HABERMAX. Büyükçekmece, 25 Kasım 2024 – Esenyurt Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Yeşim Aytulum, geçmişteki siyasi kimliği ve görevleri ile dikkatleri üzerine çekiyor. 2000’li yıllardan itibaren AK Parti içinde önemli görevlerde bulunan Aytulum, son olarak CHP’li Esenyurt Belediyesi’nde Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. Bu atama, hem yerel yönetim hem de siyasi çevrelerde büyük tartışmalara yol açtı.
Yeşim Aytulum, AK Parti içinde uzun yıllar görev almış bir isim. 2002-2005 yılları arasında AK Parti Esenyurt Belde Kadın Kolları Kurucu Başkanı olarak aktif siyasete adım atan Aytulum, daha sonra Büyükçekmece İlçe Kadın Kolları Başkanlığı ve İstanbul Kadın Kolları İl Yönetim Kurulu Üyeliği gibi önemli görevlerde bulunmuştur. Ayrıca, Esenyurt İlim Yayma Cemiyeti Kadın Kolları Başkanlığı ve Beylikdüzü Ensar Vakfı Kadın Kolları Başkanlığı gibi sivil toplum kuruluşlarında da aktif olarak yer almıştır.
Aytulum’un AK Parti’nin farklı kademelerinde uzun yıllar görev yapmış olması, onun siyasi kimliğini büyük ölçüde şekillendirmiştir. Ancak şimdi, yıllarca AK Parti’nin kadrolarında yer alan bu isim, CHP’li Esenyurt Belediyesi’nde kayyım olarak görevlendirildi.
Aytulum’un Esenyurt Belediyesi’ne kayyım olarak atanması, uzun süredir devam eden bir tartışmanın odak noktası haline geldi. CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı’nın görevden alınmasının ardından, merkezi hükümet tarafından atanan kayyım yönetimi, Esenyurt Belediyesi’nin yönetimi üzerinde tam bir denetim sağlıyor.
Kayyım atamaları, son yıllarda Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde yerel yönetimlerde sıkça karşılaşılan bir durum. Özellikle, belediyelerin kayyım yönetimine devredilmesi, demokratik seçimlerin ve halk iradesinin yok sayılması olarak yorumlanabiliyor. Ancak, Aytulum’un geçmişteki siyasi kimliği ve AK Parti ile olan sıkı bağları, bu atamanın toplumda daha fazla tartışılmasına yol açtı.
Sosyal medya ve yerel siyaset çevrelerinde, Aytulum’un kayyım olarak atanmasını sorgulayan birçok yorum ve açıklama yapıldı. Barış Yarkadaş, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yeşim Hanım, siz hangi seçime girdiniz de CHP’li belediyeyi yönetme hakkını aldınız?” sorusunu yönelterek, Aytulum’un kayyım olarak atanmasının demokrasi ile bağdaşmadığını belirtti. Yarkadaş, Aytulum’un AK Parti kökenli bir siyasetçi olmasının, bu atamanın toplumda şüphe uyandırmasına neden olduğunu ifade etti.
Bu açıklamalar, kayyım atamaları konusunda geniş bir toplumsal tepkiyi ortaya çıkarmış görünüyor. Yerel seçimlerde halkın tercihini yansıtan başkanların görevde olması gerektiği savunuluyor. Aytulum’un geçmişteki siyasi kimliği, Esenyurt’taki AK Parti seçmenini temsil eden bir profil çizdiği için, CHP yönetimindeki bir belediyeye kayyım olarak atanması, tartışmaları daha da derinleştirdi.
Öte yandan, kayyım atamalarının Türkiye’deki siyasi bağlamda sıkça eleştirilen bir uygulama olduğu biliniyor. Son dönemde, özellikle Prof. Dr. Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla ilgili yaşanan gelişmeler, kayyım atamaları ile ilişkilendirilmeye başlandı. Sosyal medyada bazı kullanıcılar, bu atamaların, merkezi hükümetin yerel yönetimler üzerindeki denetimini güçlendirme çabalarının bir parçası olduğunu savunuyor. Kayyım atamaları, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyım atanması uygulamasının bir devamı olarak görülüyor.
Bu durum, yerel yönetimlerin özerkliğini savunan bir kesim tarafından ciddi şekilde eleştiriliyor. Aytulum’un kayyım olarak atanması da bu tartışmanın parçası haline geldi. Toplumda, yerel halkın iradesinin dışlanması ve merkezi hükümetin müdahalesi ile bu tür atamaların yapılması, demokratik süreçlere müdahale olarak algılanıyor.
Kayyım atamaları, yerel yönetimlerde demokratik işleyişin sekteye uğramasına neden olabiliyor. Aytulum’un kayyım olarak atanması, bu tür müdahalelerin toplumda yarattığı rahatsızlıkları bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle, seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atanmasının halkın demokratik tercihlerine aykırı bir durum yarattığı ifade ediliyor.
Yerel halk, kayyım yönetimlerinin çoğu zaman halkla doğrudan bir bağ kuramadığını ve yerel sorunları çözmede etkin olamayabileceğini düşünüyor. Bu tür atamalar, toplumun yerel yönetimle olan güven ilişkisini zedeleyebilir.
Yeşim Aytulum’un Esenyurt Belediyesi’nde kayyım olarak görevlendirilmesi, sadece yerel yönetimle ilgili değil, aynı zamanda Türkiye’deki siyasi yapıyı da sorgulatan bir gelişme oldu. Aytulum’un geçmişteki siyasi kimliği, bu atamanın meşruiyetini tartışmaya açarken, yerel yönetimlerin kayyım yönetimine devredilmesi, demokratik sürecin zedelenmesi olarak değerlendiriliyor.
Aytulum’un kayyım olarak atanması, toplumun farklı kesimlerinde büyük bir tepkiye yol açtı ve bu tür uygulamaların Türkiye’deki demokratik yapıyı nasıl etkileyebileceğine dair önemli soruları gündeme getirdi. Bu olay, yerel demokrasi ve seçimle gelmiş yöneticilerin halk tarafından belirlenmesi gerektiği anlayışının daha da güçlendirilmesine ihtiyaç duyulduğunu bir kez daha hatırlatıyor.