HABERMAX.“Serebral palsi hastaları, en sık karşımıza çok erken ve çok düşük doğum ağırlığına sahip olan prematüre bebeklerde çıkmaktadır. Bu özelliklerle doğan prematüre bebeklerin birçoğunun beyninde çeşitli kanamalar oluşur. Diğer sık nedeni ise doğum sırasında ve sonrasında olan hipoksi durumudur.” diyen Liv Hospital Çocuk Beyin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tufan Hiçdönmez, beyinde gelişen harabiyet sonucu ortaya çıkan, özellikle prematüre yani erken doğan bebeklerde kendini gösteren bir rahatsızlık olan Serebral palsi hakkında bilgiler verdi.
Erken doğan bebekler risk altında mı?
Serebral palsi hastaları, en sık karşımıza çok erken ve çok düşük doğum ağırlığına sahip olan prematüre bebeklerde çıkmaktadır. Bu özelliklerle doğan prematüre bebeklerin birçoğunun beyninde çeşitli kanamalar oluşur. Diğer sık nedeni ise doğum sırasında ve sonrasında olan hipoksi durumudur. Hipoksi, beynin çeşitli nedenlerle bir süre oksijensiz kaldığı bir süreci anlatır. Bu istenmeyen bir durumdur. Erken ve düşük doğum ağırlıklı doğan bebeklerdeki kanamalar ve oksijensiz kalma durumuna maruz kalmak bebeklerin beyninde çeşitli bozuklukların gelişmesine neden olur. Bunlar bebek beyninde kalıcı ve yapısal hasarlardır.
Beyin hasarı olduğunu hangi belirtiler gösterir?
Bu beyin hasarları, bebeğin mental-motor gelişimini etkileyebilir. Zihinsel gelişim değişik derecelerde bozulur. Gelişme özelliklerinde gecikmeler görülür. Örneğin konuşmanın gecikmesi, başını tutamaması, emeklemesinin ve yürümesinin gecikmesi gibi gelişme gerilikleri dikkati çekmeye başlar.
Serebral palside normal gelişimi ve normal işleyişi bir ölçüde bozulan beyin, sonunda omurilik üzerinde olan denetleyici etkisini yitirir. Giderek kaslar düzensiz ve aşırı şekilde kasılır. Spastisite dediğimiz bu durum serebral palsili çocuklarda birkaç yıl içinde belirgin hale gelir ve giderek ilerler. Bu nedenle, gelişen spastisitenin erken dönemde tanınması, kol ve bacaklarındaki kasılma, sertlik gibi belirtilerin değerlendirilmesi, takibi ve erken dönemde fizyoterapiye başlanabilmesi yönünden önemlidir.
Tedavi süreci nasıldır?
Serebral palsinin bugün için bilinen bir tedavisi yoktur. Önemli olan, serebral palsi nedeni olan olumsuzlukların önlenmeye çalışılmasıdır. Çok erken ve çok düşük doğum ağırlıklı doğan bebeklerde, bakım şartlarının giderek iyileşmesi çok önemlidir.
Esasen, serebral palsinin neden olacağı spastisiteye yönelik tedavilerin başlaması ve sürdürülmesi çok önemlidir. Spastisitenin en etkin tedavisi fizyoterapidir. Bu tedavi sürecinde ailenin de büyük payı vardır. Çocuğun kaslarının hareketlendirilmesi ve fizyoterapi kurallarının evde uygulanmaya devam edilmesinde aileye büyük iş düşmektedir. Buna yardımcı olarak, takip sürecinde gereken zamanlarda kasılmaların azaltılması ve fizyoterapinin daha etkin olabilmesi için kas içine botoks uygulamaları, çocuk beyin cerrahisinin selektif dorsal rizotomi SDR ameliyatları ve kas gevşetici ilaç baklofen pompası yerleştirilmesi gibi ortopedi bölümünün çeşitli ameliyatları bulunmaktadır. Bu girişimlere bakacak olursak;
Botoks uygulaması kas kasılmasını sıfırlayan bir maddenin enjeksiyonlarla aşırı kasılan kas guruplarının içine verilmesidir. Bu durumda yaklaşık 4 ve 6 ay arasında yeterli bir kas gevşemesi sağlanır.
Selektif Dorsal Rizotomi (SDR) serebral palsi (CP) hastası uygun olan çocuklara beyin cerrahisi Selektif Dorsal Rizotomi (SDR) olarak bilinen bir girişimle yardımcı olabilir. Burada, başta yürüme olmak üzere normal hareketliliği engelleyen kas gurupları hedef alınır. Bel bölgesinde yapılan bir ameliyatla bu kasların omuriliğe giren uzantıları belirli oranlarda kesilerek gevşeme elde edilir. Bu gevşeme fizyoterapinin daha etkili olarak yapılmasını sağlar.
Baklofen Pompası uygulamasında güçlü bir kas gevşetici olan Baklofen ilacı, uygun çocuk hastalarda, bir pompa ile kontrollü şekilde omurilik sıvısına verilir. Bu nedenle, kollarında ve bacaklarında kasılmaları çok fazla olan çocuklarda önemli bir yöntemdir.
Ortopedik girişimler ise aşırı kas kasılmaları ve bunun sonucunda oluşan eklem ve hareket bozukluklarında devreye girer.
Serebral palsiye bağlı spastisitenin temel olarak fizyoterapiden çok fayda gördüğü unutulmamalıdır.