Dolar 42,5274
Euro 49,6098
Altın 5.782,09
BİST 10.918,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 19°C
Paz 15°C
Pts 12°C
Sal 12°C

Ali Babacan: Türkiye’de Yolsuzluk Artıyor, İktidar ve Muhalefet Kapsamlı Mücadele Etmeli

Ali Babacan: Türkiye’de Yolsuzluk Artıyor, İktidar ve Muhalefet Kapsamlı Mücadele Etmeli
9 Temmuz 2025 14:06
279

HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2003-2006 yıllarında yolsuzlukla mücadele için uluslararası anlaşmalara taraf olduğunu belirterek, iktidarın 2013 yılında bu anlaşmalara uymamaya başladığını söyledi. Türkiye’de ‘Toplam yolsuzlukların’ arttığını vurgulayan Babacan, bu oranın iktidar ve muhalefeti kapsadığını dile getirdi. Yeni Yol’da konuşan Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yolsuzlukla genel bir mücadele çalışması yaparak “Saimi yaptığınız , Meclis’te bir Yolsuzluklar Araştırma Komisyonu rejimim” dedi ve yolsuzlukla mücadelenin sadece muhalefeti değil iktidarı da kapsaması gerektiğini kaydetti.

“Kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır, olayın tüm hızıyla aydınlatılmalıdır”

Konuşmasında, Pençe-Kilit şehitlerini anarak başlayan Babacan, “Sözlerime Pençe-Kilit Harekât bölgesinde şehit düşen 12 askerimizi anarak başlamak istiyorum. Şehitlerimizin ona Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve yakınları na sabrını diliyorum. Tedavileri devam eden askerlere de acil şifalar temenni ediyorum. Acı çok büyük gerçekten. Milletimizin başı sağ olsun. Allah bu millete, bir daha, böyle acılar yaşatmasın. Bu hadiseyle ilgili kamuoyuna henüz tatmin edici bir açıklama yapılmadı. Olayın tüm ayrıntılarıyla incelenmesini ve aydınlığa kavuşturulmasını bekliyoruz. Konuyu sürekli takip etmemizi de özellikle ifade etmek istiyorum” ifadesini kullandı.

“Dün nasıl darbelere karşı dimdik durduysak, bugün de aynı kararlılıkla demokrasiyi, özgürlükleri savunmaya devam ediyoruz”

“Hafızamızda derin izler bırakan bir tarihin yılın dönümüne yaklaşıyoruz. Bundan tam 9 yıl önce FETÖ terör örgütü, bir darbe girişiminde bulunmuştu. 15 Temmuz 2016 akşamı Gazi Meclisimiz başta olmak üzere pek çok hedefe yönelik eş zamanlı saldırılar yapıldı. Milletimiz demokrasiye ihanet etmeyenlere ‘Dur’ dedi, kendi iradesine sahip çıktı. Tek silahları, yüreklerindeki cesaret yeteneği olanımız; kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla meydanlara indi, kendi ülkelerine sahip çıktı. 15 Temmuz gecesi milletimiz bir oldu, dünyaya hep bir ağızdan çığlık attı. ‘Bu topraklarda irade millettindir’ dedi. ‘Güç şeklinin ucunda, tankların üstünde değil; güç sandığıtadır’ dedi. Köprülerin tutulduğu, silahların halkın üzerine çevrildiği o gece, korkuya teslim olmayan tüm gücümüzü yürekten selamlıyorum. 15 Temmuz gecesi 251 şehit verdik. Hepsini tek saygıyla, rahmetle anıyorum. Hiç şüphemiz olmasın. Dün nasıl ki darbelere karşı dimdik durduysak, bugün de ayakta da aynı kararlılıkla, milletimizin yanında kalma ve demokrasiyi, özgürlükleri savunmaya devam ediyor.”

“İktidarın yolsuzlukla mücadele derdi olsa soruşturmalar yalnızca muhalefet partisini kapsamazdı”

İktidarın yolsuzlukla mücadelesi yoktu Babacan “Ülkemizde yargılama yoluyla siyasetin dizayn edilmeye çalışıldığı bir dönemn geçişiz. Siyasetin ayrı ayrı her gün soruşturmalar var, gözaltılar var, toplanırlar var… İktidarın bütçesinin gerçekten yolsuzlukla mücadele edilse de, bu soruşturmaların adil ve bir biçimde bir biçimde, hem iktidar hem de tasfiye partilerini kapsaması gerekiyordu. Oysa sadece mart ayının bu yana sadece desteği belediyelerinin hedeflendiği bir süreci izliyoruz. Gerçek bir veri yok, çalışmıyor. Adalet, bir siyasi görüşe göre şekillenmez. Adalet hakkı ve hukuk esasını alarak işler. Eğer bir iddia varsa, b iz elbette ki bunun üzerine gidilmesini ve suçlu bulunanlardan hesap sorulmasını rica ederim. Bunun takipçisi olacaksınız. Ancak işletim işlemleri ve uygulanan usullere göre, bir hukuk devletiyle asla bağdaştıramayacağımız bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi.

“Uluslararası toplum ‘Yolsuzluk nedir, rüşvet nedir?’ tanımladı, Türkiye de imza attı”

“Eğer devlet yönetiyorsanız, eğer temiz bir yönetim hedefliyorsanız, ister merkezi hükümet olsun ister yerel yönetim olsun, iki ilkeye dikkat etmeniz gerekir. Nedir bu iki ilke? 1. Şeffaf. 2. Her zaman hesabınızı hazır bulundurursunuz. Son 25-30 yılda çok sayıda uluslararası kuruluş, yolsuzlukla mücadele konusunda önemli çalışmalar yaptı. İlkeleri bunların neler olduğu belirlendi çünkü bunlar çok tartışılıyor, ‘Acaba bunu yapmazsan bu yolsuzluk mudur, bunu yaparsan bu usulsüzlük müdür, şu olursa şuna böyle bir şey verirsen bu rüşvet midir?’ diye bu temizleyiciler kafalar iyi karışıktır. Ama sonuçta Türkiye’nin tam üyesi olduğu pek çok uluslararası kuruluş bir araya geldi ve bunları açık bir şekilde tanımladı ve bütün bu kurallar uluslararası anlaşmalarla bağlandı, imzalandı. Avrupa Birliği yolsuzlukla mücadele ile ilgili bir direktif yayınlandı, tarih 1997… Avrupa Konseyi, Yolsuzluğa Karşı Görüntü Grubu sözleşmesi imzalandı, tarih 1999… Bakın Türkiye Avrupa Konseyinin tam üyesi, kurucu ülkedir ve bu anlaşmanın imzası atılmıştır. OECD’nin Yolsuzlukla Mücadelesi 1999 yılında imzalanmıştır. Türkiye OECD’ye tam üyedir, o anlaşmaların altında imzası vardır. Birleşmiş Milletler’in Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi hazırlandı 192 ülkenin süzülmesinden geçti ve 2003’te bu anlaşma imzalandı. Türkiye de bunun sağlamadığını belirtti. Yani uluslararası toplumun yolsuzluk nedir, rüşvet nedir bunu tanımladı. Bu bilinmeyen bir şey değil, yolsuzlukla mücadelenin yöntemleri konusunda mutabık kalındı. Evet, kuralları ortaya koyuyoruz ama buna uymayanlarla nasıl mücadele ediliyor, bu da esaslara bağlandı.”

“Ekonomimizin en parlak olduğu yıllar, yolsuzlukla mücadele anlaşmalarına uyduğumuz yıllardır”

2003-2006 yıllarında Türkiye bulara taraf oldu ve mecliste de bulara Türkiye’nin de tarafın olduğu şekilde anlaşmaya vardı. Yıllara kadar Türkiye yolsuzlukla mücadelede olumlu ilerlemeler sağlandı ve bu muhasebede Türkiye sürekli iyileşti.”

“Bu büyük ve güzel, bütün dünyada yolsuzluklarla anılan bir ülke haline geldi”

Babacan, iktidarın 2013 yılından sonra yolsuzlukla mücadele anlaşmalarını rafa kaldırdığını belirterek, “2013 yılından bu yana, Türkiye uluslararası raporlamasında sürekli olarak devam ediyor. Yani 2013’ten 2024’e kadar Türkiye’deki yolsuzluklar sürekli arttı. Bu toplam yolsuzluk ha! İktidar kompozisyonu yok burada. Ülkenin genel artış artışı artıyor mu azalıyor mu? Ölçülü bu… Tam 11 yıldır arkadaşlar sürekli olarak izleyebiliyorlar. Bunu kim ölçerek yayınlıyor, uluslararası şeffaflık örgütü ve bizim tam üyemizde OECD. Şu anda bu büyük ve güzel ülke, bütün dünyada yolsuzluklarla anılan bir ülke haline geldi ya…” dedi.

“Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Gelin şu imar rantlarını bir düzenlie sokalım”

“Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Gelin şu imar rantlarını bir düzene sokalım. Ya biz Türkiye’nin en genç partilerinden biri olarak 81 il başkanlığı, 650 tane il başkanı nasıl gitti. Bizim bir tane belediyemiz var, bizim imar rantı diye bir ticaretimiz var, nasıl buldunuz? Korkmayın ya siz de bulursunuz. Bulamazsanız biz size isim de bulursanız. Meclis’ten geçirelim, hodri meydanı…”

“Muhalif kim varsa ortadan kaldırmak”

Erdoğan’a yönelik eleştirilerini ileri süren Babacan, “Yani, dikkat edinim belgesinde Türkiye’nin dağılımı başlıyor ya, biz bunu hemen anlıyoruz müdahale ediyoruz ya… Beyhude… hiçbirini kabul etmedi. İşte arkadaşlar, o gün bugündür Türkiye gidiyor. Kimse şu sonuncusu ‘sadece bir yolsuzlukla mücadele’ diye yutturmaya kalkamasın. Biz sizi tanıyoruz. Derdinizin neşeli bir şekilde iyi organize edilmediğini. Bu dava öyle sadece yolsuzlukla mücadele meselesi değil. Biz bunları gayet iyi tanıyoruz. Bunların sıkıntılarının ne olup olmadığı da çok iyi organize edildi. Evet yolsuzluk harcamaları varsa sonuna kadar gidilmeli ama şu anda yapılanlar sadece bundan ibaret değil. Şu anda yapılanlar karşısında görüldüğü muhalif kim varsa bir şekilde elemine ortak çabasıdır” ifadelerine yer verdi.

Külliyede uydurma imza skandalı: Milletvekillerinin imzaları taklit ediliyor

“Samimiyseniz, gelin Mecliste bir ‘Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’ kuralım. Sayıştay, Meclis adına denetim yapılması gereken bir kurumdur. Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece Külliyede sağlanan altıdaki imzaların bile Külliye’de uydurma imza atıldığı bakın geçerek, daha dün arkadaşlar bir örnek verdi. Bir milletvekili imzası var kendi bilgileri değil diğerlerinin imzası atılmıştır, çünkü kendi imzası değil; berbat bir durum… Çünkü yazan kendisi değil, milletvekili kendi başına yanlış yazar mı? Bir bakmışlar her teklifin altında farklı farklı imzalar var. İmza bile Külliye’de atılıyor, gönderiliyor. Şu işe bakın.”

“İdari kararlarla yolsuzlukla mücadele edilmemesi, yargı ve Meclis denetimi yapılması gerekiyor”

“İçişleri Bakanlığının keyfine göre, şu belediyeye soruşturma izni verilmiş, bu belediyeye soruşturma izni talimatım gibi garabeti de ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bu idarila olamaz, denetim denetimi de Meclis denetimi de idarenin vesayetineamaz bağlandı. Sayın Erdoğan! Hodri meydan, hodri meydan. Samimiyseniz, gelin bunlardasınız. yolsuzlukla mücadelede kararlı olduğunuzda çözümü budur. Çözümü öyle uzaktan kumandayla bu işi havale etmek değil. Gelin bu işe sahip çıkın. Böyle bir çalışma ana muhalefet partisinin de itirazı olmaz umarım. Hep üyesi. Doğru, hesap vermekten kaçmaz. Doğru, hesap vermekten kaçmaz. Nokta…”

“Türkiye’de başka bir hukuksuzluk garabeti de KHK uygulamalarıdır, haksızlıklar düzeltilmelidir”

Babacan, konuşmasında, KHK mağduriyetlerine de dikkat etmeden “Gerçekten dünyadaki adaletsizliğin, hukuksuzluğun çok ileri boyutlara geldiği bir dönemden geçiyor. Türkiye’de bir başka garabet de bu KHK uygulamaları ile ilgili garabettir. KHK uygulamasıyla odasından alınan, çıkarılan binlerce, on ülkedeki liberal çalıştırdı. Savcılıkların takipsizlik verileri, bunlar arasında kalan dosya var. Savcılar hakimler diyor ki ‘Bu insanın hiçbir yok.’ Ancak KHK ile eğer görevden ihraç edilse tekrar eski görevine fiilen uygulanmıyor. Bu da bir başka hukuk garabetidir. Bu haksızlık düzeltilir, bunla ilgili bilinen bizim DEVA Partisi olarak hazırladığımız 8 No’lu Eylem Planımızda çok kapsamlı bir hukuk çözümü var, çok kapsamlı… Her durumdaki insanımızı inceledik, ona göre çözüm üreten bir hazırlığımız var. Bugün Meclis sorusunun ardından yasalaşabilecek bir hazırlık. Ancak Mecliste bu konuların bir Araştırma Komisyonu sistemiyle ilgili büyük bir fayda görüyoruz ve umarım Yeni Yol grubu olarak bu konuyla ilgili bir hazırlık da tamamlandı ve bugün bu Araştırma Komisyonu ile ilgili teklifler, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunuldu. Gelin, hep beraberlik bu adaletsizliği bu haksızlığı da önleyelim. Çünkü adalette hukukta böyle bir şey yok… Kendinizden olmasa da, hatta kendinize düşmanlık yapmış olsa da onlara karşı bile adaletle hükmetmek herhalde devletin yöneticisinin en önemli politikalarından birisi” dedi.

“Adaletini, hukukunu, demokrasiyi hep beraber onaracağız, dışarıdan kaldıracağı z! ”

“Adalet, bir siyasi görüşe gö re de ğil, hak ve hukuk esas alarak işler. Eğer adaletin terazisi şaşarsa, o zaman toplumun ne güven kalır ne de huzur… Ama buradan ilan ediyoruz: İnşallah biz bu düzeni değiştireceğiz iz! Korkunun değil, özgürlüğün egemen olduğu bir Türkiye ‘yi hep birlikte kuracağı z! Adaleti, hukuku, demokrasiyi hep beraber onaracağız, dışarıdan kaldıracağı z! Çünkü bu millet, korkuyla değil adaletle, umutla, özgürlükle yönetilmeyi hak ediyor! Biz bu ülkede, bu aziz milleti, gönülden ülkede. Bu toprakların bereketini, bu milletin alındığını, bu ülkenin insanlarının iman dolu yüreklerini elde ettiklerini. Ve biliyoruz… Bugün sokakta umut arayan güzel insanlarımız var. Bir lokma ekmek için gece gündüz helal peşinde koşan anneler, babalar var. Borç yükünün altında ezilen, hayalleri yarım kalan gençlerimiz var. Emekliliğin huzurunu arayan, ama ay sonunu getiremeyen yaşlılarımız var. Şunu unutmayalım Allah’ın izniyle bu zor günler geçer. Biz buradayız. Bir aradayız. Omuz omuza, el ele, gönül gönüle, bu büyük ve güzel bölgeyi onarmak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Umudu yeniden büyütmek, adaleti herkese eşit şekilde tesis etmek, refahı 85 milyona adilce ödemek için buradayız. Bu yol kolay bir yol değil, bunu yapın. Ama bu yolu doğru olan yolu, bu yolu hayırlı olan yolu. Ve bu yolu birlikte yürürsek, Allah’ın izniyle, bu ülkenin gözyaşlarını dindiririz, umutlarını büyütürüz, Türkiye’yi hak ettiği parçalara taşırız. ”

Paylaşın:
Habermax, tarafsız ve şeffaf habercilik anlayışıyla, her görüşe saygı göstererek doğru ve güncel bilgileri sunmayı hedefler. Siyasi ayrım yapmadan, güvenilir içeriklerle okuyucularını bilgilendirir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.