1- COVİD-19 salgınını kontrol altına almak için OHAL ilan etmek gerekmemektedir. Sorun, İl İdare Kanunu ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun iktidara verdiği yetkilerin zamanında ve yeterince kullanılamaması sorunudur.
2- İçişleri Bakanlığı 22 Mart 2020 tarihli genelgesiyle, valiler eliyle 65 yaşın üzerindeki vatandaşlarla, kronik hastalıkları olanların sokağa çıkmalarını ülke genelinde yasaklamıştır. Ama sokağa çıkmaları yasaklanmayanların, akşam eve döneceklerini düşünmemiştir.
3- İktidar maalesef bu güne kadar salgın ile ilgili önlem almakta önemli zafiyetler göstermiştir. Testlerin yaygınlaştırılmasındaki gecikmeler, sınırların kapatılmasındaki gecikmeler, ulaşım kısıtlamalarındaki gecikmeler bunlara örnek verilebilir.
4- Bu bağlamda, Sayın Erdoğan’ın 27 Mart 2020 tarihinde açıkladığı 7 maddelik yeni önlemler dizisi de tek başına yeterli değildir. Bugün geldiğimiz noktada; geniş, yaygın ve etkin bir sokağa çıkma yasağı ve karantina ihtiyacı olduğu açıktır.
5- Bu sorunu “Evde Kal Türkiye” gibi kampanyalarla; vatandaşlarımızın kendi irade ve inisiyatiflerine bırakarak ve ayrıca vatandaşlara iş ve gelir güvencesi sağlamadan kendi kaderlerine terk ederek çözmek mümkün değildir.
6- Bu nedenle 65 yaş üzerinde olanlar ile kronik hastalığı bulunanlar için getirilen sokağa çıkma yasağının, İl İdare Kanunu ve Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun iktidara verdiği yetki çerçevesinde, bir an önce herkes için genelleştirilerek, genel bir karantinaya dönüştürülmesi zorunludur.
7- Bu süre içinde evde kalanların geçimlerini sağlayacak ekonomik önlemlerin de doğrudan iktidar tarafından alınması gereklidir. Gerek vatandaşların geçim ihtiyaçları, gerek sektörlerin ekonomik destek ihtiyaçları konusunda, daha önce önerdiğimiz önlemlerin de derhal alınması zorunludur.
a) Sayın Erdoğan da 27 Mart 2020 tarihli açıklamasında “İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu krizin üstesinden gelebilmek için daha çok fedakarlık yapmamız gereken bir döneme girdik” demiştir. Bu kapsamda “daha çok fedakarlık” yapması gereken kesimlerin başında hazine garantili köprü, tünel, yol, hastane, havalimanı vb. işletmelerin işleticilerinin geldiğini de kamuoyunun takdirlerine sunuyoruz. Bu kapsamda döviz kuruna endeksli ödemelerin doğrudan Türk lirasına çevrilerek bir yıl süreyle ertelenmesi, geçiş garantisinin askıya alınması işleticilerin de yapmak isteyeceği bir fedakarlıktır.
b) Doğalgaz ve elektrik dağıtım şirketlerinin yapması gereken fedakarlık da unutulmamalıdır. Bu kapsamda abonelerinin fatura ödemeleri, faizsiz olarak salgının kontrol altına alındığı tarihe kadar ertelenmelidir.
c) TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD ve TESK gibi kuruluşların üyeleri, çalışanlarının iş akdine son vermemeli, onlar da üzerlerine düşen fedakarlığa katlanmalıdırlar.
8- Ayrıca süreç içinde yasal bir desteğe ihtiyaç duyulması halinde, (örneğin; salgın hastalık süresince işçi çıkarma yasağı öngören bir düzenlemenin Parlamentoya gelmesi gibi…) Parlamentoda bu kararların alınması için tam destek vermeye de hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.
9- Artık sorun “evde kal” aşamasından “evde tut” aşamasına geçmiştir. Bir an önce iktidarın bu önlemleri alması Gerekmektedir.
CHP ORG
Kemal KILIÇDAROĞLU
CHP Genel Başkanı