Dolar 33,9894
Euro 37,8372
Altın 2.820,49
BİST 9.577,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 25°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
25°C
Hafif Yağmurlu
Sal 25°C
Çar 24°C
Per 25°C
Cum 24°C

Babacan’dan Instagram’a getirilen kısıtlamaya tepki: “Bir hata başka bir hatayla düzeltilmez”

Babacan’dan Instagram’a getirilen kısıtlamaya tepki: “Bir hata başka bir hatayla düzeltilmez”
5 Ağustos 2024 17:18 | Son Güncellenme: 5 Ağustos 2024 17:19
184

HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Hamas lideri İsmail Haniye’ye düzenlenen suikast sonrası Türkiye ve Orta Doğu’da oluşan siyasi tabloya yönelik Gazete Duvar’a değerlendirmelerde bulundu. Gazze’de yıkılacak yer bırakmayan Netanyahu’nun ateşi tüm bölgeye sıçratmaya çalıştığını belirten Babacan, Türkiye’nin ulusal çıkarlarının bölgesel barış ve huzurdan yana olduğunu kaydetti. Babacan, Instagram uygulamasına getirilen kısıtlamayı da eleştirdi.

“Instagram, Filistin’de yaşananların kamuoyuna yayılmasında etkili bir mecraydı”

Sosyal medya platformu Instagram’ın Haniye’ye yönelik paylaşımlara engelleme getirmesini eleştiren Babacan, “Ancak şunu unutmamalıyız. Filistin’de olan bitenin dünya kamuoyuna yayılması, özellikle Gazze’deki vahşetin görüntülerle, videolarla, kamuoyuna hızlı yayılmasında da Instagram çok önemli bir mecra oldu. Yani pek çok Filistinli gazeteci Gazze’den sesini Instagram yoluyla duyurdu” dedi.

“Kurumsal bir talimat yok, ‘Kapatın kardeşim’ denmiş ve kapatılmış”

Burada aslında iki yanlış var. Birincisi Meta’nın Haniye’yle ilgili paylaşımları kısıtlamaya çalışması, bunun da gerekçesini açıklamaması. Öte yandan Türkiye’nin de Bakanlık talimatıyla engelleme yapması da bir başka hata. Bir hata, bir başka hatayla düzeltilmez. Bizim yaşadığımız örnek ‘Onlar kısıtlarsa ben de kökten kapatırım’ şeklinde. Benim anladığım apar topar, bir talimatla yapılmış gibi. Kurumsal bir şey değil de, ‘Kapatın kardeşim’ gibi bir talimat olduğunu anlıyorum. Hâlâ resmî, altı dolu bir şey yok. Böyle konularda yargı kararı çıkartmak da zor bir şey değil. Pat diye bir karar görebiliriz.”

“Çin emsal teşkil etmez, biz insan hakları iddiası olan bir ülkeyiz”

Instagram’a getirilen kısıtlamanın Çin örneği üzerinden açıklanmaya çalışılmasının yanlış olduğunun altını çizen Babacan, “Çin’de Instagram, Facebook, WhatsApp, Google, Youtube yok. Ama Çin bir demokrasi olma iddiasında da değil. Çin’in, Avrupa Konseyi standartlarında insan haklarına sahip bir ülke olma iddiası da yok. Biz Avrupa Konseyi’ne üyeyiz. AİHM sistemindeyiz. Avrupa Konseyi standartlarında insan hakları iddiası olan bir ülkeyiz ve demokratik bir ülke olma iddiamız var” diye konuştu.

“Özgürlüğü kısıtlamış, serbest ticaretin önünü kesmiş olursunuz”

“Can güvenliği gerekçesi dışında bir engellemenin temel haklar, hukuk açısından mümkün olmaması gerektiğini söylüyorum. Çünkü burada yapılan engelleme ile hem haber alma hem de ifade özgürlüğünü kısıtlamış oluyorsunuz. Basın özgürlüğünü kısıtlamış, serbest ticaretin önünü kesmiş oluyorsunuz.”

“Netanyahu Gazze’de yıkacak yer bırakmadı, ateşi etrafa yaymaya çalışıyor”

“Netanyahu, taban desteğini kaybetmiş, bugün seçim olsa kazanamaz bir Başbakan. Sadece bu güvenlik temasıyla iş başında kalmaya devam ediyor. Gazze’de baktı ki artık yıkacak yer kalmadı, ateşi etrafa yaymaya çalışıyor. İlk etapta iki hedefi var, Lübnan ve İran. Oyun teorisinde ‘Tit for Tat’ (kısasa kısas) stratejisi var. Hem Lübnan Hizbullah’ı hem de İran bugüne kadar İsrail’in yaptıklarına ölçülü bir karşılık verdi. İki ülkenin de Haniye’nin öldürülüşüne kadarki stratejisi buydu. Ateş çemberini büyütmek istemiyorum dediler ama Netanyahu da ısrarlı bir şekilde ateş çemberini büyütmek istiyor. Beyrut ve Tahran muhtemelen nasıl cevap vereceğini hesap ediyor.”

“İran ve Lübnan Hizbullah’ı ölçülü cevap vermeli”

“Haniye çok sembolik bir figür. Gazze’de seçilmiş parlamentonun ilk başbakanı. Hep siyasi kanatta olmuş. Duygusallık çok yüksek ama benim beklentim ve de ümidim Lübnan Hizbullah’ın da, İran’ın da bu olanlara ölçülü cevap vermesi ve işi büyütmekten geri durmaları. Ama bu olur mu bilmiyorum.”

“Türkiye’nin ulusal çıkarları, bölgesinde barış ve istikrar sağlanmasından geçer.”

“Türkiye’nin yapması gereken çok hızlı bir şekilde bölgedeki barışın ve nihai istikrarın sağlanması için çaba göstermek. Ateşkes sağlanırsa bu işin ateşi düşer. Türkiye’nin aracı olacak itibarı artık var mı bilmiyorum ama doğrudan, dolaylı her türlü çabayı mutlaka göstermesi lazım. Bölgesel bir savaşın kazananı olmaz. Türkiye’nin ulusal çıkarları da, bölgesinde acilen barış ve istikrar sağlanmasından geçer.”

“Erdoğan akılcı politikalara geri dönmek istemez”

AK Parti içinde akılcı politikalara dönmeyi isteyen insanların olduğunu aktaran Babacan, “Aynı ekonomide olduğu gibi diğer konularda da rasyonaliteye dönüşü isteyen insanlar var fakat rasyonaliteye dönüşün ne manaya geldiğini iyi düşünmeleri lazım. Rasyonaliteye dönüş ne demek? Mesela hükümetin artık yargıya talimat vermemesi demek. Sayın Erdoğan gerçekten böyle bir şey ister mi? Rasyonaliteye dönüş demek, medya üzerindeki baskıların kalkması, özgür yayın yapabilmesi demek” dedi.

“Muhalefet de iktidara benzemeye başladı”

“Muhalefet de sanki gittikçe enfekte oluyor, bazı konularda iktidarın yaptığı yanlışları daha iktidar olmadan yapmaya başlıyor. 22 yıldan sonra önlerinde bir iktidar örneği var. İktidar olmak böyle bir şey, biz de öyle olalım, iktidar olalım. O zaman iktidar değişikliğinin Türkiye’ye faydası var mı? Ülkeyi yönetme yetkisini alalım, biraz da biz kullanalım! Bana göre muhalefetin amacı köklü bir sistem değişikliği olmalı.”

“Siyaseti güç için yapsam AK Parti’den ayrılmazdım; kimse bana git demedi”

“Türkiye’nin gerçek anlamda bir hukuk devletine dönüşmesi, demokrasinin evrensel standartlara ulaşması gerekmektedir… Bizim varlık sebebimiz bu. Biz muhalefeti bunun için yapıyoruz. Siyaseti sadece güç ve iktidar için yapıyor olsak benim AK Parti’den hiç ayrılmamam lazımdı. Bir de kurucusuyum. Üstelik kimse bana git de demedi.”

“Başkanlık sistemi ile sorunlar çözülür demedik, zor yolu seçtik”
“Biz başkanlık sistemi ile ülkenin sorunları çözülür deseydik, önemli olan iktidardır, güçtür deseydik, şu anda AK Parti içerisinde siyaset yapmaya devam ediyor olurduk. Bu kadar zor ve meşakkatli bir yolu seçmezdik. Onun için ülkenin sorunlarının kalıcı olarak çözümünün ancak gerçek demokrasiyle olacağına inanıyoruz. Gerçek demokrasinin de Türkiye için parlamenter sistemle ancak mümkün olabileceğini iyi biliyoruz.”

“Parlamenter sistemden geri vitese takmayacağız”

“Bundan sonra ne yapacağız? DEVA açısından, duruşumuzu asla bozmadan, demokrasi, insan hakları, özgürlükler, hukukun üstünlüğü… Bunlardan asla taviz vermeden, sahici bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Daha çok insanların bizi tanıması, anlaması için gayretimizi artıracağız. Biz ‘Parlamenter sistem’ diyoruz. Parlamenter sistemden geri vitese takmayacağız. Geri vitese takanlar olabilir. Başkanlık sistemiyle bu ülkenin sorunlarını biz çözelim diyenler, isteyenler olabilir. Zaman içerisinde partilerin duruşları değişebilir. Ama bizim duruşumuz değişmedi, değişmeyecek.”

“Muhalefet hazırlıksız, parti genel başkanlarının konuşmaları politika değildir”

Muhalefetin ülke sorunlarının çözümünde iddiasız kaldığını dile getiren Babacan, “Yazılı bir şey yok. Eğitim, CHP’nin eğitim politikası ne? Parti programında yazdığı gibiyse o program çok genel bir çerçeve taşıyor. Genel başkanların konuşmaları bir politika değildir. Göç politikası nedir? Sorunu nasıl çözeceksiniz, konuya bakış perspektifiniz nedir? Hangi ilke ve değerlerle yaklaşıyorsunuz?” diye konuştu.

“Sorunların nasıl çözüleceğini anlatan detaylı yol haritaları hazırladık”

Babacan, DEVA Partisi’nin kuruluşundan bugüne 23 alanda eylem planı hazırladığını vurgulayarak, “Bir tane değil 23 tane önerimiz var. Ülkenin sorunlarının nasıl çözüleceğini anlatan detaylı yol haritaları. Bunlar ortaya konulmadan sadece vatandaşın sorunlarını paylaşmak, derdiyle dertlenmek kâfi değil. Gerekli ama yeterli değil.” dedi.

“DEVA Partisi olarak dünden hazırız”

“DEVA olarak dünden hazırız. Altılı Masa’da bütün bu çalışmalarda bizim katkımız büyüktü. Çalıştık, çalıştık, 48-52 bitti. 52-48 de olabilirdi. Nihayetinde en önemli faktör güven. Bu ülkeyi iyi, düzgün yönetirler güvenini sağlamak. Altılı Masa da niye olmadı. Çünkü biz kavgasız, gürültüsüz, uyum içerisinde, bu ülkeyi yönetebileceğimizi maalesef ortaya koymadık. Yoksa şöyle bir kadroya baktığımızda gerçekten Türkiye’yi temsil eden, geniş kitleleri temsil eden bir kompozisyon vardı orada. Büyük koalisyon diyoruz ya, öyle bir tablo vardı.”

“Yeni anayasa ile ilgili kocaman bir soru işaretimiz var”

“DEVA’nın anayasa çalışması, yargı reformu ve temel haklar eylem planı hazır. Bir takım bıraktık, bizimki bitti dedik. Bundan sonra süreç nasıl işler? Hükümetin bu konuda samimiyet testinden geçmesi gerekiyor. Şunu açık söyledim: Başlattığınız çalışmaya ön yargılı yaklaşmadık. İyi niyeti varsaydık. Ama mevcut anayasa hükümlerine saygı duymayan bir iktidar var şu anda. Böyle bir iktidarla beraber yeni anayasa çalışması nasıl yapılacak? Böyle kocaman bir soru işaretimiz var.”

“Çocuklarımız yetersiz besleniyor, proteinsiz yetişiyor” 

“Bir yanda insanlar on yedi bin lira asgari ücretle meyve alıp yiyemiyor. Çocuklar yeteri kadar beslenmiyor, proteinsiz yetişiyor. Şimdi sırf birileri para kazansın, birilerinin cebine para girsin, birileri haksız servet yapsın diye bir nesil yeteri kadar gıda alamadan yetişiyor. Yazık değil mi? Onun için diyorum, bizim siyasetteki mücadelemiz böyle bir güç iktidar mücadelesi değil. Siyasetteki mücadelemiz temiz siyaset mücadelesi. Yüksek demokrasi mücadelesi, hukuk devleti mücadelesi. Yoksa güç, iktidar mücadelesi olsa oralardaydık.”

“Türkiye’nin bir ekonomik programı yok”

“TÜİK’in enflasyonunu veri alalım, ilk yıl yüzde 40’a indirdi. Ama arkası gelmeyecek ki. Bu programda gerisi gelmez. Şu andaki bu programda enflasyonun düşmesini sağlayan en önemli faktör döviz kurunun aşağı yukarı sakin ve sabit gitmesi. Çünkü dövize siz şu anda aylık yüzde 5 faiz ödüyorsunuz. Çünkü yabancı birisi Türkiye’ye 100 milyon dolar getirdiğinde bir ay sonra 105 milyon dolar geri götürdü. Yüksek faizi verdiğiniz sürece bu para geliyor. Yüksek faiz indiğinde aynı döviz gelecek mi? Yoksa ben Türkiye’den kazanacağımı kazandım Afrika’da, Latin Amerika’da yüksek faizli bir başka ülke bulurum mu diyecek? Aslında bir ekonomik program da yok, faiz artır, vergi artır. Vergi kimin için artıyor? Meclis’e getirdiklerini gördük. İmar rantına vergi getirebildiler mi? Türkiye’de asıl büyük para orada. Pahalı arabaya binenlerin peşine düşüyorlar. Boşuna uğraşmasınlar ben söyleyeyim. Türkiye’de 20-30 milyon lira üzerinde satılan arabalar varsa bu arabaların üçte ikisinin kaynağında imar rantı vardır.”

Paylaşın:
Habermax'ta Tarafsız ve Şeffaf Habercilik Habermax olarak, habercilik anlayışımızın temelinde objektiflik, tarafsızlık ve şeffaflık yer alıyor. İnternet sitemizde, hakaret içermediği sürece her görüşe saygı göstererek, farklı bakış açılarına yer vermeye özen gösteriyoruz. Siyasi haberlerde sağ-sol ayrımı yapmaksızın, toplumun her kesimine hitap eden ve doğru bilgilendirmeyi amaçlayan içerikler sunuyoruz. Güncel ve doğru habere ulaşmanın önemine inanan Habermax, okuyucularının güvenini kazanmayı ve korumayı hedeflemektedir. Siz de güvenilir ve tarafsız haberlere ulaşmak için bizi takip etmeye devam edin.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.