30 Ağustos, geçmişten günümüze güçlü medeniyetler kuran aziz milletimizin şan ve şeref dolu tarihinin kuşkusuz en önemli günlerinden biridir. Bundan 98 yıl önce Dumlupınar’da Türk ve Yunan ordularının arasında geçen savaş, Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından bizzat yönetilmiştir. ‘Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ olarak anılan tarihi gün, Kurtuluş Savaşı’nın kesin bir Türk zaferiyle sonuçlanması açısından da ayrıca bir öneme sahiptir.
Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmak ve düşmanı Anadolu’dan atmak amacıyla planlanan gizli bir harekâttı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 20 Temmuz 1922’deki oturumunda kendisine dördüncü kez Başkomutanlık yetkisi verilen Mustafa Kemal Paşa taarruz kararını almış ve tüm hazırlıkları gizli bir şekilde yürütmüştü. 26 Ağustos gecesi başlayan taarruz Yunan ordusuna 100.000 üzerinde zayiat verdirmiş ve 30 Ağustos’ta Türk ordusunun büyük zaferiyle sonuçlanmıştır.
Meydan savaşından sonra Dumlupınar’da çevreyi gezen Mustafa Kemal Paşa, düşmanın ağır yenilgisini, savaş alanında bıraktığı silah, cephane ve savaş malzemesini, ölülerini, geriye götürülen esir kafilelerini görünce duygulanarak yanındakilere; “Bu manzara insanlık için utanç vericidir. Ama biz burada vatanımızı savunuyoruz. Sorumluluk bize ait değildir.” demiştir.
Savaştan hemen sonra Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa ordulara şu tarihi emri vermiştir; “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”
Düşmanın denize döküldüğü bu büyük zafer neticesinde Anadolu’dan işgalci güçler atıldı ve Cumhuriyet’e giden yolda bağımsızlığımızın en önemli aşaması geçilmiş oldu.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 98. Yıldönümünde kanlarıyla bizlere bu toprakları vatan kılan tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı kutluyorum.”