HABERMAX. Şebnem Selışık Aslan’ın “Dansın özüne inmek böyle olur!” şeklindeki yorumuyla, Beyhan Murphy’nin “timeless piece of work” değerlendirmesi ve Itır Erhart’ın “Bozulan ve yeniden inşa edilen ‘bir’lik üzerine enfes bir performans” sözleriyle taçlanan “BİZ” adlı dans ve müzik performansı, sanatseverlere derin bir deneyim sunuyor.
Çağdaş dansın ve canlı müziğin ustaca buluştuğu bu performans, izleyicisini sadece bir görsel şölenle değil, aynı zamanda felsefi bir yolculuğa da çıkarıyor. “BİZ” performansı, hem Anadolu ezoterizminin hem de çağdaş felsefenin izlerini taşıyan bir yapıt olarak, “çoklukta birlik”, “devriye” ve “evrensel etik” gibi temel kavramları sorguluyor. Bu bağlamda, performans hem bireysel hem de toplumsal düzeyde varoluşun anlamını keşfetmeye yönelik derin bir deneyim sunuyor.
Fiziksel Zorluklarla Birlikte Dayanışma ve Çatışma Arasında
Performansa katılan üç dansçı, fiziksel temayı kaybetmeden, sıklıkla üçlü hareket formları, ikili eylem diyalogları ve bireysel anlarla çatışan ve uyum sağlayan bir performans sergiliyor. Bu süreçte, dayanışma ve çatışma, şefkat ve şiddet, güç ve kırılganlık, varlık ve yokluk gibi zıt kavramlar arasındaki ince çizgide ilerliyorlar. Bu, bedenlerin, duyguların ve hafızaların üzerine çalışarak çoklukta birliği arayışlarını sergileyen bir performans pratiği sunuyor.
Müzikal Bütünlük ve Elektronika ile Desteklenen Ses Evreni
Cem Yıldız’ın elektro-akustik ses evrenini yaratmak için bilgisayar ortamında dönüştürdüğü vokal ve bağlamasıyla performansa müzikal bir derinlik katılıyor. Yıldız, “cem”i yürütüyor, ses ve nefes oluyor; bu sayede dansçılarla birleşen müzik, izleyicilerin ruhunda iz bırakacak bir atmosfer yaratıyor. Yıldız’ın müziği, dansın felsefi derinliğiyle birleşerek performansın genel anlatısını güçlendiriyor ve izleyiciyi çok katmanlı bir deneyime davet ediyor.
“BİZ” Performansının Sanatsal Vizyonu
“BİZ”, toplumsal birlikteliği, bireysel varoluşun bir parçası olarak ele alırken, insanın varlık mücadelesini, yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgide sürdürdüğü savaşı dans yoluyla izleyiciye aktarıyor. Anadolu’nun mistik öğelerinden ilham alırken, aynı zamanda çağdaş felsefi yaklaşımlar ve çok katmanlı düşünce biçimlerini de sahneye taşır. Böylelikle, izleyiciye yalnızca bir dans gösterisi değil, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir yolculuk da vaat ediliyor.
Sanatçılar, “BİZ” ile evrensel ve bireysel gerçeklikler arasında bir köprü kurarak izleyicinin hem bedensel hem de zihinsel bir bütünlük arayışına ortak olmayı hedefliyor.“BİZ Atölye” Yine Dolu Geçti!
“BİZ Atölye” serilerinin üçüncüsü, 23-24 Kasım tarihlerinde çakSTÜDYO’da gerçekleşti. Her bir edisyonu dolu kontenjanla geçen “BİZ Atölye”ye olan ilgi oldukça yüksek. Sezon boyunca İstanbul’da bu atölyeyi sürdüreceğiz ve yaz döneminde metropol dışında doğa ortamında planlamalarımız da mevcut…
“BİZ Atölye”nin dördüncü edisyonunu yakında duyuruyor olacağız, takipte kalın!
Nedir: BİZ Hareket, Farkındalık, Doğaçlama, Yaratım Atölyesi
“BİZ” çağdaş dans ve canlı müzik eserinin ana unsurları olan hareket, farkındalık, doğaçlama ve anda yaratım araç ve pratiklerini iki güne yayılan atölye çalışmalarıyla metodik olarak paylaşıyoruz.
Kimler Katılabilir: Bedensel sanatlar (dans, tiyatro, sirk, performans, clown), farkındalık (yoga, Feldenkrais, beden terapisi) ve/veya spor (lokomosyon, animal flow, dövüş sanatları) disiplinleriyle başlangıç seviyesinde tanışıklığı olan herkes, her beden.
Seviye: Başlangıç+
Eğitmenler: Bedirhan Dehmen, Canberk Yıldız, Mert Öztekin, Mihran Tomasyan