Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü… Aşık olmak dünyanın en güzel hislerinden biri ayrıca sağlık için de faydaları saymakla bitmiyor. Mutluluk veriyor, stresi azaltıyor, tansiyonu düşürüyor, felç olma riskini azaltıyor, daha iyimser olmanızı sağlıyor, ömrünüzü uzatıyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, sevdiği kişiden ayrılanlarda kalp krizi riskinin yaklaşık 21 kat arttığını söylüyor. Uzman Psikolog Selin Karabulut ise, “Aşk tedavi etmeye gerek olmayan ve hayatımız boyunca devam etmesini istediğimiz bir hastalık” diyor
AHA.Aşık olmanın kalp sağlığı üzerine olumlu etkileri olduğu defalarca çeşitli araştırmalarla gösterildi. Sevdiğiniz kişinin yanında olduğunuzda kalbiniz hızlı mı atıyor? Aşık olunca vücutta üretilen dopamin, adrenalin, endorfin seviyelerinde ciddi artış gözleniyor. Artan dopamin düzeyi kişiyi heyecanlı ve mutlu yapıyor. Tüm bunlar hem kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor hem de kalbimizin daha verimli ve güçlü çalışmasına yardımcı olarak sağlığımızı olumlu yönde etkiler.
SEVDİĞİNİZ BİRİNE SARILIRSANIZ…
“Aşık olduğumuzda daha sakin olur sorunlara daha barışçıl yaklaşırız. Aşık olmak kan basıncımızı düşürür, bu durum ise kalp krizi riskini düşürür” diyen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, sözlerine şöyle devam etti: “Sevdiğimize sarılmak vücutta bağlanma hormonu olarak bilinen oksitosin hormonunu artırıp kan basıncını düzenleyerek kalp krizi riskini kadınlarda daha belirgin olarak azaltır.”
EVLİLİK ÖMRÜ 2 YIL UZATIYOR
Prof. Dr. Bilal Boztosun, yapılan bilimsel çalışmalara göre özellikle erkeklerin, kadınlara kıyasla evlilikten kalp damar hastalıklarından korunma açısından çok daha fazla yarar gördüğünü belirterek, evliliğin ortalama yaşam süresini 2 yıl daha uzattığını söyledi.
AŞIK OLMAK FELÇ RİSKİNİ AZALTIYOR
Açık kalp ameliyatı geçiren evli kişilerin, bekarlara kıyasla ameliyat sonrası dönemde daha çabuk iyileştiklerini ve daha uzun süre yaşadıklarını kaydeden Prof. Dr. Bilal Boztosun, “Tek başına yaşamak, sosyal izolasyon damar sertliğine yol açarak hipertansiyonu tetikler. Aşk damar sertliğini de azaltarak hayat boyu felç riskini azaltır” diye konuştu.
KIRIK KALP SAĞLIĞI DA BOZUYOR
“Sevdiği kişiden ayrılanlarda kalp krizi riskinin yaklaşık 21 kat arttığı bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir” diyen Prof. Dr. Boztosun, sözlerine şöyle devam etti: “Kırık kalp sendromu nadir görülen bir rahatsızlıktır. Genelde bu geçici bir durum olmakla beraber kalpte ani büyüme ve kalbin kan pompalama kabiliyetinde azalmaya yol açar. Bu durum sıklıkla stresin ortadan kalkmasıyla düzelir. Ancak bu düzelme haftaları bazen ayları bulabilir. Kırık kalp sendromu tıbbi adıyla ‘takotsuba kardiyomiyopatisi’ kadınlarda daha sık görülür ve bazen ölümcül de olabilir. Tedavisinde ilaç tedavisi ile beraber sevdiklerimizden destek alarak stresin azaltılması yer almaktadır.”
“AŞKIN GÖZÜ GERÇEKTEN KÖR”
Uzman Psikolog Selin Karabulut ise “Aşık olduğumuzda kalbimizde neler olduğunu az çok biliyor ve hissediyoruz fakat beynimizde neler olduğunu bilmiyoruz. Aslında bu sorunun cevabına yönelik birçok araştırmanın sonucuna göre aşık bir beynin nasıl çalıştığı bilimsel olarak ortaya kondu” açıklamasında bulundu.
Araştırmada bir grup gönüllünün MR cihazına bağlanarak, onlara ilk olarak sevdikleri kişinin, ardından da arkadaşlarının fotoğraflarını göstererek kan akışlarının izlendiğini anlatan Uzman Psikolog Karabulut, “MR görüntüleri karşılaştırıldığında, tam da aşkın o deli dolu kimyasına uygun sonuçlar çıkıyor. Aşk, beynimizin bazı bölgelerini çalıştırıyor, bazılarını da komple kapatıyor” açıklamasında bulundu.
Aşık olunan kişinin (aşk) ya da annenin bir fotoğrafına bakmanın (sevgi) beynin farklı noktalarını çalıştırdığını söyleyen Karabulut, “Örneğin aşık olduğumuzda, beynimizin olumsuzlukları gören bölümleri aktive olmuyor. Yani aşkın gözü gerçekten kör. Yine bir başka örnek, aşık olduğumuzda beynimizin muhakeme ve yargılama yapan bölümleri de çalışmıyor. Fakat aşk; beynimizde güven, inanç ve ödüllendirme fonksiyonlarını aktifleştiriyor” şeklinde konuştu.
AŞK TEDAVİYE GEREK OLMAYAN BİR HASTALIK
Aşık bir beyinde dopamin ve norepinefrin düzeylerinin arttığına dikkat çeken Karabulut, “Dopamin dikkat ve keyif seviyesini artırırken, norepinefrin ise heyecan ve enerji düzeyini artırıyor. Hatta uykularımızı kaçırıp bizi yemeden içmeden kesiyor. Çalışmanın en çarpıcı sonucu ise kuşkusuz şu: aşık bir beyindeki serotonin (mutluluk hormonu) seviyesi, saplantılı (obsesif kompülsif bozukluğu) kişilerdeki serotonin seviyesiyle aynı. Bu da şunu gösteriyor; aşk aslında saplantılı bir ruh halini de içinde barındırıyor. Yani aşk tedavi etmeye gerek olmayan ve hayatımız boyunca devam etmesini istediğimiz bir hastalık” dedi.
AŞIK OLUNCA VÜCUDUMUZDA NELER OLUYOR?
* Aşık olunca, dopamin ve oksitosin salınımı artar. Ağrı daha az algılanmaya başlar. Sevdiğiniz kişiyi kucaklamak, öpmek, ona sarılmak oksitosin sayesinde stresinizin azalmasını sağlar. Sakinlik ve güven duygularını artırır. Dopamin ise birçok işlevi olan önemli bir kimyasaldır. Beynin ödül mekanizmasını çalıştırır.
* Kan basıncını düşürür. Hipertansiyon, kalp krizi, felç ve böbrek yetmezliği riskini artıran tehlikeli bir durumdur. Egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve yaşam tarzı değişiklikleri hipertansiyonu kontrol altına alsa da yapılan araştırmalar, aşık olmanın basıncını düşürmenin doğal bir yolu olabileceğini öne sürdü. ABD’de 2007’de yayınlanan bir çalışma, evlilik, fiziksel sağlık ve uzun ömür arasındaki ilişkiyi inceledi ve evli çiftlerin tansiyonlarının daha düşük ve kardiyovasküler hastalık risklerinin daha az olduğunu buldu.
* Aşık olmak kişiye daha az veya daha çok stresli yapabilir. 2004’te yayınlanan bir çalışma, ilişkiye yeni başlayan çiftlerde stresle ilişkili bir hormon olan kortizolün arttığını gösterdi. Ancak, katılımcılar 12 ila 24 ay sonra yeniden test edildiğinde, kortizol seviyelerinin normale döndüğü tespit edildi. Bazıları için aşk stresli olsa da – özellikle erken aşamalarda – uzun vadede ise aşk stresi azaltabilir. 2005 yılında aşık olanların nörobiyolojisini inceleyen bir çalışma, partneriyle bir bağ kurmanın, kaygı düzeylerini azaltan fizyolojik değişikliklere yardımcı olduğunu ortaya koydu.
* Aşık olmak sizi güvende hissettirir. Harvard Tıp Okulu raporuna göre, sarılmak, öpüşmek ve cinsellik gibi fiziksel temas yoluyla salınan bir hormon olan oksitosin, eşinize bağlılık duygularını derinleştirir ve memnuniyet, sakinlik ile güvenlik hissi üretir. Oksitosin ayrıca sosyal bağ, annelik içgüdüsü ve üreme ile cinsel hazda da rol oynar. Nature’da yayınlanan bir araştırmaya göre; aşk hormonu eşler arasındaki sosyal bağlılığı ve güveni önemli ölçüde artırır.
* Sevdiğiniz birini gördüğünüzde veya düşündüğünüzde kalp atışınız hızlanıyor, avuç içiniz terliyor veya midenizde kelebekler uçuyor mu? Aşık olduğunuzda kortizol seviyeleri artar ve vücut savaş veya uçuş moduna girer. Psikiyatrist ve Nörobilimci Daniel Amen, midede uçuşan kelebekleri şöyle açıklıyor: “Limbik veya duygusal beyniniz beyinden bağırsağa giden vagus sinirini aktive eder.”
* Aşık olmak, beynin ödül ve zevk merkezini kontrol eden ve mutlu hissetmeyi sağlayan bir nörotransmitter olan dopamini serbest bırakır. 2005 yılında The Journal of Comparative Neurology’de yayınlanan bir çalışma, kendini aşık olarak tanımlayan 17 kişinin 2.500 beyin görüntüsünü taradı. Araştırmacılar, romantik olarak sevdikleri bir kişinin fotoğrafına bakan katılımcıların, dopamin ile oldukça ilişkili iki alanda beyin aktivitesi gösterdiğini keşfetti.