enis Berberoğlu’na bir sürü laf ettiler, casus dediler. Hangi devletin sırrı? MİT tırları devletin sırrı mıydı? Tüm dünyanın bildiği bir gerçekti. Tutanakları orada görevli olan hakimler ve savcılar tuttu. Peki bu hakim ve savcılar nerede şimdi? Terör örgütünün üyesi olmaktan içeride. Terör örgütünün tutanak tuttuğu bir olay nasıl olur da devlet sırrı olur?
Ortada hiçbir belge yok. Bu olaydan ötürü mahkum olan kimse yok. Sadece Enis bey. Niçin? Çünkü CHP’li. Baskı yapacaklar ama iktidar olanlar şunu unutmasın, hiçbir maske karşısında hiçbir CHP’li boyun eğmez, nokta!

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA EK ÖDEME: Bugün Avrupa’nın en güçlü sağlık ordusu bizde. Eve gitmediler, bazıları hayatlarını kaybetti. Hepsine şükran borçluyuz. Dilek hemşireyi unutmadım. En çok beni sarsan Dilek hemşire oldu. Bu virüsün hem dayanışma kültürümüzü hem acıları paylaşmamızı sağlayan bir özelliği olduğunu unutmamamız lazım. Kimlik, siyasi görüş tanımıyor. Mücadele etmek hepimizin ortak görevidir.
Sağlık çalışanları arasında ayrım yaparsan haksızlık yapmış olursun. Tıbbi sekretere, güvenlik görevlilerine, sağlık işçilerine, hasta bakıcılara, hastaların yemeğini hazırlayan aşçılara, radyoloji teknisyenlerine ek ödeme verilmedi. Bunlar doğru değil. Devletin saygınlığına gölge düşürür. Yardım yapacaksan hepsine yap, ayrımcılık yaparsan sen devleti iyi yönetemiyorsun anlamına gelir.

KORONAVİRÜS ÖNLEMLERİ: Yüzbinlere iş yeri kapanacak, milyonlarca insan işsiz kalacak, ne yapalım, bundan nasıl beraber çıkarız diye görüşülmesi lazım. Bir toplantı yaptılar sadece yandaşlar çağrıldı. Ziraat Odaları Başkanı, Eczacılar Odası Başkanı, TTB Başkanı çağrılmaz mı? Bunlar vatan haini mi? Çözümü anlatacaklar sen de oturup bakanlarınla birlikte dinleyeceksin.
Bütün okullar kapandı, onbinlerce kantin kapandı. Berberler kahveler kapandı. Sosyal devlet olarak biz bu önlemleri aldığımızda ortaya çıkan sorunları nasıl çözeriz diyecektiniz.
Faizi düşürdüm kredi alabilirsiniz, borçlanabilirsiniz dediniz. Hadi borç veriyorsun, bir çeki ödenmemiş bir kişinin bankadan kredi alma ihtimali yok. Madem ki böyle bir bela var gelin sicil affı çıkaralım, gerekirse vatandaş kredisini alsın dedik. Yapmadılar, çünkü biz söyledik.
Vatandaşın dükkanını kapatıyorsan, diyeceksin ki “devlette israfa son vereceğim” İsraf genelgesi çıkar dedik, bizde israf yoktur diyor. Allah akıl fikir versin. Ben söylemiyorum, sayın Bülent Arınç söylüyor. “İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmaz” Doğru söylüyor. Har vurulup harman savrulan bir süreci yaşadık.
Bütçe konuşulurken koronavirüs yoktu. Yeni bir bütçe yapmamız lazım. Sosyal devleti ayağa kaldıralım, vatandaş bize güvensin dedik bu da olmadı.
Yüzbinlerce iş yeri kapandı. Yapılan doğruydu. Peki evine gönderdiğiniz kahveciye naptınız? Biz olsaydık, evinde otur, rahat otur, senin 3 aylık kiranı ben ödeyeceğim devlet olarak derdik. Bu devlet için büyük bir yük değil.
Esnafın başına bela olan bir stopaj vergisi var. Kira gelirini ben elde etmiyorum, git mal sahibinden al alacaksan. Bunu da kaldıralım dedik. Bu konuda kanun teklifini CHP verdi. Bunun takipçisi ben de olacağım siz de olun. Kaldırılması için kim el kaldırmıyorsa kara defterin bir köşesine yazın.

Cumhuriyet Gazetesi

Paylaşın:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.