HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 1 Temmuz’da ara zam çağrısını yineleyerek “Bu döviz enflasyonun çok düşük olduğu dönemlerde dahi 1 Temmuz’da hep bir ara zam yapılmıştır. Ülkede, TÜİK enflasyonun dahi %30’lu %40’lı rakamlarda dolaştığı bir dönemde, 1 Temmuz’da ara zaman yapmamak standardıden de emekliliktanı alandan da çalmak demektir”.
“Siyasi yasaklarla bastırılmak istenen demokrasimiz için bedeller ödemiş bir siyasetçiydi”
Konuşmasına 9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i anarak başlayan Babacan, “Sözlerimin hemen başında Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i vefatının 10. yılında saygıyla anıyorum. Süleyman Demirel muhtıralarla, darbelerle, siyasi yasaklarla bastırılmak istenen demokrasimiz için büyük bedeller ödedi. Allah ona rahmet eylesin, mekânı cennet olsun” dedi.
“Uluslararası toplum anlayamadı, İsrail hükûmetine ‘Dur’ demediğimiz her gün boyunca insanların hayatlarını tehlikeye atıyor”
Babacan, uluslararası kamuoyunda İsrail devletiyle ilgili uyarılarda bulunarak “Bölgemiz maalesef kötü günlerden geçiyor. Savaş yoğunlaşıyor, ateş çemberi büyüyor. Şımarık, arsız, hadsiz, hukuksuz bir terör devletiyle karşı karşıyayız. Bu yükün engelleri dünya sessizliğindedir. Vaktiyle insan hakları, uluslararası hukuk dillerinden düşmeyenler şimdi hizaya dizildi, bu arsızlık sadece izlemekle yetiniyor. Filistin topraklarını işgal ederek toplu yerleşke kurdular, yetmedi. Batı Şeria’da binlerce insan öldürüldü, yetmedi. Gazze’de, kadın çocuk demeden binleri öldürenler, yetmedi. Lübnan’a toplu saldırılar düzenlendi, henüzmedi. Esad rejimi devrilip Şam’da yeni yönetim iş başına geldiğinde bu yana, Suriye’yi gözeten kez bombaladılar, yetmedi. Şimdi de gözü İran’a dikmiş durumdalar. Uluslararası toplum bunu şu anda gözlemlemişti: İsrail hükûmetine ‘Dur’ demediğimiz her gün, bölgemizde yaşanacak başka katliamların önü açılacak, katliamların masum insanların hayatına girmesine katkıda bulunacaktır”.
“Uyarıyorum: Felaket yanı başımızda, insanlık için felaket kapıda”
“Bakın, tarihle, tecrübeyle sabittir: Nükleerin nihai çözümü masada olur, diplomasıyla olur. Oysa İsrail yönetimi, ABD’nin siyasi ve lojistik destekleriyle yetinmiyor, son günlerde ABD’nin bizzat saldıralara katılmaya zorlandığını ısrarla vurguluyor. ABD’nin saldıran tarafı olarak savaşa katılması tüm ateşin içine atılması demektir. Uyarıyorum: Felaket yanımızda, insanlık için felaket kapıda.”
“Dünya, Gazze’ye sesi yükselttiği bir anda İsrail İran’a saldırdı”
“İsrail’in İran’a saldırısı, Gazze konusunda dünya kamuoyunun tam da kendi aleyhlerine dönüş bir dönemde başladı. Başta Avrupa’daki bazı ülkeler olmak üzere, pek çok ülke, Gazze’deki vahşete ve açıklığa ses yükselttiği bir anda, İsrail İran’a saldırmış, dikkatleri Gazze’den İran’a doğru çevirmiştir. Televizyonlara baktığınızda artık Gazze yok, İran var. Oysa Gazze’de şehitlik devam ediyor mu? Aynen devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığından veriler boyutu. Pazartesi ölenlerin sayısı 20, dün ölenlerin sayısı 50. Ve bu gıda mağazalarında beklerken öldürülen siviller, kadınlar, çocuklar. Vahşet tam gaz devam ediyor. Bakın, İsrail ile İran arasındaki savaşa, iki düzenli ordunun savaşına bakın. Gazze’de olan, silahsız, masum insanların üzerine askeri saldırı. Çok çok farklı…”
“Üniversiteye girmek bir dert, üniversitede öğrenci olmak başka bir dert”
Konuşmasına seslenerek devam eden Babacan, “Liselere Giriş Sınavı’nı geride bıraktık. Öncelikle sınava giren genç işletmelerin hepsine geçmiş olsun diyorum. İyisiyle kötüsüyle, aylarca çalıştınız ve sınavı geride bıraktınız. Umut verici emeklerinizin karşılığını verir. Önümüzde de bu haftanın sonuçları üniversiteye giriş sınavları, YKS var. Gençlerimiz, bu sınavlarda da başarılı oluyorlar. Allah aklın açıklığını versin, rahatlıklar versin. Dualarımız, gönlümüz sizlerle. Evet, YKS’ye günler kaldı. Ama öğrenciler ki üniversiteye girmek bir dert, üniversite öğrencisi olmak başka bir dert” diye konuştu.
“Hükümetin verdiği burs ve krediyle gösterilen ancak günde 10 adet kiraz alınabiliyor”
“Bakın, pazartesi günü Eskisehir’deydim.Eskişehir bir üniversite şehri.O gün bir pazar tezgahındaki kirazın etiketini gösterdi arkadaşlar: Tanesi 10 TL… Düşündüm, üniversitelerdeki üniversitelerde burs veya kredi, aylık 3.000 lira. Günlük ne olur? 100 lira . Yani Eskişehir’de okuyan bir üniversite öğrencisi, öğrencilerinin parayla günde sadece 10 adet kiraz alabiliyor. Şu duruma bakın ya… Ey Erdoğan! Ülkeyi ne hale getirdiğinizin farkında mısınız? Üniversite öğrencilerine burs, gündem kredisi 10 kiraz parası…”
“Öğrenciler geçemeyince sanal kumar gibi yasa işlere bulaşıyor”
“Peki, referans ne yapıyor? Burs yetmeyince, kredi yetmeyince banka hesabı dökümleri, şifresini bir başkasına veriyorlar ve sanal kumar, bahis oynatanlara kendi banka hesapları üzerinden aylık cüzi miktar karşılığında bir bakıma yol açanlar. O kirli para, günlük günlerdeki hesaplarından geçiyor. Yazık değil mi bu gencecik gençlere… Daha hayata yeni hazırlandıkları bir dönemde, bir yandan kendi mesleklerini öğrenirken bir yandan da 18 yaşında kirli işlere bulaştırılıyorlar.”
“26 yaşındaki Kadir, kumar yüzünden intihar etti, daha kaç gencimiz hayatlarını kaybedecek mi?”
Babacan, sanal bahis nedeniyle yaşananlar yüzünden kayıplara dikkat ederek “Dedim ya, bu sanal kumar meselesini de unutmayacağız, unutturmayacağız diye… Bakın daha dünkü hadise, taze… Sanal kumar yüzünden kaybedilen bir can daha. Bu bir haber ajansından, dün akşam web dünyasındaki ekran görüntüsü. 26 yaşındaki Kadir, kumar yüzünden intihar etti. Daha kaç canımız gidecek ya? Kumar yüzünden daha kaç gencimiz hayatını kaybedecek mi? Kadir, borçlarına yetişebilmek için mesai sonrasında da taksicilik yapıyordu… Biraz önce babasıyla Feyzi Bey’le görüştüm, baş sağlık diledim. Gencecik evlendirdimiz daha dün sanal kumar yüzünden canına kıydı. Ey Erdoğan! Ülkeyi ne hale getirdiğinizin farkında mısınız? Ne kadar büyük bir vebalin, günahın adına girdiğinizi görmüyor musunuz? Önceliğiniz tutuldu, bir kuru inatla, ekonominin bütün dengelerini alt üst ettiniz. Milleti zavallılaştırdınız. Gençlerin evlenip yuva kurma hayallerini yok etin. Daha sonra tutuldu, 1998’de kapatılan kumarhaneleri herkesin cep telefonlarında yeniden açtınız. Ülkede sanal kumarın oynatılmasına ilişkin lisans verdiniz hem de tek imzayla… Gençlerin hayatı üzerine, gençlerin hayatları üzerine bahse girdiniz…” dedi.
“AK Partililer, genel başkanınızı uyarın, belli ki menfaat şebekesi kendisini ablukaya almıştı”
Sanal bahis ve kumarla mücadelenin önemine dikkat çeken Babacan, AK Partililere çağrıda bulunarak “Biz aylardır, bu konuda gündemdeyiz. Ama Erdoğan hep susuyor. Her konuda topa geliyor, geldiğinde bir köşe yazarına laf yetiştiriyor ama konu sanal kumar, sanal bahis olduğunda suspus… Çünkü savunacak hali yok biliyor. Ey AK Partili milletvekilleri, teşkilat mensupları! Dinliyorsunuz burada biliyorsunuz, takip bilgisi biliyorsunuz bir gözünüz burada. Şu anda genel seçiminizi uyarın ya. Belli ki menfaat şebekesi Erdoğan’ı ablukaya almıştı. Bu konuyu kaldıramıyor. Para tatlı geliyor para… Daha Noel’de bu sanal kumarın vergisini düşürdü. Her konuda vergi artışı hükümet sanal kumarın vergisini düşürdü. Sırf yandaşına daha çok para kazandırabilmek için… Bari siz uyarın AK Partili milletvekilleri, teşkilat mensupları… Toplumu kendimizle çürütüyoruz, bu bize yakışmıyor deyin ya… Bir tane insaf sahibi, vicdan sahibi yok mu bunu konuşacak? Ama hiç endişeniz olmasın arkadaşlar. Biz; Sanal kumar, sanal bahis denen bu illet, bu ülkeden sökülüp atılana kadar mücadele ediyor. Sürekli gündemde tutacağız” diye konuştu.
“Türkiye’deki kesintinin en önemli merkezlerden biri, iktidarın habersiz olması mümkün mü?”
Türkiye’nin sağlıklı merkezi halinin geldiğini vurgulayan Babacan “Bakın Türkiye şu anda dünya elektrik tesisatının en önemli bilgin biri biliyor mu? Dünyanın hangi noktasında, nerede bir gemiye el konsa içinden çıkıyorsa Nerede geliyor, nereye gidiyor diye soruyorlar Türkiye… Uçağa el konuyor dünyanın başka noktasında… Nereye gidiyor, Nerede geliyor Türkiye… İktidarın böyle bir şey olmadan olması mümkün mü ya? değerlendirmesinde bulundu.
“Göz yumuyorsan büyük yanılgı içerisindesin”
Babacan, dalgalanmalara ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert eleştirilerde bulundu. Babacan, “Bakın arkadaşlar açık üye, burada Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Biraz da yerde için kendisini sesleniyorum. Eğer böyle bir düşünceniz varsa, nasılsa birileri bu çıkışı para kazanırsınız? Bari bu para kazanan Türkiye olsun diyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz. Bizim inancımızda bir zararlı varsa, onu üreten, madde, alan şeytan herkes mesüldür. ‘Bana ne kullanandan’ diyebilirsin. Böyle bir şey yok… Uyuşturucunun her şeyi karşı, bu işi yapar” tepkisini gösterdi.
“Artık açıklama yapma değil çözüm üretme zamanı, artık ‘Hesap Vakti!’”
Babacan, demokrasila mücadele amacını destekleyen bir kampanya başlattıklarını da açıkladı: “Ülkemizde bir başka sorunu, maddeyi kurtarabiliriz… Gençlerimizin büyüklerini karartan, aileleri yıkanmış bu illet, tutulanin en acil olaylardan biridir. Gençlere sahip olmak, onları doğru yönlendirmek hem bir borcumuz hem gelecek olanların yerleri için hayati bir sorumluluğutur. Bu ülkelerin gençlerini, sokaklarını, korkusunu terk ediyoruz. Evladını ölen annelerin, düşüp kalan gençlerin,ce yardım babaların sesi biz olmak yapıyoruz.”
“Kampanyamıza TRT de gelsin”
Babacan, ‘Hesap Vakti’ kampanyasına TRT’yi de davet ederek, “Yarın, Yeni Yol milletvekillerimizin bir basın toplantısıyla başlatacağı ‘Hesap Vakti’ kampanyamızla, yıllardır görmezden gelenlere karşı milletin durmasını, vicdanın çağrısını tüm kamuoyuyla paylaşıyoruz. Kapsayacak bir kampanyayla bu işi Yeni Yol grubu olarak başlatıyoruz.Artık konuşma değil, adım atma zamanı.Artık açıklama yapma değil, artık hesap zamanı!“ programında yaptı.
“Birkaç bayrak, kamu spotu, bir iki operasyonla milleti kandırabilirsiniz”
“Rehabilitasyon merkezleri yetersiz. Uyuşturucu ile mücadele yetersiz. Torbacılar emniyeti tarafından bazen toplanıyor, ama onları da mahkemeler salıyor. Neredeyse mahallesinde, evliliğinde, ailesinde; bu illet bulaşmış bir genç var. Peki iktidar ne yapıyor ? Birkaç afiş, TV’ye bir kamu spotu… Yetmez! Bir iki işlemle göz boyayıp arkanıza zarar veremezsiniz. Bu milleti artık kandırabilirsiniz! Toplumun ahlakını, neslinin ruhunu koruyamayan bir iktidar; kendi meşruiyetini de koruyamaz. İktidardakiler! Nerdesiniz? Biz buradayız. ”
“1 Temmuz’da ara zam yapmak; asgari hayattan, asgari emeklilik maaşı alandan kalmaktan çalmak demektir”
Babacan, ara zam çağrısını yineleyerek “Yılın kesintisini tamamlıyoruz. 1 Temmuz tarihi itibarıyla memurlar, kamu görevlileri, emekliler hep bir ara zam alıyorlardı. Ancak iki yıldır hükümet kesildiler için ara zam uygulamıyorlar. Bu yıl, en düşük emekli maaşı için bir hazırlığı da mevcut görünüyor. Çünkü o kendi açıkladıkları uyduruk enflasyona kadar yeterli olanın maaşına zam yapıyorlar ya… Maaşın maaşı diye bir şeyler millete… Ama maaşın aslını etkilemiyor, maaşın aslı En düşük emeklilik maaşları için ayrı bir düzenleme gerekiyor. Bu enflasyonun çok düşük olduğu dönemlerde dahi 1 Temmuz’da hep bir ara zam yapıldı arkadaşlar. Ülkede, TÜİK enflasyonun dahi %30’lu %40’lı rakamlarda dolaştığı bir dönemde, 1 Temmuz’da ara zam yapmamak için yeterli miktarda emeklilikten da yararlanıyordu.
“İktidar kendi suçunun cezasını vatandaşa çektiriyor”
“Bu ülkenin enflasyonu patlatan bu hükümettir, enflasyonun sorumlusu bu iktidardır. Kendi suçunun cezasını vatandaşa çektirmek, şehitliktir. Bakın açık üyeleri, 1 Temmuz’da ara zam vermemek tam bir hak gaspıdır. İktidarı burada uyarlanıyor, büyük bir geçim sıkıntısı yaşayan hayatta kaldık ve emekliliğimize para harcamayı davet ediyorum.”
“Ülkemizin bekası için yüzümüzü daima demokrasiye çevireceğiz”
“Bölgemizde ne türden sorunlar olursa olsun, unutmamamız gereken bir hakikat var: Biz bir oldukça, birlik oldukça karşımızda hiç kimse duramaz. Unutmayın, kalenin dokusunun fethedilir. İran-İsrail Savaşı’nda karşılaşılacak. İran’ın içinden neler yaşanıyor. Allah korusun. Biz kendi içimize dikkat etmeliyiz. Kalenin içini sağlam tutmak gerekir. Biliyoruz ki önümüzdeki aylar, güvenlik konularının ön planında olacağı aylar olacak. Savaş çatışmasının ön planı olacak. Güvenliğin her ne olursa olsun, ödün vermeyeceğiz. Ancak bunu yaparken demokrasi ve özgürlük talebimizden de tek bir adım geri durmayacağız. Çünkü güvenlik, ancak güçlü bir şekilde sağlanmıştır. Türkiye’nin güçlü olabilmesi tek yolu; demokrasidir, özgürlüklerdir, hukuktur, adalettir. Bunu aklımızdan çıkaramayız. coğrafyanın bekası için yüzümüzü daima demokrasiye çevireceğiz”
“Baştan uyarıyorum, güvenlik için adaletten ve demokrasiden taviz vermiyoruz”
“Demokrasiden ve özgürlüklerden daha güçlü bir silah yok. Hukuktan, adaletten daha önemli bir güvenlik politikası yok Türkiye için. Çünkü bütün bu diktatörlüklerin, bu bütün otoriter rejimlerin ve bütün bu baskıcı rejimin elinde bir kozdur arkadaşlar. Güvenlik riskinden, siz özgürlüklerden, hukuk ve adaletten vazgeçeceksiniz, biraz oralardan tasarruf edeceksiniz. Çünkü güvenlik riskimiz var. Öyle değil ya… Biz hem güvenlik hem adalet hem de hukuk istiyoruz. Güvenlik için adaletten hukuktan demokrasiden taviz veremeyiz. Çünkü bunların önümüze gelecek günlerde günlerde, aylarda… Onun için baştan uyarıyorum.”