HABERMAX. Azmi Karamahmutoğlu: Bu hafta gelişen önemli olaylardan bir tanesi; bir buçuk yıldır mahkemeye sevk edilmeyi bekleyen bir siyasal cinayet dosyası ile ilgiliydi. Bu siyasal cinayet dosyası anlayacağınız gibi Sinan Ateş cinayetiydi. 16 ay önce Başkent Ankara’nın kalabalık bir semtinde Çukurambar’da siyasi amaçlı bir suikastla cinayete kurban giden arkadaşımız Sinan Ateş cinayeti…
22 şüphelinin mahkemeye sevk edildiği dava dosyasında tetikçileri görebiliyoruz, yardım ve yataklık yapanları görebiliyoruz fakat Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış bir ülkücünün katili olan tertipçileri, bu cinayet emrini veren kişi veya kişileri, azmettiricileri göremiyoruz.
Siyasi cinayeti işleyenleri tetikçilerinden başka karar alıcıların kimler olduğunu dosyada göremiyoruz. Bunun karartıldığını hatta dosyadan uzak tutulmaya çalışıldığını görüyoruz. Bundaki maksat elbette çok açık; Sinan Ateş cinayeti daha ne kadar süre ile politik bir şantaj, tehdit unsuru olarak kullanılacaktır? Kamuoyu bu sorunun cevabını merakla bekliyor.
Belli ki Sinan Ateş siyasi cinayeti, bir ülkücünün katillerinin tepesinde Demokles’in Kılıcı gibi sallandırılmaya devam edecektir ve muhataplarını yani eline ülkücü kanı bulaşmış olanları politik rehin olarak tutmak maksadıyla kullanılacaktır.
Elinde ülkücü kanı bulunan bazı siyasi kadrolar, adeta muktedirler tarafından rehin alınmıştır. AKP hükümetinden beklediğimiz; yargıya müdahale etmemesidir. Bu siyasi cinayetten bir menfaat devşirmemesidir. Türk adaletinden beklediğimiz ise bu cinayetin karar alıcılarını, azmettirenleri dosyaya dahil etmesi, adaletin eksiksiz olarak yerine getirilmesi ve toplum vicdanının daha fazla kanatılmaması, adaletin geciktirilmemesidir.