Salgın süresince Çankayalı yurttaşlara yapılan yardımları da anlatan Taşdelen, “Sürecin başından bugüne 80 bin hanenin kapısını çaldık. Gıda ve nakit destekler sağladık. 0-6 yaş arası çocuğu olan ve ekonomik durumu süt almaya bile müsaade etmeyen 2 bin 300 eve süt dağıtımı gerçekleştirdik” dedi. Taşdelen, görevdeki bir buçuk yılını ve salgın sürecinde yapılanları Cumhuriyet’e anlattı.
– Göreve geldiğinizden bu yana yapılan hizmetleri ve geçen süreci nasıl değerlendirirsiniz?
CHP’li belediyeler olarak seçimden önce belediyelerde israf, yolsuzluk önlendiğinde, belediye kaynakları başka yerlere aktarılmadığında ve belediye liyakatle yönetildiğinde kaynakların hem vatandaşları yeni projelerle buluşturmaya hem de olabildiğince sosyal yardımları artırmaya yeterli olacağını söylemiştik.
Bir buçuk yıldır Millet İttifakı belediyelerinde bu iddiamızın ne kadar doğru olduğunu kanıtladık. Üstelik pandemi süreci gibi yüz yılda bir yaşanan ve ekonomik anlamda darda olan yurttaşların daha çaresiz duruma sürüklendiği bir süreçte, başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere CHP’li belediyeler dertlere derman oldular.
Pandemi sürecinde gelirlerin daralmasına ve belediye gelirlerinin düşmesine rağmen bunu başarabilmiş olmak, bizim o iddiamızın ne kadar yerinde ve doğru olduğunun kanıtıydı. Sosyal belediyeciliğin hayata geçmesinin en önemli yönü de bizim yönetim anlayışında ortaya koyduğumuz fark oldu ve bunu projelerle somutlaştırdık.
‘KRİZİ EMEKÇİYE YÜKLEMEDİK’
– Belediyenin kendi çalışanları için neler yaptınız?
Ülke ekonomisi ne zaman dara düşse, iktidar hemen emekçi sınıfların üzerinden bir kaynak yaratma çabası içine giriyor. En son kıdem tazminatına dokunma çabalarının ve emeğiyle geçinen insanların tazminatına göz dikmelerinin nedeni budur. Sigorta fonunda biriken paraya göz dikmelerinin nedeni budur. Asgari ücrette bile vergi var, dolaylı vergiler yüzde 70’i aşmış ve bu vergiler üstünden halkın üzerine binilmiş bir durum var.
Hükümetin bu yaklaşımına karşı biz CHP’li belediyeler olarak kaynağın emekçi sınıfına yıkılmaması, şehir hastanelerinde olduğu gibi hasta değil, müşteri muamelesi gören, köprülerde olduğu gibi geçmediği köprüden para alan bir yaklaşım yerine alternatif bir ekonomi modeli öneriyoruz. Sayın Genel Başkanımız da bunu anlatıyor…
Sonuçta kimse maaşını dolarla almıyor ama giderler dolar üstünden cebinize biniyor. İşte biz de bu yüzden çalışanımızın yanında olmayı kendimize hedef belirledik. Yani sosyal belediyecilik, darda olan yurttaşlarımızın yanında olmak, sokağa çıkma yasağı olduğunda evine ekmek götüremeyen yurttaşa yardım etmek olduğu gibi aynı zamanda işçimizin de yanında olmak olduğunu gösterdik.
Çankaya Belediyesi olarak örnek işlere imza attık. 2018’de taşeron kanunuyla taşeron işçiler belediye şirketlerine geçti. Maaş, sosyal haklar, yemek yardımı gibi artışlar gerçekleştirdik. Şu an bizde taşeron işçi kalmadı. Hepsi belediye şirketimize geçti ve gelir düzeyleri yükseldi.
En son kadrolu işçilerimizle toplusözleşme imzaladık. Onlara da yüzde 21’e yakın bir zam yaptık. İmar AŞ ve Belde AŞ çalışanlarında ise sosyal haklarda yüzde 50’ye varan, ücretlerde de yüzde 25’e varan artış sağlandı.
– Salgın dönemi çalışmalarınızdan da söz edebilir misiniz?
Pandemi sürecinde sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini verdik. Darda olanın yanında olduk. Gıda destekleri, ekonomik destek verdik. CHP’li belediyeler de çok başarılı oldular. Yapılan bir araştırma sonucunda pandemi faaliyetlerinde yüzde 72 oy oranıyla en başarılı belediye Çankaya seçildi.
Bunun için Çankayalılara teşekkür ediyorum. Biz “Çankaya’da kimse yalnız değildir” parolasıyla yola çıktık. Süreç başından bugüne 80 bin hanenin kapısını çaldık. 0-6 yaş arası çocuğu olan ve ekonomik durumu süt almaya bile müsaade etmeyen 2 bin 300 eve süt dağıttık. 65 yaş üstü vatandaşlarımız evden çıkamıyordu, onların bütün alışverişini yaparak ilaçlarını alarak onlara ulaştık.
Sokağa çıkma yasakları zamanında insanların hava alacağı tek yer balkonuyken, onlara 54 bin menekşe dağıtarak bir yaşama sevinci vermek üzere ulaştık. 16 bin çocuğumuza 80 bin kitap dağıtarak ulaştık. Çocuk klasiklerini hediye ettik. 20 bin gencimize Atamızın Nutuk’unu armağan ederek ulaştık.
Çiftçimize destek olalım dedik, Adana’dan 50 bin ton kuru soğan aldık. Bunu Çankaya’da yoksul mahallelerde dağıttık. Esnafımızın yanında olduk. Çankaya’da kapalı olan bütün berberlerimize gıda desteği sağladık… Bugün insanların yanında olmayacaksanız ne zaman olacaksınız?
Kaynak Çankaya Belediyesi Web aracılığıyla