HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’e geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette Ali Babacan’a DEVA Partisi milletvekilleri Evrim Rızvanoğlu, Cem Avşar ve Elif Esen ile İstanbul İl Başkanı Ali Hakan Ağaoğlu ve yardımcıları da eşlik etti. İstanbul Büyükşehir Belediye binasında yapılan görüşmeye Babacan ve Özel ile beraberlerindeki DEVA Partisi ve CHP heyeti de katıldı. Görüşmenin ardından iki lider kameraların karşısına geçti. Ali Babacan, basın açıklamasında şunları söyledi:
“Yine bir haksızlık var, yine bir hukuksuzluk var ve bizim de yine itirazımız var”
“Aradan neredeyse tam üç yıl geçti, yine Saraçhane’deyim. Yine bir haksızlık var, yine bir hukuksuzluk var ve bizim de yine itirazımız var. Arkadaşlarımızla beraber demokrasi için buradayız, hak ve özgürlükler için buradayız, adalet için buradayız. Gerçekten Türkiye’nin son bir yıllık süre içerisinde bazı konularda umutların yeşermeye başladığı bir dönemden geçiyordu. Neydi bunlar? Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinde acaba farklı bir dönem başlayabilir mi diye ufak ufak umutlar yeşeriyordu. Suriye’de umutlar yeşeriyordu, acaba rejim düştükten sonra yeni bir Suriye, daha adil bir Suriye olur mu diye. Türkiye için de terörsüz bir Türkiye’yle ilgili umutlar yeşeriyordu. Ekonomide çok zor ve ağır bedenini milyonlarca vatandaşımızın ödediği bir ekonomik modelle ‘Acaba enflasyon düşer mi?’ umutları yeşeriyordu. Tam da bu umutların yeşerdiği dönemde maalesef, şu son bir hafta içinde olanlar ülkemizdeki o bütün umutları tekrar karartan, insanlarımızın özellikle gençlerimizin yarınları olan güvenini tamamen yitirmesine sebep olan gelişmeler oldu.”
“Gerçekten güçlü bir ülke gücünü hukuktan alır”
“Evet, üzülüyoruz ama bir o kadar da kızıyoruz. Çünkü Türkiye çok büyük ve güzel bir ülke. Ama bu büyük ve güzel ülke gücünü nereden alacak? Meselenin tam da özünde bu var. Şu andaki iktidar diyor ki ‘Biz gücü tek elde topladık. İşte böyle güçleneceğiz. Olmadı. Olmuyor. 2017’deki Anayasa değişiklikten bu yana tam sekiz yıl geçti. Türkiye sürekli güç kaybediyor. Çünkü arkadaşlar gerçekten güçlü bir ülke gücünü hukuktan alır. Gücünü kural bazlı yönetimden alır. Gücünü adaletten alır. Gücünü güçlü kurumlardan alır. Bir ülkede güçlü kurumlar varsa o ülke güçlüdür. O ülkenin yargısı güçlüyse bağımsız ve tarafsız çalışıyorsa ülke güçlüdür.”
“Bu hafta olanlar gençlerimizin ümidini, beklentilerini tamamen kıracak gelişmeler”
“Bu hafta olanlar o gençlerimizin ümidini, beklentilerini tamamen kıracak gelişmeler. Gençlerimiz onun için meydanlarda. Bu ülke için meydanlarda, bu ülkenin yarınları için meydanlarda. Tabii meydanlardan, sokaklardan bahsedince burada ben özellikle Sayın Cumhurbaşkanı’na da bir mesaj iletmek istiyorum. Hiç kimseyi özellikle de gençlerimizi provoke edici, meydanları daha da farklı bir noktaya getirici ne bir üslup ne bir tavır, ne de bir karar içerisinde olmasın. Demokrasilerde protesto hakkı en temel insan hakkıdır.”
“Şiddete kaçmadan protesto hakkı sonuna kadar kullanılmalıdır”
“Gençlerimizle de özellikle bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Haklıyken haksız yere düşecek davranışlardan hareketlerden de uzak dursunlar. Özellikle bu kalabalıkları fırsat bilen kalabalıkları kendileri için bir oyun alanı haline getirmek isteyen kötü niyetli insanlar da olabilir sağda solda. Onlarla da dikkat etmek lazım. Medeni bir şekilde, şiddete kaçmadan protesto hakkı sonuna kadar kullanılmalıdır Türkiye’de.”
“Hiç kimse kanunlar karşısında ya da yargı karşısında dokunulmaz değildir”
“Evet, hiç kimse kanunlar karşısında ya da yargı karşısında dokunulmaz değildir, olmamalıdır. Türkiye’de de kamu yönetiminde, belediyelerde varsa hatalar, varsa yanlışlar bunun hesap yeri tarafsız ve bağımsız mahkemelerdir. Tarafsız ve bağımsız yargıdır. Özellikle altını çize çize söylüyorum. Yani bağımsız olması yetmiyor, bir de tarafsız çalışması gerekiyor. Çünkü durumdan vazife çıkarıp hiç kimse bir şey demediği halde kendiliğinden taraflı hareket edenler de olabiliyor şu andaki ülkedeki sistemde maalesef. Dolayısıyla herkesin şeffaflık ilkesine ve hesap verebilirlik ilkesine göre çalışması ve günü geldiğinde de hesap vermeye hazır olması lazım.”
“İnşallah Türkiye bu ayıplı durumdan kurtulacaktır”
“Sayın İmamoğlu’nun gözaltı uygulaması sabahın 6’sında evinden götürülmesi; usulde çok ciddi hatalar vardır. Milyonlarca insanın desteğiyle seçilmiş bir belediye başkanından bahsediyoruz. Sadece bir kişi değil bu. Milyonlarca insanın iradesinin temsili vardır. Usulüne uygun, farklı bir şekilde de bu yargı süreçleri olabilir. Fakat bu usule bizim itirazımız var. İki, Türkiye’de ana muhalefet partisi eğer saatlerle ifade edilen bir kayyum korkusu yaşadıysa, yaşıyorsa bu demokrasimizin en büyük ayıbıdır. Böyle bir şey kabul edilmez. Evet, kayyum uygulaması siyasi partiler yasasında vardır ama onun ruhu başkadır. Bir ana muhalefet partisine uygulanacak bir durum değildir bu. Yani bu korkuyu ana muhalefet partisine yaşatmak, olağanüstü kurultay kararı aldırmak da gerçekten Türkiye’de hem yargının hem de demokrasimizin geldiği noktayla alakalı büyük bir ayıptır, demokrasi ayıbıdır. İnşallah Türkiye bu ayıplı durumdan kurtulacaktır.”