HABERMAX.Ümraniye’nin sevilen isimlerinden, eğitim camiasının duayenlerinden olan Sınav Eğitim Kurumları ve Göksu Sürücü Kursları Sahibi Sabri Şenel eğitim ve eğitim sistemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Sınav Eğitim Kurumları ve Göksu Sürücü Kursları Sahibi Sabri Şenel, İstanbul Gündemi’nin sorularını yanıtladı. Sabri Şenel şunları söyledi:
Sınav Eğitim kurumları hakkında bilgi verir misiniz?
“Biliyorsunuz, Sınav Eğitim kurumları Türkiye’de bir markadır. 24 yıllık bir yayıncılık markasıdır. Bunun yanında Göksu Sürü Kursları olarak bölgede 33 yıldır faaliyet gösteriyoruz. Sürücü kursu olarak Ferah Mahallesi, Şerif Ali, Dudullu, Sancaktepe ve Ümraniye Son Durak olmak üzere toplam 5 şubemiz var. Ayrıca iş makineleri kursumuz var. Sınav olarak da Ümraniye, Sancaktepe ve Çekmeköy’de üniversite ve liselere hazırlık kursumuz ile birlikte Çekmeköy yolunda Sınav Kolejimiz bulunuyor. Tepeüstünde Sınav Anadolu Lisemiz, bünyesinde ortaokul ve lise bulunan Sancaktepe Sınav Okulumuz, eğitim ve öğretim vermektedir. Biz Göksu olarak 33 yıldır, Sınav olarak 22 yıldır hizmet veriyoruz. Sınav’ın İstanbuldaki ilk eğitim kurumu biziz. Ümraniye Son Durak’taki şubemiz önce dershane idi. Sonra temel lise oldu. Daha sonra Anadolu Lisesi oldu ve şu anda Sınav Kurs olarak eğitim öğretime devam ediyor. Buradan binlerce öğrenci gönderdik. Bu bölgedeki en eski eğitim kurumu olma gururunu yaşıyoruz.”
‘UZAKTAN EĞİTİMDE LOKOMOTİF OLDUK, ÖNCÜ OLDUK’
Mart ayında başlayan pandemi sürecinde okullarda eğitime ara verilmesi bu dönemde uzaktan eğitime geçilmesi durumunu yorumlayan Şenel, “ Eğitim; sadece ticari sonuçları olmayan, aynı zamanda sosyal sonuçları olan, insana ve ülkeye hizmet eden bir meslektir. Türkiye’de okulların açıldı açılmadı tartışmalarının yaşandığı bir dönemde, eğitim olmazsa hiçbir şey olmaz. Ülkemiz başta COVID-19 olmak üzere tüm sorunlarını, akıl ile, bilim ile, hukuk ile aşabilir. Eğitim ile aşabilir. Yani eğitim olmadan olmaz. Sağlık ile ilgili bir sorunumuzu tıp eğitimi ile çözebiliriz. Fakültelere giden yol bizim kolejimizden, Anadolu Lisemizden, kursumuzdan geçiyor. Eğitim alması gereken çocuklarımız var. Bunu bir sene, iki sene bekletemezsiniz. Çocuklara o yaşta o eğitimi vermeniz gerekiyor. Şu an vermezseniz, daha sonra veremezsiniz. O yüzden bunu bir formülünün bulunması gerekiyor. Malum kriz mart ayında başlamıştı. Sınav, Türkiye çapında önce TV yayınlarıyla sonra da Zoom üzerinden uzaktan eğitim yöntemiyle bu işin öncülüğünü yaptı. Bu konuda lokomotif görevi yerine getirdi, örnek oldu ve göz doldurdu. Ama yüz yüze eğitimin yerini hiçbir şey dolduramaz” dedi.
‘EĞİTİME DAHA FAZLA KAYNAK GEREKİYOR’
Devlet okullarındaki kalabalık dersliklerin her zaman büyük problem olduğunu ve özellikle salgın döneminde büyük tehdit oluşturduğunu belirten Şenel, daha fazla yatırım ile bu sorunun çözülebileceğinin altını çizdi. Şenel; “Bizim okullarımızda 15 kişilik sınıflarımız mevcut. Sosyal mesafe kurallarına uygun, çağdaş bir şekilde tüm tedbirleri alarak eğitime devam ediyoruz. Keşke Türkiye çapında devlet okullarında da 40-50 kişilik sınıflar değil de 15 kişilik derslikler olsa. Bu büyük bir risk teşkil ediyor. Güneşi balçıkla sıvamanın bir anlamı yok. Eğitime yatırım yapılması gerekiyor. Dersliğe, öğretmene, araç-gereçlere ihtiyaç var. Daha fazla kaynak aktarılarak, dünyadaki örnekleri gibi çağdaş ve modern eğitimi yakalamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘EĞİTİMİN ERTELENMESİ SORUN YARATIR’
Eğitimde çeyrek asrı aşan tecrübeleriyle ülke insanına kazanımlarda bulunduklarını ve bununla gurur duyduklarını söyleyen Sabri Şenel, “Bugüne kadar 50 bin kişiye ehliyet kazandırdık, bir o kadar öğreniciye de eğitim verdik. Bugün Türkiye’nin birçok yerinde bizim eğitim kurumlarımızdan geçmiş vatandaşlarımız bulunuyor. Eğitime asla ticari gözle yaklaşmadık. Allah bize öyle para kazanmayı nasip etmesin. Ancak bu kurumların ticari anlamda gelir gider dengesini kurarak yaşaması gerekiyor. Biz, makul ücretlerle her aileye, uygun ödeme koşulları sunuyoruz. Şu anda Ümraniye’de okullar ve kurslar dolu. İnsanlarımız bir şekilde kurslara gitsinler. Mesela 9’uncu sınıf öğrencileri var. Matematiği, fiziği öğrenecek. Zoom üzerinden belki ama yeterli değil. Özel okullar da devlete bağlı ama imkanları daha yüksek. İnsanlar belki fedakarlıkta bulunuyor ama eğitime asla ve asla ara verilemez. Eğitim alması gereken gençlere yazık oluyor. Eğitim olmayınca gençlerimizin geleceğini tehlikeli durumlar tehdit ediyor” dedi.
‘ALİMİN KALEMİNİN MÜREKKEBİ ŞEHİDİN KANINDAN DEĞERLİDİR’
Türk milleti olarak köklü bir kültürden geldiğimizi ve eğitime her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olan günlerden geçtiğimizi aktaran Şenel; “Bizler Müslüman Türk milletiyiz. Mukaddes dinimizin ilk emri ‘Oku’dur. Şimdi bunu en çok yerine getirmesi gereken bizleriz. Okuduğumuz zaman önümüzde hiçbir problem kalmayacak. Bunun yolu da okullarımız ve verdiğimiz eğitimdir. Öğrencilerimiz verdiğimiz rehberlik eğitimi ile yeni ufuklara yelken açıyorlar. Şu anda yurt dışına giden, çok saygın noktalarda bulunan, öğrencilerimiz mevcut. Bu evlatlarımız ile gurur duyuyoruz. Bu bir sevda işidir. Tüm eğitim kurumlarımızda şehit ve gazi çocuklarına ücretsiz eğitim veriyoruz. Sürücü kurslarımızda 33 senedir, diğer eğitim kurumlarımızda da 22 yıldır bu devam etmektedir. Bizler için canını veren bir şehidin aile fertlerine ücretsiz eğitim vermek, bizim için dünyanın en şerefli işidir. Bu bir riya değildir, bir bedel ödemek gerekiyor. Kuran-ı Kerim’de “Alimin kaleminin mürekkebi, şehidin kanından değerlidir” diyor. Şehadet şerbetini içenlerin ailelerine ilim öğretmek çok önemli bizim için” diye konuştu.
‘ÖLÜYORUZ DİYE SAVAŞTAN KAÇACAK DEĞİLİZ’
Tüm dünyada pandeminin etkilerinin olumsuz yönde seyrettiğini ve mutlaka önlemler alarak hayatımıza devam etmemiz gerektiğini belirten Şenel; “Şu anda popülist söylemlerle, tribünlere oynamakla eğitim imal edemeyiz. Mart ayında başlayan toplumsal travmanın etkileri hafifledi. Bu ticari kaygı falan değildir. Tüm dünyada bir virüs savaşı yaşanıyor. Bu konuda iddialar ortaya atılıyor. Bu bir savaş ise ölüyoruz diye savaşmaktan vaz mı geçeceğiz? Çocuklarımızın asla burnunun bile kanamasını istemeyiz ama tedbirleri alarak eğitime devam etmeliyiz” şeklinde konuştu.
‘KURSLAR TEDBİRLİ EĞİTİM İÇİN EN UYGUN YERLERDİR’
Ebeveynlerin sınıfların kalabalığından duyduğu endişelerin normal olduğunu ama çocukların eğitiminin ertelenmemesi gerektiğini vurgulayan Şenel: “Örneğin savaşlarda hayatta kalabilmek için belli kurallara uyarsınız. Trafik kurallarına uymak zorundasınız. Elhamdülillah Müslümanız, dinimizin kurallarına uyuyoruz. COVID-19 konusunda da kurallara uymak ve eğitim vermek zorundayız. Önümüzdeki haziran ayında sınav var. Çocukların bu sınavlara hazırlanması gerekiyor. Erken kalkan yol alır misali, eğitime de erken başlayan çocuklarımız sınavlarda başarılı olacaklardır. Aileler asla çocuklarını ihmal etmesinler. İkinci dalga söylentileri var. Alışkanlıklarımızı gözden geçireceğiz; örneğin ziyaretleri kısıtlayacağız, kucaklaşmayacağız. Ama çocuklarımızı tedbirleri alınmış sınıflara göndereceğiz. Kurslar bunun için çok uygundur. Biraz daha ekonomik durumu iyi olan aileler özel ders aldırıyorlar. Bizim kurumlarımız da makul ücretlerle ailelere imkânlar sağlıyor. Dediğim gibi 22 yıldır bu sektördeyiz” dedi.
‘EĞİTİM VE DONANIM KAZANIMIYLA ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ’
Koronavirüs sebiyle tüm dünyanın ciddi bir tehlike altında olduğunu belirten Sabri şenel; “İnşallah Allah bu musibetten, bu felaketten insanlığı korusun. Sapkın bir mezhebin mensuplarının bu virüsü kullanmaları sonucu insanlar şu anda çok büyük bir tehdit altında. Bunun aşılmasının yolu da donanımlı ve eğitimli hale gelmekten geçiyor. Kendimizi, ülkemizi ve dünyayı tanıyacağız, bir takım sırlara vakıf olacağız. Bunu da eğitimle, bilimle, ilimle sağlayacağız” diye konuştu.
‘EĞİTİMİ İHMAL EDENLER EVLATLARINA YAZIK EDİYOR’
Pandemi sürecinde çocuklar sınavlara girdi, bu süreçteki başarı grafiği ile geçmiş dönemler arasında bir fark oluştu mu?
“Sorunuz çok güzel, yapılan istatistiklere göre matematik sorularında 20’de 4 gibi düşük bir başarı söz konusu. Burada yapılan hataların tesirini görüyoruz. Biliyorsunuz, hayat matematiktir. Hayat bir öğrenme sürecidir, okullar bir evresidir. Bizim amacımız öğrencinin 20’de 20 yapmasıdır. Çünkü bu bizim, ülkemizin eğitim potansiyeline katkımızdır. Şu anki rakamlar utanç vericidir. Eğitimin son halini gösteriyor bizlere. Bu dönemde rehavete kapılmamak gerekiyor. Çocuklarımız tabi ki hastalanmasın, bir zarar görmesin ama ebeveynlerin çocuklarını eğitim konusunda ihmal etmemesi gerekiyor. Eğitim, gıda gibi, su gibi, hava gibi olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır. Eğitimi ihmal edenler evlatlarına yazık ediyorlar.”
Dünya değiştikçe nesiller arasında bir farklılık olabiliyor. X, Y, Z kuşağı diyoruz. Tecrübeniz ile siz geçmiş dönemleri de gördünüz. Yeni nesil ders çalışmayı daha mı az seviyor? Ya da neden sevmiyor? Bunda teknoloji veya daha sosyal hayat mı etkili oluyor?
“Dünya üzerinde toplumların kendine ait değerleri vardır. Kültürleri, töreleri, gelenekleri vardır. Her millette bu kendine hastır. Yemek olsun, dil olsun… Allah isteseydi hepimizi bir yaratırdı. Ama öyle değil. Bu bir yaratılış gerçeğidir. Ama bilim ve ilim insanlığın ortak malıdır. Dünyada 16’ncı asıra kadar bilimi ve bilimselleşmeyi biz getirdik, sonra kaptırdık. Şu anda bilgi akışının son sürat aktığı bir dönemdeyiz. Robotiklerin ve yapay zekanın hayatımıza girdiği günlerdeyiz. Belki de ileri zamanlarda robotlar savaşı olacak, oraya doğru gidiyoruz. Tüm iletişim ve teknolojik cihazları kullanabilir seviyedeyiz. Ülkenin refah seviyesi ile de alakalı bir durum bu… Yarın bir gün ülke fakirleşse alamazsınız. Ama şu dönemde Türkiye’nin bulunduğu coğrafyaya baktığımızda Afrika ülkeleri veya Afganistan gibi değiliz. Bu bir züğürt tesellisi de olmamalı.”
‘DÜNYAYI TEK RENGE BOYAMAK İSTİYORLAR’
Sabri Şenel, gelişen teknoloji ile bilgiye ulaşmanın kolaylaştığını ama internet ve akıllı telefon, tablet gibi cihazların yoğun kullanımı ile gençlere farklı olgular empoze edilmeye çalışıldığını belirtti. Tecrübeli eğitimci, “Gençlerimiz teknolojiyi kullansın. Hatta bizlerden daha da güzel kullanıyorlar. Bu teknolojileri kullanırken de kendi değerlerimize de sahip çıksınlar. Örneğin Japonlar geleneklerine ne kadar bağlılar. Ama iletişim araçları olarak bunu elinde tutan güçler internet ile, televizyon ile kültür empozesi yapıyorlar. Dünyayı tek renge boyamaya, tek inanışa yöneltmeye çalışan bir dayatma var. Bunun arkasında ise Hıristiyanlığı, Yahudiliği ve hatta dinsizliği kullanıyorlar. Bizler 12 Eylül öncesinden gelen, ateizme, dinsizliğe ve komünizme karşı mücadele eden insanlarız. Şimdi deizm patlaması yaşanıyor. Atatürk’ün, büyük bir öngörü ile çağı okuyarak kurduğu ve hazırladığı bir ülkede yaşıyoruz. Bizler de çağı okumak zorundayız. O dönemin en çok okuyan insanlarından biridir Atatürk. Atatürk’ün öngörüleri birer birer gerçekleşiyor. Ben gençlere Atatürk’ü yeniden keşfetmeyi öneriyorum. Gençleri, Osmanlı’nın son zamanlarında türeyen mandacı tarikatlar gibi günümüzde başımıza bela olan FETÖ gibi mandacı oluşumlara karşı gençlerimizi uyarıyorum. Eğitimci olduğum için deizme karşı da uyarıyorum. Fatih İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşında bir gençti. Biz de idealist ama ayakları yere basan, bir Türk evladı olduğunun idrakında olan, geçmişte Fatih gibi, Mehmet Akif gibi isimleri örnek alan gençler yetiştirmek istiyoruz. Artık bilgiye ulaşmak çok kolay. Bu teknoloji gençler için hayatı kolaylaştırıyor. Kendini iyi yetiştirmiş evlatlarımız ile bu coğrafyada Türk Milleti’nin yeniden doğuşuna inşallah şahitlik ederiz” temennisinde bulundu.
‘ATATÜRK’Ü, MEVLANA’YI YENİDEN KEŞFETSİNLER’
Türk milletinin sahip olduğu kültürel zenginliğe dikkat çeken Sabri Şenel, ülkemizin kuruluş yıllarında yaşanan olaylardan da bahsederek gençlere öğütlerde bulundu. Şenel, “Bu ülkede herkes kendi ailesiyle gurur duysun, mezhebiyle, kültürüyle gurur duysun. Ama dünyada imparatorluk dönemi sona erdi. Osmanlı biterken Sevr’de bizi parçalıyorlardı. Tüm ülke işgal altında kaldı. Allahu teala nasip etti, Kurtuluş Savaşı ile o zor şartlarda bize dayattıkları Sevr’i, Mondoros’u, Lozan’da yırttık attık. Dediğim gibi herkes kendi aidiyeti ile gurur duysun ama Türk Milleti’nin evladı aklı, bilimi, hukuk ve demokrasiyi kılavuz alsın ve kendini yetiştirsin. Demokrasi dediğimiz şeyin özgürlük sınırları vardır. Kimse kimseyi kendi inancından, şehrinden, köyünden ötürü aşağılayamaz. Bu toprakların en önemli kültürü bu. Dünyaya verdiğimiz model bu. Anadolu, dünyanın kalbi pozisyonundadır. Kültürün, medeniyetin lokomotifi bu millettir. Bizim Yunus gibi, Mevlana gibi, Hacı Bektaş gibi sevgi rol modellerimiz var. İnsanlarımız, gençlerimiz Mevlana’yı keşfetsinler. Bir hayat felsefesi haline getirsinler. Bir olursak, bu ülke herkese yeter. Ama ayrımcı, kavgacı, mezhepçi ve etnist olduğunuz zaman Suriye ve Irak’ta olduğu gibi etnik siyasetçiliğin doğurduğu sonuçları yaşarız. Türk halkı meşru zeminde her fikri tartışabilmelidir. Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir. Bu ülkede tartışılmayacak değerlerimiz de vardır. Bayramlarımız, dilimiz gibi… Bir arada yaşamayı başarmalıyız. Başaramazsak bizi çil yavrusu gibi dağıtırlar. Suriye yağmalanırken çocuklara Ege Denizi’nde boğulmak düştü. Bizim gücümüz birliğimiz beraberliğimizdir. Gençlerimiz bunu koruyup kollayacaklar. Biz de gerekli eğitimi vereceğiz. Türkiye’deki tüm eğitim kurumları bu ülke insanına hizmet ediyor” diyerek sözlerini noktaladı.
Kaynak İstanbul Gündemi