HABERMAX. İstanbul – 30 Ocak 2025 – Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, 30 Ağustos Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek tepkilere yol açan ve ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen beş teğmenin durumuna ilişkin açıklama yaptı. Dernek, söz konusu kararın hukuksuz, adaletsiz ve Cumhuriyet’in temel ilkelerine ters olduğunu belirterek, yetkililere geri adım atılması çağrısında bulundu.
Dernek açıklamasında, “Mustafa Kemal Atatürk, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur. O’nun adını anmak ve ilkelerine sahip çıkmak, Türk askerleri için en onurlu görevlerden biridir” ifadelerine yer verildi. Açıklamada ayrıca, “Atatürk’ün Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren benimsediği politika gereği, Türk ordusu siyaset üstüdür. Ordumuz, askerlerimiz güncel siyasal tartışmalara konu edilmemeli ve Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı çizgisi özenle korunmalıdır” denildi.
Hukuksuz Karar Kınandı
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, TSK’nın beş teğmenin ihraç edilmesine yönelik kararını hukuka, adalete ve ulusal vicdana aykırı olarak nitelendirerek, “Bu karar, sadece Atatürk ilke ve devrimlerine olan bağlılığın cezalandırılması anlamına gelmektedir. Oysa ki, Atatürk’ün adını anmak ve onun ilke ve devrimlerine sahip çıkmak her Türk askerinin en yüce görevidir” ifadeleriyle kınadı.
Dernek, bu hukuksuz kararın derhal geri alınması gerektiğini belirterek, “Bu yanlış kararın geri alınması için yetkilileri sorumluluk almaya ve hukukun üstünlüğü ilkesini hatırlamaya davet ediyoruz” dedi.
Siyasi Tartışmaların Orduya Etkisi
Açıklamada ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, güncel siyasal tartışmalardan uzak durması gerektiği vurgulandı. “Ordumuzun Atatürk ilke ve devrimlerine sadık kalması, Cumhuriyetimizin bekası için önemlidir. Bu tür adımlar, ordumuzun siyaset üstü kimliğine zarar vermekte ve Türk milletinin ortak değerlerine tehdit oluşturmaktadır” denildi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, kamuoyunun ve tüm ilgili kurumların bu konuda duyarlı olması gerektiğini belirterek, demokratik değerlerin ve hukukun üstünlüğünün korunması gerektiğini ifade etti.