Bütün unvanlardan muaf “önce insan” olarak ve hep ‘insan’ kalarak bu kutsal hizmet yolculuğunda bugünlere gelmiş olmak, benim taşıdığım en büyük mutluluktur.
Antalya’nın bağrında doğup büyüyen ben; sizden biri olduğumu da, koltukların ve makamların geçici olduğunu da, bana verdiğiniz sorumluluğun değerini de hiç unutmadım. Bugün; bu kadar huzurluysa içim ve alnım bu kadar ak, başım bu kadar dikse bundandır. Göğsümde taşıdığım en onurlu rozet de; memleketimin ve vatanımın hiçbir köşesinde, başımı öne eğdirecek bir yanlışa imza atmamış olmaktır.
Siz bana, âşık olduğum Antalya’ma hizmet etme görevi bahşettiniz. Ben, bu kutsal görevi aldığım günden beri; yılmadan, yıkılmadan, canımı dişime takarak çalıştım. Attığım her adımı; sizlere duyduğum sorumluluk, memleketime ve vatanıma olan sevdamla attım.
Gücümü hep sizden aldım…
Gücümü hep sevgiden aldım…
Gücümü hep her şeyimizi borçlu olduğumuz Cumhuriyet’ten ve Atatürk’ten aldım…
Bu güçle; yıllar boyunca hiç mola vermedim, hiç durup dinlenmedim…
Ta ki hayatın acı bir gerçeğiyle yüzleşene kadar…
Biliyorsunuz ki, sağlık sorunu nedeniyle zorunlu olarak bir mola aldırdı hayat ve ayrı kaldım sizlerden.
Ama, hep yanımdaydınız, hep kalbimdeydiniz ve ben de sizin hep dualarınızdaydım; biliyorum.
3,5 ay boyunca yine sizlerden aldığım güçle savaştım o hastalıkla…
Allah’a şükürler olsun ki; yeniden sağlığıma kavuştum ve artık görevimin başındayım.
Ancak; hastalık dışında bir acı gerçekle daha yüzleştim bu süreçte ve ‘vefanın’ ne kadar önemli olduğunu anladım, bir kez daha.
18 yıl boyunca çatısı altında mücadele ettiğim, ilkelerine ve ideallerine hiç ihanet etmediğim, başarıya ulaşması için her zaman var gücümle çalıştığım partimizin çatısı altında bulunan bazı menfaat gruplarının insan olmayı unuttuklarını gördüm. Ahlaki ve etik olmayan bir şekilde, gelecek hesapları yaptıklarına şahit oldum. Bu şahısların oyunlarına, benimle birlikte siz de şahit oldunuz; biliyorum.
Uğrunda savaş verdiğimiz demokrasiye yakışmayan, seçilmiş bir başkanın inisiyatiflerini hiçe sayan uygulamalar yapmanın dışında; bu insanların, ben hastanede yaşam savaşı verirken öleceğimi, hatta öldüğümü düşünmeleri hepimizi insanlığımızdan utandırdı.
Ama ben, yine aynı Muhittin’im. Dün nasılsam, bugün de öyleyim. Hala sizin bildiğiniz, tanıdığınız ve güvendiğiniz o insanım.
Ve yarın da, sizin bildiğiniz o insan olarak kalacağım. Kendimden ve taşıdığım değerlerden hiç vazgeçmeden, aynı azim ve kararlılıkla, size ve Antalya’mıza hizmete devam edeceğim.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor; herkese sağlıklı günler diliyorum.
Muhittin BÖCEK
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı