Habermax.Nakliye ve lojistik sektörünün temsilcileri, Mersin’de gerçekleştirilen Büyük Nakliyeci Buluşması’nda bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sektörün Türkiye için çok büyük potansiyele sahip olduğunu, gerekli koşulların sağlanması durumunda Türkiye’yi dövize boğacağını belirterek, sektör temsilcilerine “Sakın moralinizi bozmayın. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Tereyağından kıl çeker gibi bütün bu sorunları çözeceğiz, hepsini çözeceğim. Güvenin, biz size güveniyoruz çünkü” diye seslendi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde Mersin Büyükşehir Belediyesi Tır Garajı’nda düzenlenen Büyük Nakliyeci Buluşması’na, CHP Genel Başkan Yardımcıları, Genel Merkez yöneticileri, Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, siyasi partilerin il ve ilçe örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve sektör temsilcileri katıldı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasına başlarken sektör temsilcilerini “Direksiyon başında alın teri döken değerli arkadaşlarım” sözleriyle selamladı. Sektör temsilcilerinin Türkiye’nin yükünü çektiğini, Mersin’de 27 yıldır çözülemeyen bir site sorununun bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Şimdi onu Büyükşehir Belediye Başkanımız çözecek inşallah. Arkasından da ‘bir lojistik köye ihtiyacımız var’ dediniz. Evet, öyle. Burada lojistik köyü kuracaksak, lojistik köyün kurulmasından ötürü ortaya bir rant çıkacak. O rantın sahibi o köyü kullananlardır. Onlara hakça bölüştürdüğünüz zaman kimse aç, açıkta kalmaz. Herkes hayatından memnun olur. Alın teri döker, kazanır ve huzur içinde yaşar. Onlar huzur içinde yaşadıkça biz de huzur içinde yaşarız” dedi.
Mersin’in sektör açısından önemli bir kent olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Mersin, sadece bu bölgenin değil, sadece Türkiye’nin değil, sadece Avrupa’nın değil, dünyanın çok önemli bir merkezi haline gelecek, göreceksiniz. Allah nasip eder iktidar olursak, göreceksiniz en önemli merkez haline en geç 8, 9 yıl içinde gelecek. Böylece bu bölge, sadece Türkiye’ye ve Akdeniz ülkelerine hizmet veren bir bölge değil, bu bölge dünyaya, özellikle Avrupa ve Amerika’ya en büyük hizmeti götürecek olan bölge olacak. Bizim Merkez Türkiye Projesi’nin ana unsuru bu. Burada sadece nakliye olmayacak onu da söyleyeyim. Biz aynı zamanda Hakkari’deki çinko madenini bu bölgede kuracağımız maden rafinerisinde işleyeceğiz. O maden rafinerisinde madeni çok ucuz bedelle dışarıya ihraç ediyoruz. Burada işlediğimiz zaman en az 50, 100 kat fazlasıyla ihraç edeceğiz. Herkes kazanacak, bölgeyi düşündüğünüzden daha fazla büyüteceğiz. İstanbul’un nüfusu azalacak ama burası İstanbul’dan sonra en büyük kent olacak. Akdeniz’in en büyük havzası olacak. Bu kadar büyük bir imkanı bugüne kadar kullanmadı kimse. Biz kullanacağız, yapacağız. Herkes kazanacak bu bölgede. Gerçekten kişi başına gelir çok kısa süre içinde 20 bin, 25 bin dolara çıkacak. Katma değeri yüksek ürün üreteceğiz bu bölgede. Bölgede göreceksiniz arka arkaya otomobil fabrikaları kurulacak çünkü en rahat buradan ihracatlarını yapacaklar. Bu nimetin bugüne kadar kullanılmadığını düşünmek bile beni ürkütüyor. Neden kullanılmadı? Neden bu imkan sağlanmadı? Bunların sağlanması lazım.”
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, sektördeki 670 bini aşan nakliyecinin sahipsiz kaldığını vurgulayarak, “Sahipsiz bir sektör. Koşarsınız, ‘acaba bir bakanı, acaba Başbakanı ya da Cumhurbaşkanı’nı bulup derdimizi anlatabilir miyiz’ diye. 670 bin kişilik bir kitle olacak, bu kitle alın teri dökecek direksiyon başında. Günün gerekirse 24 saati çalışacak ama sahibiniz yok. Derdinizi anlatacak yer yok. Bir sürü bakanlık var. Ne yapıyor bu bakanlıklar? Sizin ekonomiye katkınız en az 25 milyar dolar. 25 milyar dolarlık bir katkınız var sizin ekonomiye. Belki siz farkında değilsiniz ama biz bunların hepsini görüyoruz. 25 milyar dolarlık bir katkı yapıyorsanız bu katkıyı kısa sürede 50 milyar dolara, 100 milyar dolara çıkarmak mümkün” dedi.
Türkiye’nin nakliye sektörü açısından olağanüstü bir coğrafyaya sahip olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bu avantajın iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, sektör temsilcilerinin tümünün dertlerini dinlemek için toplantıyı Mersin’de düzenlediklerini anlattı. Kılıçdaroğlu, nakliye sektörünün 50’den fazla derneğinin olduğunu anımsatarak, “Bütün nakliye sektörünü toparlayacak bir çatı örgütüne ihtiyacınız var. O zaman sizin sesiniz çok daha gür çıkar, o zaman her siyasetçi mutlaka gelir sizi dinlemek zorunda kalır. Bu çatı örgütünü sağlayın. Mesela uluslararası nakliyeciler var. Kendilerine göre bir çatı örgütü oluşturmuşlar. Onun da üstünde, onun da dahil olacağı güçlü bir çatı örgütü gerekiyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, nakliye sektörünün sağlıklı bir rekabet zincirine sahip olması gerektiğinin altını çizerek, şunları söyledi:
“Sizin bir sağlıklı çalışma iklimine ihtiyacınız var. Bunu da sağlamamız lazım. Araç muayene ücretleri oluyor. Rakamlar açıklanıyor, hep beraber şikayet ediyorsunuz ama sonunda götürüp parayı ödüyorsunuz, parayı ödedikten sonra şikayetler bitiyor. Başka bir sorun çıkıyor, ondan şikayet etmeye başlıyorsunuz. O nedenle biz bunu çözeceğiz. Bu sektörün Avrupa’daki sektörle rekabet etmesi lazım. Avrupa’daki taşımacılık yapanlara her türlü imkan sağlanıyor ama biz size sağlayamıyoruz, sağlayamadığımız içindir ki sorun çıkıyor. Rekabet etmekte zorlanıyorsunuz. Bu rekabetin sağlanması lazım. Bunlardan birisi; hurda desteğidir. 20 yıl aracı kullandınız, satıp yeni bir araç alacaksınız. Size hurda desteği verilmesi lazım, aracınızı daha rahat yenileyin diye. K1 Belgesi alıyorsunuz, bir sürü para ödeyerek. Yolcu taşımacılığında bunu devredebiliyorsunuz, satabiliyorsunuz ama tıra gelince hayır, bunu satamıyorsunuz. Niye satamıyorsunuz? Önünüzdeki engel ne? Niye böyle bir engel çıkarıyorlar önünüze? Bu engelin de kalkması lazım. Bakın bir şey daha ifade edeyim; herhangi bir kişi ister Mersin’de, ister Adana’da, ister İstanbul’da, ister Hakkari’de, ister Trabzon’da taksi plakası alamaz. Tahdidi vardır ama sizin işinizi yapmak için hiçbir tahdit yok. Paranız varsa gider kamyon alırsınız, başlarsınız çalışmaya. Niye tahdit yok? Sizin plakanızın değerli olması lazım. Taksi plakası nasıl değerliyse; tır plakasının da kamyonun plakasının da değerli olması lazım.”
Memurun emekli olduğunda ikramiye, işçinin kıdem tazminatı, dükkanı iyi yerde olan esnafın hava parası aldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Siz plakadan ötürü bir gelir elde ediyor musunuz? Hiçbir şey elde etmiyorsunuz. Tahdit gelecek, o da sizin güvenceniz olacak. Her önüne gelen kamyonu alacak, ‘istediğim gibi çalışacağım’, olmaz. Bu o kadar basit bir meslek değildir. Bu mesleğe girenler alın teri döküyorlar, yıllarını, aylarını veriyorlar. Param var buldum, al 1 tane, 20 tane, 30 tane, 50 tane birden, piyasaya gir. Bu nedir aynı zamanda? Sizin gelirlerinizi düşürür. Rekabet imkanınızı düşürür. Yok eder yani. Bunun da değişmesi lazım” dedi. Nakliyecilik mesleğine itibar kazandırılması ve cazip hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sektöre üniversiteler aracılığıyla nitelikli eleman yetiştirilmesinin de önemine dikkat çekti.
Motor emisyon standartlarıyla ilgili Avrupa Birliği ve Türkiye arasında yaşanan soruna da dikkat çeken Kılıçdaroğlu, bunun şu an için basit bir sorun olarak görülebildiğini ancak ilerleyen süreçte daha ağır olacağını vurguladı. Kılıçdaroğlu, “Belki sizin araçlarınızı sokmayacaklar Avrupa’ya. Belki de daha ağır vergiler alacaklar sizden. Ne yapması lazım hükümetin? Buna uygun araçlar imal etmesi lazım. Buna uygun araçların imali için teşvik vermesi lazım ve siz araçlarınızı yenilerken bu motor emisyon standartlarının Avrupa Birliği’ne uyum içinde olması lazım. Akıllarına geliyor mu böyle bir şey? Ülkeyi yöneten yönetici 10 yıl sonra, 20 yıl sonra, 30 yıl sonra dünyada ne olacak, bunu bilemezse ülkeyi yönetemez. Bunu bilmesi lazım. O nedenle üretimin bu standartları yakalayacak şekilde özendirilmesi lazım” dedi.
Tır şoförlerinin çalışma saatlerine de değinen Kılıçdaroğlu, bu konuda Uluslararası Çalışma Örgütü’nün raporları olduğunu ve herkesin buna uyduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “9 saat çalışacaksın, 12 saat dinleneceksin. Avrupalı bunu gayet güzel yapıyor. 9 saat gidiyor, bir yerde, eğlence merkezi var, sineması var, her türlü imkanı var, rahat ediyor, orada 12 saat kalabiliyor, 10 saat kalabiliyor. Dağın başında ne yapacaksınız Allah aşkına siz? Size böyle bir imkan sağlandı mı? Rahat edebileceğiniz, rahatlıkla dinlenebileceğiniz bir imkan sağlandı mı? Sağlanmadı. Niye sağlanmıyor? Siz vergi vermiyor musunuz? Vergi veriyorsunuz. Gelir Vergisi veriyorsunuz, Kurumlar Vergisi veriyorsunuz, Katma Değer Vergisi veriyorsunuz, Motorlu Taşıtlar Vergisi veriyorsunuz, ÖTV veriyorsunuz, mazot alırken veriyorsunuz. Niye bu imkan size sağlanmıyor? Hangi gerekçeyle sağlanmıyor? Çünkü sizin sahibiniz yok arkadaşlar. Sahibiniz yok” ifadelerine yer verdi.
Bakımsızlık nedeniyle yanlış tartan kantarın faturasının da şoföre kesildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Ceza kime kesiliyor? Ceza size kesiliyor. Bunların bakımını kim yapacak? İlgili kamu kurumu yapacak. İlgili kamu kurumu süresinde, zamanında bu bakımları yapıyor mu? Yapmıyor. Ne olacak ki? Gelir, yanlış tartarız, gider öbür tarafta doğru tartılır, cezaları keseriz, zamanında ödenmezse bir de faiziyle beraber bu paraları sizden alırız. Almazsa? Gelir ehliyetinizi alırız” dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki otoyol, köprü ve tünellerin neden yapıldığını sormadıklarını ancak ne kadara yapıldığını ve ne kadar garanti verildiğini merak ettiklerini belirterek, “Adı ‘yap-işlet-devret’. Yap-işlet-devret ne demektir? Sen yapacaksın, işleteceksin, belli bir süre sonra da devlete devredeceksin. Şimdi yap, işlet, üstüne para al, olağanüstü kâr elde ettikten sonra da devlete ver. Hem balı var hem kaymağı var. Şimdi sizi o yollardan geçmeye mecbur kılıyorlar. Avro üzerinden, dolar üzerinden fiyat biçiyorlar. Sorduk, bunları kaça yaptınız? Cevabı yok. ‘Efendim ticari sır bu’. Ne demek ticari sır? Ben parasını ödüyorsam ticari sır olmaz, bu devletin yolu. Kaça yapıldı bu? Bilmiyoruz” diye konuştu.
İktidara geldiklerinde soygun düzenini ortadan kaldıracaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Yüksek bedeller alıyorlar sizden. Navigasyondan sizi oraya yönlendiriyorlar, bazen trafik polisi arkadaşlar yönlendiriyorlar, öyle talimat almıştır. Efendim, oraya devletin yükü az olsun, siz cebinizden ayrıca para ödeyin buraya diye. Söyleyeyim; sizlerin oyuyla iktidar olduğumuzda bu yolların tamamını kamulaştıracağız. Öyle uçuk rakamlar olmayacak. Soygun düzeni olmayacak. Soygun düzeni olur mu ya? Bunların tamamını kaldıracağız. Ama şöyle yapacağız; kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Yolu kaça yaptığının maliyetini çıkartacağız. Üstüne makul bir kâr koyacağız. Parasını vereceğiz yolu alacağız, köprüyü alacağız. Makul bir fiyat koyarsınız, mesele biter. Rahmetli Özal’ın yaptığı yollardan, köprülerden de para alınıyor ama bu kadar anormal paralar alınmıyor. Bunun yapılması lazım.”
Avrupa’nın birçok ülkesinde 12 ton ve daha fazla yük taşıyanlara mazot desteği verildiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Size mazot desteği veriliyor mu? Verilmiyor. Niye verilmiyor? Siz nasıl rekabet edeceksiniz? Onların devletleri, onların hükümetleri kendi nakliyecilerine destek verirken, bizim hükümetler neden köstek oluyor? Neden destek vermiyor? Siz bu memlekete dolar getiriyorsunuz, para getiriyorsunuz. 25 milyar dolar, az para mı bu 25 milyar dolar? Onlar hangi desteği veriyorsa bizim de en az o desteği vermemiz lazım ki rekabette eşitlenelim. Onlar daha büyük avantajlar elde ederlerse siz rekabet edemezsiniz” dedi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, nakliye sektöründeki haksız rekabetin önlenmesi için Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi kilometre başına asgari fiyat tarifesi uygulanması önerisinde bulundu.
İktidar olduklarında dış politikada barışı önceleyeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, “İktidar olduğumuzda Suriye ile hemen barışacağız. Mısır’la hemen barışacağız. Karşılıklı büyükelçilikleri açacağız. Suriye’den Ortadoğu’ya, Mısır’a kadar giden yolların tamamını trafiğe açacağız. Dış politikada kavgayı değil, barışı önceleyeceğiz. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya… Burada karşılaştığınız sorunları da biliyorum. Sarp Sınır Kapısı’nda günlerce bekleyen tır şoförlerini biliyorum. Azerbaycan’ın bizden aldığı ekstra paraları biliyorum. Sizi ro-ro üzerinden mal taşımaya sevk ettiklerini biliyorum. 2 bin-2 bin 500 dolar ekstra para aldıklarını biliyorum. Yabancı tırlardan alınmayan paranın Türk tırlarından alındığını biliyorum. Peki soru; bunlar olurken, bu hükümet niye uykuda? Neden müdahale etmiyor? Bu tırlar bizim tırlar değil mi? Bu şoförler bizim şoförlerimiz değil mi? Onların kazandığı para Türkiye’ye gelmiyor mu? Neden bunlara sahip çıkılmıyor ve neden dış politikada bu konuda oturulup görüşülmüyor. 2 devlet, 1 millet. E güzel. 2 devlet 1 milletsek bizim tırlara neden farklı muamele ediyorsunuz? Bunu sormayacak mıyız? Bir telefona bakar. Açacaksınız telefonu, diyeceksiniz ki; e kardeşim sen Avrupa’dan gelen tırlara, yabancı tırlara ne yapıyorsan aynısını bize de yap. Biz sizden ayrıcalık beklemiyoruz. Bu telefon dahi açılmıyor arkadaşlar. O nedenle sahibiniz yok, sorununuz var. Bunun çözülmesi lazım” dedi.
Kılıçdaroğlu, dünyanın ve ilişkilerin değiştiğinden söz ederek, şunları söyledi:
“6 sigorta türü ödüyorsunuz. Avrupalılar 1 sigorta. Karmaşık işi bitirmişler, tek sigorta, mesela bitiyor. Yapabilir miyiz? Yaparız. Elin oğlu yapıyor da biz niye yapmayacağız? Biz de bunu yapabiliriz. Karayolları Taşıma Kanunu. 17 yıllık da Taşıma Yönetmeliği var. Bunların değişmesi lazım. Dünya değişiyor, ilişkiler değişiyor. Yeşil Ekonomi dediğimiz bir kavram var. Emisyon hacminin düşürülmesi isteniyor. Çevre ile ilgili toplumun duyarlılığı var. Bunların değişmesi lazım. Nasıl değişecek? İşin uzmanlarını getireceksiniz, sektörün temsilcilerini getireceksiniz. Bir masanın etrafında oturtacaksınız, kardeşim şunların, şunların yapılması lazım. Siz derdinizi anlatacaksınız, çözmek durumunda olan iktidar sahipleri de bunları çözecekler. Ama sizinle bir araya bile gelmiyorlar. Niye gelmiyorlar? Onu da söyleyeyim. ‘Ne olacak’ diyor, ‘vur ensesine istediğini yap’ diyor. ‘Nasıl olsa bunlar sonuçta gelecek, oyu yine bize verecek’ diyor. Çantada keklik olarak görüldüğünüz sürece sizin sorunlarınız çözülmez. Türkçesi budur arkadaşlar. Kimse kusura bakmasın. Açık ve net konuşacağım. Birbirimizi kandırmanın bir âlemi yok. Açık ve net. Oyunuzun rengini değiştirmek zorundasınız bütün bu sorunların çözülmesi için.”
Sektöre ilişkin sorunları çözeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Buyurun Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız burada. Sizin sorunlarınızı çözmek için elinden gelen her çabayı gösteriyor. Ben sizin oyunuza talip değilim. Ben sizin dertlerinize talibim, sorunlarınıza talibim. Çözeceğim bunları, niye çözmeyelim? Aracınızı yenilerken size avantaj sağlanması lazım. Az önce söyledim, hurda desteği verilmesi lazım aracınızı yenilerken. Plaka tahdidi getirilmesi lazım. Her önüne gelen bu işi yapamaz. Plaka tahdidi gelmesi lazım. Ekmek teknesi aracınızın plakası değerlenecek, evinize ekmek götüreceksiniz. Geleceğiniz de güvence altında olacak. Bunun olması lazım. Dış politikanın tamamen değişmesi lazım. 180 derece. Türkiye’ye yönelik olumsuz bir tavır takınılmaması lazım. Bunu yapmak çok zor bir şey değil arkadaşlar. Oturursunuz, beraber dersiniz ki, ‘Ya biz madem ki akrabayız, madem ki aynı kökten geliyoruz, e kardeşim o zaman bizim tır şoförlerine neden bu ayrıcalığı yapıyorsun?’ ‘Neden Sarp Sınır Kapısı’nda bunlar günlerce beklemek zorunda kalıyorlar.’ Onlar derse ki ‘biz bunu yapıyoruz’, e biz de gereğini yaparız o zaman” diye konuştu.
Sektörün Türkiye açısından çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve olağanüstü avantajlar sağlandığı takdirde Türkiye’yi dövize boğabileceklerini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“İşin özü; sorunlarınız belli. Hepsi çözülecek türden sorunlar. Çözülemeyecek hiçbir sorununuz yok. Türkiye açısından çok büyük bir potansiyelsiniz. Olağanüstü avantajlar sağlandığı takdirde, emin olun her türlü imkân size sağlandığı takdirde Türkiye’yi dövize boğarsınız. Ben buna da inanıyorum. Bu coğrafya hem sizin hem Türkiye’nin kazanmasına uygun bir coğrafya. Bunu Mersin’de yaptık, sizlerle beraber yaptık. Düşüncelerimi açık ve net ifade ettim. Çok daha hızlı, çok daha güçlü bir şekilde büyüyebiliriz. Bunu yapabiliriz, sağlayabiliriz. Yeter ki bu dediğim olaylar, sorunlar çözülsün. Bunların çözülmesi için de öyle 5 yıl, 10 yıl falan beklemeye gerek yok. 1 yıl içinde bunların tamamı çözülür. 1 yıl bakın. Siz belki bu mesleğe girmeden önce bu sorunlar vardı. Mesleği neredeyse bırakıp emekli olacaksın, yine bu sorunlar var ama çözülmüyor. Oysa 1 yıl içinde bu sorunların tamamı çözülür. Sormanız lazım ya, bu ülkede Dışişleri Bakanlığı ne yapıyor? Sormanız lazım, bu ülkede Ulaştırma Bakanı ne yapıyor? Siz düşüneceksiniz, ben de düşüneceğim. Sorunları aktaracaksınız, biz parlamentoda da, parlamento dışında da sizin sorunlarınızı, her yerde, her ortamda dile getireceğiz. Sakın moralinizi bozmayın. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün sorunları çözeceğiz. Tereyağından kıl çeker gibi bütün bu sorunları çözeceğiz, hepsini çözeceğim. Güvenin, biz size güveniyoruz çünkü. Sağ olun, teşekkür ederiz.”
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’in en önemli sektörü olan lojistik sektörünün sorunlarını dinlemek üzere kente gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek, “Belediye Başkanlığını yaptığım şehrin en önemli sektörü lojistik sektörü ile ilgili çok önemli bir toplantı. Görüş alışverişi yapmak üzere kentimize geldi. Genelde sektörler, sektör temsilcileri siyasetçilerden randevu bekler, gidip siyasetçiye derdini, sorunlarını anlatabilsin. Ancak Sayın Genel Başkan sektör temsilcilerinin, emek verenlerin yanına kadar geldi ve bu sorunları bizatihi kendi içimizde, bizlerle beraber değerlendirmek için Akdeniz’in incisi Mersin’imize konuk oldu. Kendisine bir kez daha hasseten çok teşekkür ediyorum” dedi.
Mersin’in konumu, limanı ve sektör potansiyellerinin lojistik sektörünü ön plana çıkardığını sözlerine ekleyen Başkan Seçer, “Şehrimiz çok sektörlü bir şehir. Bu belki de birçok şehirde olmayan ama coğrafyanın, stratejik konumun, toprak yapısının, havanın, suyun, Allah’ın bir lütfu kısacası, biz de her şey var maşallah. Yok yok. Çerçi dükkanı gibi. Lojistik de bütün bu sektörlerin yarattığı bir sektör. Yani sanayi var, liman var, tarım var, tarımsal üretim var, turizm var. Bütün bu sektörlere hitap edebilecek bir lojistik hizmeti desteği lazım. Üretilen ürünleri alacak başka lokasyonlara götürecek. İşte Mersin’de lojistiği lojistik yapan özellik bu” diye konuştu.
Başkan Seçer, lojistik filosunun genişliğine ve önemine rağmen sektördeki sorunların fazlalığına dikkat çekerek, göreve geldikleri günden bu yana lojistik sektörüne gerekli destekleri verdiklerinin ve vermeye devam edeceklerinin altını çizdi. Seçer, “Türkiye’nin en büyük lojistik filosunun olduğu şehirdesiniz şu anda. Ama ne yazık ki bu kadar ağzım dolu dolu bu sektörü konuşuyorum, bir o kadar da ağzım dolu dolu sorunlarını konuşmam lazım. Elbette 2.5 yıllık görev süremiz içerisinde sizlerin başını öne eğdirmeyecek bir şekilde bu sektöre gerekli katkıyı veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Ama siz de takdir edersiniz ki bir anda yılların önünüze koyduğu sorunları çözme şansına sahip değilsiniz. Emin olun bu sözüm sizin huzurunuzda, sizin nezdinizde buradaki tüm şoför esnafına, taşımacı esnafına olsun. Burada görevde kaldığımız sürece nakliye sektörünün tüm sorunlarını bir bir çözme iradesini sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Mersin’in lojistik olarak önemli kapasiteye ve potansiyellere sahip olduğunu örneklerle anlatan Başkan Seçer, “Yenice’den başlayayım. Lojistik köyümüz var. Yaklaşık 500 dekar arazi üzerinde. Biliyorsunuz tarihi Berlin-Bağdat Demiryolu Hattı’nın da en önemli istasyonudur. 1800’lü, 1900’lü yılların sonunda yapılan. Orada yeni yeni şekillenen ve gelişen bir lojistik köyümüz var. Bu iyi bir durumdur. Yine o bölgede çok yakın bir lokasyonda Uluslararası Çukurova Kargo Havalimanı var. Uluslararası olma özelliğini bir kenara yazıyorum. Kargo taşımacılığına uygun bir havaalanı olmasını da bir kenara yazıyorum. Bunlar çok önemli ve değerli özellikler. Bunlar işte lojistiği güçlendirmemiz gerektiğinin işaretleri. Mersin limanı 2.6 milyon TEU’luk bir kapasiteye sahip, elleçleme kapasitesine sahip. Ancak yeni bir özelleştirme ile Taşucu’nda eski SEKA Limanı özelleştirildi. Şu anda yüklenici firma orada belirli projeksiyonlarını hayata geçiriyor. Orada bir serbest bölge düşüncesi olduğunu da duyuyorum. Burada da bir serbest bölgemiz var Mersin’in merkezinde. 1980’li yıllardan beri hizmet veren bir alanımız var” diye konuştu.
Mersin tarihinin en önemli yatırımı olarak hayata geçirecekleri Metro Projesi’nden de bahseden Seçer, temel atma törenini Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile yapmak istediklerini sözlerine ekledi. Seçer, “Biz de inşallah 3 Ocak Mersin’in Kurtuluşu’nda sizden rica edeceğiz; bu bölgenin en önemli yerel yönetim yatırımının, yeraltı metrosunun Mersin’e temelini beraberce atacağız. Ama demiryolu hatları şehirleri de birbirine bağlamalı sadece kendi ilimiz içerisindeki ilçeleri değil. Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep hızlı tren projesi var şu anda yüklenici firma yer teslimi yapıldı, çalışmaları başlattılar. Ulaştırma Bakanlığı uhdesinde yapılan bir yatırım. Yine Karaman-Ulukışla-Yenice demiryolu hattı; bu yeni bir demir yolu güzergahı. Mevcut kadim güzergahın dışında. Bu da lojistik için son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.
Yapılması halinde Mersin için oldukça önemli olacak olan ana konteyner limanı konusuna da değinen Seçer, 10. Kalkınma Planı’nda yer alan ve Mersin’de yapılması planlanan ana konteyner limanı ibaresinin 11. Kalkınma Planı’nda ‘Doğu Akdeniz’ olarak değiştirildiğini hatırlattı. Seçer, “İkinci liman, ana konteyner limanı, halk limanı. Lojistikle uğraşan kardeşlerim bu limanın önemini benden kat be kat daha iyi bilecektir. Doğu Akdeniz çanağının çok önemli bir noktasındayız. Mersin Limanı da şu anda öyle. Türkiye’nin en büyük limanı, elleçleme kapasitesi en yüksek limanı. Mersin’de dış ticaret hacmi yaklaşık olarak 5 milyar dolar civarında. Bunun 3.2 milyarı ihracat. Geri kalan kısmı da ithalat. Bunun %50’si de bu liman aracılığıyla yapılıyor. Diğerlerini de burada lastik tekerlekli taşıma araçlarıyla, buradaki kardeşlerimiz Orta Doğu’ya, Kafkaslar’a bu ihraç, transit ürünlerini ya da burada üretilen ürünleri taşıma imkanı buluyorlar. Ancak yeni planlanan ve Cumhurbaşkanlığı yatırım programında da olan 10. Kalkınma Planı’nda; ‘Mersin’de bir ana konteyner limanı’ ibaresi ile yer alan ama bizim de kafamızı karıştıran 11. Kalkınma Planı’nda ‘Doğu Akdeniz’de bir ana konteyner limanı’ olarak o ibare değiştirilerek hala gündemde bekletilen bir projeksiyon var, bir proje var. 12.8 milyon TEU, mevcut liman 2.6 milyon TEU. Aradaki kapasite farkını siz daha iyi anlayacaksınız” dedi.
Gerçekleştirilen buluşmanın Mersin’e büyük katkı sağlayacağına inandığını ifade eden Başkan Seçer, “Partimizin çok önemli lojistik bir projesi var; Merkez Türkiye Projesi. Muazzam bir entegrasyon alanı. Yeni konseptte Çin’in ‘Deniz İpek Yolu’ konseptini düşünürseniz buranın ne kadar önemli olduğunu sanıyorum hep beraber daha iyi anlayacağız. Ben, bizlerin genel iktidarında, merkezi hükümetin Mersinime daha yüzünü dönerek bakmasını umut ederim, dilerim, isterim. Bunu sizden doğal olarak, partinizin Belediye Başkanı olarak talep etme hakkım olduğunu düşünüyorum ve sizden talep ediyorum bunu. Bu toplantının kentime çok büyük fayda getireceğini, aynı zamanda partimin iktidarında, partimin bu sektöre bakış açısına çok önemli bir el feneri görevi göreceğini umut ediyorum. Kentime geldiğiniz için tekrar sizlere teşekkür ediyorum” dedi.
MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, sektörün sorunlarının konuşulmasının önemli olduğunu ifade ederek, “Siz bunları dinlemek, parti programınıza taşımak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dile getirilmesi anlamında çok büyük destek vereceksiniz, ben buna inanıyorum. İnşallah buradaki zirve Mersin için çok yararlı olacaktır” dedi. Kızıltan, nakliyatçıların uzun yıllar boyunca çok ilkel bir ortamda çalıştıklarını ancak Başkan Seçer’in nakliyatçılara bekledikleri müjdeyi verdiğini belirterek, “Nakliyatçılar, daha modern, çağdaş, her türlü imkanı olan bir siteye kavuşacak. Bu lojistik anlamda bir başlangıç Mersin için” diye konuştu.
Toplantıda Divan Başkanlığı’nı yapan MTSO Yönetim Kurulu Üyesi İsa Çani, ilk defa bu kadar gür bir şekilde sorunlarını dile getirme imkanı bulduklarını belirterek, “Bugünü bir milat olarak görüyorum” dedi. Buluşmaya büyük ilgi gösteren sektördeki esnaf da sorunlarına ilişkin dövizler taşıdı. Buluşmanın ardından, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve Başkan Seçer, nakliyeci esnafı ile birlikte yemek yedi.