Ahmet Demir kardeşimizin mağduriyetini ve üzüntüsünü o andan beri yüreğimde hissediyorum. Zaten hemen sonrasında Muharrem Sarıkaya ile konuyu konuştuk. O da Ahmet Demir arkadaşımızdan özür diledi.
Şunu belirtmek isterim ki, olay anında tepki verememiş olmam tepki duymadığım anlamına gelmiyor. Ancak canlı yayın ortamını bozmak, orada o yayın için emek veren tüm çalışanlara karşı bir saygısızlık olacağından yayına devam etmek için büyük çaba gösterdim. Çaba gösterdim diyorum, çünkü daha önce hiç şahit olmadığım böyle bir durumda tek düşüncem yayının sürmesini sağlamaktı.
Dilerim bugün karşı karşıya kaldığımız bu nahoş olay, bundan sonrasında tüm emekçilerin sosyal ortamlarının ve çalışma koşullarının iyileşmesi konusunda bir farkındalık oluşmasına vesile olur.
Tüm kamuoyuna ve özellikle de basın emekçilerine en derin üzüntülerimi ifade etmek isterim.”