HABERMAX. Muharrem ayının gelişiyle birlikte, yüzyıllardır süregelen aşure geleneği yeniden canlandı. Buğdaydan kuru meyveye, baklagillerden kuruyemişe kadar birçok besin ögesini bir araya getiren aşure, sadece tatlı bir lezzet değil; aynı zamanda kültürel bir miras, sağlık deposu ve toplumsal dayanışmanın sembolü olarak sofralardaki yerini aldı.

Diyetisyen Emine Uluçay, aşurenin içerdiği zengin besin gruplarının insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerine dikkat çekerek, bilinçli tüketim konusunda da önemli uyarılarda bulundu.
Aşure, buğday, nohut, kuru fasulye gibi baklagillerin yanı sıra kuru meyveler ve kuruyemişler ile hazırlanan, kompleks karbonhidrat, bitkisel protein, vitamin ve mineral açısından zengin bir tatlı olarak öne çıkıyor.
Duru Gıda Beslenme Danışmanı Diyetisyen Emine Uluçay, aşurenin vücut sağlığına birçok yönden katkı sağladığını belirtiyor:
“Aşure, enerji üretiminden bağışıklık sistemine, sindirimden kalp sağlığına kadar pek çok vücut fonksiyonunu destekleyen kompleks bir gıdadır. İçerdiği lif oranı sayesinde sindirim sistemini düzenler, kompleks karbonhidratlar ile kan şekeri dengesi sağlar. Kuruyemişlerdeki sağlıklı yağlar da kalp sağlığını korur.”
Aşure sadece besin değeriyle değil, sosyal anlamıyla da önemli bir yere sahip. Farklı kesimlerin bir araya gelip aynı lezzeti paylaşmasının, kültürel uyumu ve dayanışmayı artırdığını belirten Uluçay şunları söyledi:
“Aşure, farklılıkların uyum içinde buluştuğu bir semboldür. Komşuya, akrabaya ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması sayesinde yardımlaşma ve toplumsal bağlar güçlenir.”
Uluçay, geleneksel tariflerdeki şeker oranının sağlık açısından dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirterek daha sağlıklı tarif önerilerinde bulundu:
“Aşurenin doğal ve dengeli tüketimi çok önemli. Rafine şeker yerine hurma gibi doğal tatlandırıcılar kullanılabilir. Bu, hem glisemik yükü düşürür hem de lezzetten ödün vermez.”
Ayrıca, pratik ürünlerin özellikle aşure yapmaya çekinen tüketiciler için iyi bir seçenek sunduğunu vurgulayan Uluçay, “Duru Pratik Haşlanmış Fasulye, Nohut ve Buğday gibi ürünler, geleneksel tatları yaşatırken zaman tasarrufu sağlıyor. ‘Ben de yapabilir miyim?’ diyenler için bu ürünler cesaret verici” dedi.
Aşure, sadece geçmişin mirası değil, bugünün bilinçli tüketicisi için de yeniden yorumlanabilecek kadar zengin ve esnek bir gelenek. Sağlıklı malzemelerle ve ölçülü tüketimle, hem beden sağlığını hem de toplumsal bağları güçlendiren bu tatlı, her yıl olduğu gibi bu Muharrem ayında da gönülleri ve sofraları birleştiriyor.